Yeni 208

Mercedes-Benz GLK 220 CDI

 Mercedes-Benz GLK 220 CDI


Mercedes-Benz standartlarındaki bir “kompakt” SUV olarak rakiplerin çoğundan büyük bir araç olarak doğdu GLK. C Serisi (W204) platformu üzerinde yapılandırılıp geliştirilen aracın 2008’de ilk olarak Pekin Otomobil Fuarı’nda tanıtılması, öncelikle hitap edeceği pazar hakkında önyargılar yaratsa da durum pek de öyle olmadı, geldiğimiz noktada Bremen’de üretilen gerçek Avrupalı bir SUV olarak yollarda. (Sonradan üretim tesislerine Pekin de eklendi.) Tasarımından kalitesine, konforundan gelişmiş sürüş özelliklerine kadar Mercedes-Benz ruhunu hissettiren lüks otomobil, koşullar biraz sertleştiğinde de can sıkmıyor. Hani deyim yerindeyse “tatlı sert” bu otomobil için biçilmiş kalıp sanki!


İlk ortaya çıktığı zaman “BMW X3’e karşı feminen bir araç” diye nitelediğimi net olarak hatırlıyorum. Açıkçası çok da tutmamıştım. Ne var ki 2012 güncellemesiyle daha bir dikkat çekici hale gelmiş, erkeksi yanları daha öne çıkmış, daha dinamikleşmiş GLK’nin. Burundaki gündüz farlarının eklenmesiyle tasarımı da yenilenen farlar, daha güçlü, hatta maço bir görünüm kazandırılan ızgara ile büyük hava girişli ve tabii LED’li gündüz seyir farları eklenen yeni tampon tasarımı, arkada tampon ve aydınlatma grubunun güncellenmesi ve tabii kabin içinde teknolojilerin tazelenmesi, otomobile tamamen yenilenmiş gibi bir hava katmış. Mekanik olarak da yapılan iyileştirmeler de albenisini iyice artırmış. Gerçi tampon köşelerini dönen LED’li seyir farlarını dikkatsiz anlarda pek de güvende görmedim ama normal kullanıcılar için sıkıntı olmayabilir!

GLK’nin dikkat çekici güzellikteki gövde yapısından içeri girildiğinde alışılagelmiş Mercedes-Benz kalitesinden taviz verilmezken müthiş teknolojilerle donatılmış bir yaşam alanı olmuş. Kabinde akıllı telefonların sunduğu olanakları mobil hale getirebilen özelliklerin yanında hem sürüş hem de iletişimle ilgili avantajlar sunuluyor. Mercedes-Benz’in güvenlik teknolojilerinin uygulandığı otomobilde arzu edilirse telefon ile bağlantı kurulup müzik listesi ya da fihrist ile bağlantı kurulabiliyor.


Bu akıllı otomobilin hız sabitleme sisteminden sürücüde dikkat kaybını algılayan ATTENTION ASSIST sistemine, karşıdan gelen ya da önde seyreden araçların sürücülerini rahatsız etmemeyi sağlayan akıllı ışık sistemi ILS’ye kadar bir çok gelişmiş sürüş donanımına da sahip. Aracın hassasiyetle çalışan geri görüş kamerasıysa dar yerlere yapılan park manevralarında bile sürücünün işini çok kolaylaştırıyor. Kabin içindeki “terzi işi”nden söz etmem gerekir. Tamam, Mercedes-Benz’in kaliteli malzeme kullanımı ve titiz finişing operasyonlarına binek modellerden hep alışığız ama SUV modeller arasında en üst seviye GLK’de gözleniyor. Amerika’da üretilen ilk ML’lerdeki olumsuz örnekler düşünüldüğünde… GLK kabini sanki usta bir terzinin elinde şekillenmişcesine kusursuz görünüyor.


