Anadol’ların en güzeli

 Anadol’ların en güzeli

Türk otomotiv tarihinde yeri çok özeldir Anadol’un. Bugün halen üretilmesi hayal edilen ‘yerli otomobil’ için onun ismi geçiyorsa insanımızın kalbinde önemli bir yer edinmiş demektir. Koç Holding ile Ford Motor Company ortaklığıyla 1966’dan 1984’e kadar aralıksız üretilen endüstrimizin ikinci yerli otomobili, dünya otomotiv sanayi tarihinde de hala saygıyla anılır. Yaklaşık 17 yıllık üretim periyodunda iki farklı sedan, coupe, pikap ve buggy -ki dünyanın ilk buggysi kabul edilir!- gövde versiyonları üretilen Anadol’un belki de en güzel en modern versiyonu bir station wagon olan SV1600 idi. Günümüzün lifestyle station wagonlarına nazire yapacak kadar şık ve dikkat çekici fonksiyonellik özelliklerine sahip SV1600 artık yollardan neredeyse tamamen çekilmiş durumda…

İstanbul Koşuyolu’ndaki Otosan üretim bantlarından, sedan kardeşinden yedi yıl sonra 1973 yılı Kasım ayında, A5 üretim kodu ile dünyanın ilk fiberglass gövdeli 5-kapılı station wagon otomobili olarak çıktı. İngiliz Reliant’ın Scimicar Sports-station Coupé konseptinden esinlenilerek tasarlanmış ve sedan Anadol modellerinden çok farklı bir dizaynla üretilen bu araç, A1 platformunda kullanılan aynı boyutlardaki H-tipi tam çelik şasi üzerinde yükseliyordu. Şasi, helezonlu bağımsız ön süspansiyon ve makaslı arka aksın üzerine kurulmuştu.

Otomobilin ters açılan kaputunun altındaki 1599 cc hacimli Ford (I-4) Kent Crossflow 4 silindir üstten tek eksantrikli motor, 5200 d/d’da 65 HP güç üretiyordu. Anadol’a 15.4 saniyelik 0-100 km/s hızlanma ve 19.6 saniyelik 0-400 metre kat etme performansı sağlayan motor, 100 km’de 9.1 litre benzin tüketiyordu. 940 kg ağırlığındaki araca sağlayabildiği maksimum hız ise 150 km/s idi. Direksiyonda “rack-and-pinion” (kremayer) sistemi, frenlerde tek devreli ve servo destekli hidrolik sistem (önler disk, arkalar tambur -kampana!-), debriyajda da tek kuru plaka, diyafram yaylı, spiral kontrollu telli sistem kullanılan Anadol SV1600’ün vites kutusuysa döküm demirden, 4 ileri düz vitesli Ford’un Type 2 modeliydi. Benzer model yıllarındaki birçok otomobilde el freni konsol altından çekmeliyken Anadol SV1600’de park freni, yenilik olarak iki koltuk arasındaki günümüzün en geleneksel yerine konumlanmıştı. Gösterge panelinde ise yine önceki Anadol modellerinde olduğu gibi, direksiyon milinin hemen üzerinde 2 gösterge yer alıyordu. Solda, alt kısmında uzun hüzme (mavi) ve sinyal (sarı) lambalar ile km sayacının bulunduğu Smiths km saati, sağında ise orta kısmında marş (kırmızı), yağ (yeşil) lambalarının bulunduğu Smiths yuvarlak hararet ve benzin göstergesi yer alırdı. Otomobilin birçok detayı, üretildiği dönemin station wagonlarındaki Bertone ve Pininfarina dizayn özelliklerini taşımaktaydı.

SV1600’lerde alüminyum alaşımlı jantlar, yeni tip direksiyon, yeni yan aynalar kullanılmış, dış boya ise yanlarda siyah-beyaz şeritli tek renk olarak üretilmişti. 1976’dan itibaren otomobilin daha lüks donanım versiyonları piyasaya sürülmüş, en dikkat çekici özellik olarak iki renkli dış boya ve yeni iç dizayn kullanılmıştı. Kokpitte gösterge paneli yenilenmiş, kapı içleri ve ön göğüs kısmı döşeme renginde vinil kaplanmış, iç kapı açma kolları gömülü bir şekil almış, ön koltuklar sırt ayarlı ve yatar hale getirilmiş, arkada ise bagaj hacmini genişletmek amacıyla sökülür-takılır (katlanır) koltuk modeli uygulanmıştı. Anadol SV1600 üretimi, 1981 yılında durdurulmuş, Kasım 1973-Ocak 1981 arası toplam 6092 adet üretilmiştir. Bir sedan ülkesi olarak Türkiye’de sınırlı sayıda kullanıcıya ulaşan otomobil yine de dönemin popüler station wagonu Renault 12 SW ile rekabete girmiş, üretiminin noktalanmasıyla kulvarını Murat 131 Kartal’a teslim etmişti.

(www.anadolturkey.com’dan alıntılar yapılmıştır.)