Jeep® Grand Cherokee Overland CRD

Dünyada yaygın yaklaşım olduğu gibi Türkiye’de de ortak isimle anılır arazi araçları! Anadolu’nun neresine giderseniz gidin, göreceksiniz ki yerden biraz yüksek, arazide pes etmeyen türden dört çeker, marifetli ama daha çok cefakar kimliğiyle bilinen yaşlı başlı araçların tümüne ‘cip’ derler. Bunun kökeni, Anadolu insanının Jeep’i 1950’lerden beri çok iyi tanımasında yatar. Son 15 yılda türeyen SUV’lar ise bundan resmen “nasiplenenler” olmuştur. Bu ülkenin kültürü böyledir. Birine bir lakap takılmaya görsün! Ne şanstır ki, bu tip “gerçekten” cefa çeken araçların ortak kazancıdır, bu kadar pozitif bir lakap takılmış olması. Çoğunlukla Willys Jeep’tir ama Nissan’ın atası Prince de görülür tek tük, yine yaygın olarak rastlanan Land Rover Defender da! Ama tümünün adı aynıdır, kısa ve net: cip! İşte bu yüzden isminin yanında ® kullanma gereği hissetmiştir Jeep! Sloganını da ‘There is only one Jeep/Sadece bir tane Jeep vardır’ die belirlemiştir! ‘Gerçek bir “cip” ile karşılaştığımda aklıma hep bu ilginç durum gelir. Yılların iflah olmaz sporcusu Porsche bile milyonlarca euroluk yatırım yapar, kulvarından taşar, yollara sunar, dağlara çıkar ona da cip derler! Gülümserim. Ama bir de Jeep vardır!

İnsanlığa büyük trajedilerle birlikte büyük teknolojik sıçramalar da getiren İkinci Dünya Savaşı’nın miraslarından biridir Jeep markası. Dünyanın ilk dört tekerlekten çekişli arazi araçlarının üreticisi günümüzde o eşsiz birikiminin en sofistike örneklerini sunuyor kullanıcılarına. Modern zamanların güç-konfor-güvenlik ve prestij gibi beklentilerini eksiksiz sunarken köklerini de unutmuyor ve üstün arazi yetenekleriyle doğaya meydan okuyor! Bunu Wrangler modelinde daha çok doğa odaklı gerçekleştiren marka, Grand Cherokee ile şehir hayatının yıpratıcılığıyla doğaya direnci birleştirerek yapıyor!

Dördüncü nesil Grand Cherokee
Grand Cherokee, arazi aracı segmentinin kurucusu Jeep markasının tüm beklentilere cevap verebildiği en tepe noktası! İlk olarak 1992 yılında tanıtılıp 1998 ve 2004’te yeni gövde ve yeni teknolojilerle geliştirilen otomobil, dördüncü jenerasyona geçen yıl ortaya çıkan versiyonla ulaştı. Otomobili ilk olarak Mayıs ayında Hatay’da yapılan lansmanında birkaç saat kullanma şansı bulmuştum. Şimdiyse üç gün birlikteyiz. Grand Cherokee’nin farklı bir aurası, farklı bir konumu var. Yanına gelen yeni yetme SUV ‘torunlar’ın ebatları daha büyük, motorları daha güçlü bile olsa o, aralarında bir padişah gibi duruyor. Çünkü o bir öncü, Amerikalıların söylediği gibi trail blazer! Burada hızı, gücü çok da mühim değil, Grand Cherokee başka bir şey, ‘ağır abi’nin ta kendisi. Aslında otomobile biraz alıcı gözle bakıp değerlendirince hatlarının ilk neslinden bugüne doğru yolculuğunu gözleyebiliyorum. Çok karakteristik tasarım özellikleri korunuyor ama 20 yıl içinde dönem dönem modernize ediliyor. Asıl yeniliklerse konstrüksiyonda ve tabii alt yapı teknolojilerinde.

Jeep® Grand Cherokee’nin 2915 mm’lik aks mesafesi, yerine geçtiği modelden 13.5 cm daha uzun ve aracın toplam uzunluğuna bir önceki modelden 40 mm daha fazla katkıda bulunuyor. Daha uzun aks mesafesi, daha fazla iç alan sağlıyor ve arka koltuktaki yolculara 10 cm bir diz ve bacak mesafesi sunuyor. Daha gelişmiş taşıma kapasitesine de sahip olan Grand Cherokee, daha geniş ön kapı açıklıkları (4.8 cm daha geniş, 5 cm daha yüksek) ve 78 derece açılan arka kapılar (önceki modelde 67 derece) ile iç mekana daha kolay erişim sağlıyor.

Maksimum bagaj hacmi ve yolcu konforu için arka koltuklar önden arkaya doğru toplam 12 derece hareket edebiliyor… Mükemmel donanımlı bagaj alanı, çıkarılabilir/yeniden şarj edilebilir bir el fenerine ve her iki yanda yeni ve gelişmiş market alışverişi çengellerine sahip bir saklama alanı içeriyor. Ne de olsa Amerika’da bu araç, daha çok market alışverişlerinde kullanılıyor! Yedek lastik bölmesi, çamurlu eşyalar veya diğer parçaların güvenli bir şekilde saklanması için çıkarılabilir ikili muhafaza alanları içeriyor. Yukarıya doğru açılan yeni bagaj kapısı, zahmetsizce uzaktan kumandayla kaldırma/indirme rahatlığı sağlıyor.
Burulma direnci önceki Grand Cherokee’ye göre yüzde 146 daha sert ve gelişmiş dayanıklılık, azaltılmış gürültü, titreşim ve sertlik (NVH-Noise, vibration, harshness) sunan yeni Jeep® Grand Cherokee’nin gövdesinde 5400’ten fazla kaynak bulunuyor.

Lüks ama sert ve çetin ceviz!
Aracın içinde iyi hissetmemek imkansız. Büyükçe bir sunroof sayesinde ferah olan kabindeki renk seçimleri ve kısmen deri kaplı kokpit ile tamamen deri kaplı koltuklar mekanı elitleştiriyor. 2004’te tanıtılan üçüncü jenerasyona göre malzeme kalitesinin belirgin olarak artırıldığını gözlemlediğim kabinde ergonomik bazı düzenlemeler de yakaladım. Kapı açma kolları minder seviyesinden alınıp cama yaklaştırılırken selefine göre kullanımı belirgin olarak iyileştirilmiş. Ama A sütunundaki tutamağın kaldırılmış olması, araca binişlerde sağlanan kolaylığı ortadan kaldırmış! Yine Overland’e özgü ısıtmalı direksiyon simidi, dokunmatik ekranlı müzik sistemi, geri görüş kamerası, çift bölgeli klima gibi ekipmanlar, araçtaki lüks seviyesini yükseltiyor.

 

Grand Cherokee’nin karakteri sürücü koltuğundan seçilebiliyor. Agresif mi uysal mı, sportmen mi konforlu mu, belirlemek tamamen elimin altında! İlk teslim aldığımda Comfort modunda olan süspansiyon sistemi, sağladığı yumuşak yaylanmayla bana geçmişin Amerikan otomobillerinin salınımlarını hatırlatıyor. Yoldaki bombelerde tatlı tatlı salınmanın keyfi gerçekten çok başka. Ama hız biraz artırıldığı zaman stabil tutunma bekleniyor! Bu seçimler, keyfe göre değil de aracı kullandığınız yüzeylere bağlı olarak yapılıyor. Her şey stabilite ve tabii koşulsuz çekiş için planlanmış!

 

Jeep Grand Cherokee, birbirine entegre iki 4×4 sistemi Quadra-Trac II® ve Quadra-Drive II® sunuyor. Quadra-Trac II’nin iki hızlı arazi şanzımanı, en kısa zamanda tekerlek kaymasını belirlemek ve düzenleyici tedbir almak için farklı sensörlerden veriler kullanıyor. Bu sistem, kelebekte oluşan hızlı hareketi hissetmek için Throttle Anticipate kullanıyor ve kayma meydana gelmeden önce yol tutuşunu en üst düzeye çıkarıyor. Tekerlek kayması tespit edildiğinde, mevcut torkun yüzde 100’ü hemen en yüksek çekiş gücü ile şafta yönlendiriliyor. Quadra-Drive II ise, arka Elektronik Kilitli Diferansiyel (ELSD) ile ileri derecede çekiş gücü kapasitesi sunuyor. Sistem, tekerlek kaymasını anında tespit ederek, motor torkunu çekme gücü ile tekerleklere düzgün bir şekilde dağıtıyor.

Yüzey seçimi imkanı ise, aracın her yüzeyde takılmadan ilerleyebilmesine imkan sağlıyor. Ön koltukların arasındaki Selec-Terrain’in seçim düğmesi, tüm yüzeylerde en iyi sürüş deneyimine sahip olmak için sürücünün beş sürüş koşulu arasında seçim yapmasını mümkün kılıyor. Örneğin, asfaltta sportif kullanım arzu ediyorsanız, SPORT modu, kum ya da çamur gibi yumuşak yüzeyde ilerleyecekseniz SAND/MUD modunu, kar kaplı yüzeyde çekiş kaybı olmadan seyretmek için SNOW modunu ya da zorlu kayaların üzerinde keçilik yapmak istiyorsanız Quadra-Lift hava süspansiyon sistemini kullanarak zeminden 6.6 cm daha yükselerek 27 cm’lik maksimum yüksekliğe ulaşarak düşük hızda yüksek torkla -emin adımlarla!- ilerlenebiliyor! Bunların hiçbiriyle uğraşmak istemeyen “offroad tutkunu” gece müdavimleri içinse (!) Auto modu sunuluyor!

 

Cip değil de Jeep olmanın sırrı
Grand Cherokee’nin Selec-Terrain yüzey seçim sistemi, Quadra-Lift havalı süspansiyon sistemi ile ayarlanabilir mükemmel bir süspansiyon aralığı sunuyor. Süspansiyon artikülasyonu size aşılmayacak engel yokmuş gibi hissettiriyor! Değişken oranlı arka yaylar, aracın off-road kabiliyetini tamamlayan gelişmiş arazi yol tutuşu ve konfor sağlıyor. Yeni arka süspansiyon, yedek lastiğin aracın altı yerine, aracın içinde saklanmasını mümkün kılıyor. Tıpkı Wrangler Rubicon testinde yazdığım gibi, laf olsun diye değil, doğru lastiklerle bu aracın sürücüsünün mantık dahilinde gitmek isteyip de gidemeyeceği bir yer yok! Cip değil de Jeep olmanın sırrı da bu zaten!

Dört köşeli havalı yaylar ile desteklenerek 10.4 cm’e kadar bir kaldırma mesafesi ekleyen Quadra-Lift havalı süspansiyon sistemine ek olarak, yepyeni Selec-Terrain çekiş kontrol sistemi, tüm arazilerde en iyi deneyim için sürücülerin arazi ayarını seçmesini mümkün kılıyor. Bu özellik, elektronik olarak kelebek kontrolü, şanzıman vites değiştirme, ara şanzıman, çekiş kontrolü ve elektronik sabitleme kontrolü (ESC) dahil, 12 farklı aktarma organı, fren ve süspansiyon sistemini koordine ediyor. Eğim iniş kontrolü gibi basit kontrollerden hiç söz etmiyorum bile artık… Aracın marifetlerinin tümü yükselebilmesine bağlı değil! Alçaltılabilmesiyle gelen bazı avantajlar da var. Süspansiyonda Park modu seçildiğinde kolay hava girişi/çıkışı ve üst bagaj yüklemesi için araç normal sürüş yüksekliğinden 3.8 cm kadar alçaltılabiliyor. Aero modu seçildiğindeyse aracı 15.2 cm kadar alçaltmak mümkün. Aero modu, araç hızı ile kontrol edilerek, en iyi performans ve yakıt ekonomisi için ayarlanabiliyor. Anlaşıldığı üzere Grand Cherokee’nin beyin merkezi bu kumandalar! Motor gibi Mercedes-Benz kökenli olan 4 kademeli şanzımanda vitesler manuel olarak da seçilebiliyor.

Bunları nerede kullanacağım demeyin! Olunca, gerçekten olunca öyle bir kullanıyorsunuz ki, herkes bir anda Paris-Dakar efsanesi Stephane Peterhansel olup çıkıveriyor! Ama bu tam bir “alet işler el övünür” durumu! Başka lüks SUV’lara çok benzetmemek lazım, eşine az rastlanıyor zira! Arazi koşullarında esirgemenize gerek bırakmayacak türden bir araç!

 

Yok eğer tercihiniz gecelere akmaksa araç bunu da itirazsız kabul ediyor, büyük bir prestijle karşılanacağını bilerek! Bir kulübe gittiğinizde otopark valelerinin park etmek için birbirini hırpalayacağı türden bir fiyakası var! Gaza dokunduğunuzda V6 motordan gelen kükreme yeter! Araç bu kükremeyi eski ortak Mercedes-Benz’e borçlu. Alman markanın Chrysler Group’un büyük hisseli ortağı olduğu dönemden kalma 237 HP’lik motor, 550 Nm’lik olağanüstü bir torkla off road/onroad fark etmeksizin sürükleyici bir şekilde ilerliyor! CRD  (Common Rail Diesel) motorun dizel olmasına takılmayın, sesi kabine neredeyse hiç girmiyor. Dizel olmasıyla şöyle ilgilenmek daha doğru, yakıt tüketim hanesine test sürüşüm sonunda 100 km’de 11.0 litre olarak kayıt alıyorum. Ağırlığı 2.1 tonu bulan yüksek performanslı, başdöndürücü torklu bir araçta daha azını ummak hayalden başka ne olabilir ki?!

Bu tip araçlar hesapla, kazanç için pek tercih edilmiyor ama Jeep® Grand Cherokee Overland CRD’nin alırken de kullanırken de önemli avantajları var! Fiyatı Alman rakiplerine göre hayli cazip planlanmış olan araç, Limited donanımıyla 83.000, testte kullandığım Overland versiyonuyla da 94.000 Euro fiyatla satılıyor. İlk aşamada sadece  3.0 litrelik CRD motorla satışa sunulan araca sonradan 5.7 litrelik 352 HP gücündeki benzinli V8 motor seçeneği de eklenecek. Son olarak Grand Cherokee’nin 2004-2010 arası Avusturya’daki Steyr tesislerinde üretilen selefinden farklı olarak Amerika’da, Chrysler Group LLC’nin Jefferson North tesislerinde üretildiğini eklemek isterim.