Otomobilin 4 silindirli dizel motoru, hem performans beklentisini hem yakıt ekonomisini sağlarken sürüş keyfini de takdim ediyor. Sessiz çalışan motor, 1400-2800 d/d arasında sürekli olarak sunduğu 400 Nm gibi yüksek maksimum torkuyla akıcı bir sürüş sağlıyor. Otomobilin 7 ileri vitresli 7G-TRONIC çift kavramalı gelişmiş otomatik şanzımanı, adeta hiç vites değişimi yaşanmıyormuşcasına kesintisiz ve sarsıntısız bir akıcılık sağlıyor. Bu pürüzsüz sürüş, motorun ürettiği 170 HP’yi hatıra bile getirmediği gibi kabin içindeki huzuru da üst düzeyde tutarken yolculara sadece seyahatin tadını çıkartmak kalıyor. Motor, sürücünün taleplerini hiç geri çevirmiyor, hiçbir yerde yetersiz kaldığını düşürdürmüyor. Mutlaka daha fazlasını isteyenler olabilecektir ama 8.8 saniyelik 0-100 km/s hızlanması da 205 km/s’lik son hız da otomobilin güvenlik sınırları içinde üst düzey konforla tatmin sağladığını kanıtlıyor. Euro 5 egzoz emisyon normlarını karşılayabilen 2.1 litre hacimli motorda kullanılan 1997’den günümüze dördüncü nesil common-rail ortak yollu direkt enjeksiyon sistemi, mazotu silindirlere 2000 barlık püskürtme basıncıyla desteklenmiş. Lanchester dengeleme mili sayesinde motor yeterli çalışma sessizliğini sağlayabilmiş. Hatta küçük hacimli bir dizel olmasına karşın GLK 220 CDI’da performansın sesini duymak bile mümkün!
Aracın otomatik şanzımanı, direksiyon üzerindeki kulakçıklarla istendiğinde manuel olarak da yönetilebiliyor. Bu fonksiyon genellikle yavaşlamalardaki vites düşürmeler için yararlı gibi görünmekle birlikte “ateşli” kulladığını hissetmek isteyen sürücüler için hızlanmalarda da kullanışlı olabilir! GLK’de yer alan ECO Start-Stop fonksiyonu, durk kalklı trafikte sağladığı motorun “pause” etkisiyle düşük tüketimde minik bir pay sahibi olabiliyor. Kendi adıma sürüş ruhuna verilen anlık molalardan pek hoşlanmadığımdan genellikle sistemi devre dışı bırakmayı tercih ediyorum ama, yoğun trafik hallerinde avantaj sağladığı tartışılmaz. Tabii giderek yaygınlaşan bu sistem marş motorlarının ömrünü kısaltmıyorsa!


Mercedes-Benz’in anlık olarak sürüş ve yol kondisyonuna hızla adapte olabilen Agility Control sistemi, hem ssürüş dinamikleri hem de konfor açısından tatmin edici sonuçlar sunuyor. Çelik süspansiyon elemanları ve adaptif amortisörlerle farklı koşullara uyum sağlayan otomobil, her koşulda en iyi çekişi sunuyor. Tabii ki Mercedes-Benz’in gelişkin dört tekerlekten çekiş sistemi 4MATIC’in başrolüyle. Sürekli dört tekerlekten çekişli olan araç, ESP, ABS ve ASR ile kombine edilmiş 4ETS (elektronik çekiş sistemi) ile yaptığı işbirliği sayesinde tekerleklerden birinde bile çekiş kaybı olduğunda motor gücünü diğer tekerleklere aktarabiliyor. Tabii ki anında ve kimselere hissetirmeden! Dolayısıyla uygun lastikler olduğunda bu otomobille geçilemeyecek yol olmadığı anlaşılıyor.


Şehir içinde kullanırken zaten saygın görünümüyle adeta kendi yolunu açıyor GLK. Ama onu şehrin yoğun trafiğinde ziyan edecek değilim. Üzerindeki asfalt lastiklerinin de yönlendirmesiyle kendimi hafif sayılabilecek yol koşullarında buluyorum. Gerçi çamur bekliyordum ama sadece kimi yerleri ıslak çıkıyor patikamın. Olsun, hafif engebeleri aşarken durmunu gözleyeyim yeter. Zaten bu tip lüks SUV’larla sanıyorum sadece biz otomobil yayıncıları arazi koşullarını deniyor. Zira gerçek kullanıcıların %90’ından fazlası sadece metropollerde kullanıyor!
GLK yol koşulları sertleşmeye başladığında bile gövde rijitliğinden ve kabin konforundan ödün vermiyor. Yüksek yapısı sayesinde basamakları inip çıkabiliyor. Ben haşin kullanmak istemiyorum ama o da göründüğü kadar nazik olmadığını her fırsatta ispatlıyor. Konfor hep üst düzeyde, rahatsızlık verebilecek tıkırdamalar bozuk yüzeylerde de duyulmuyor, şehre geri dönüldüğünde de iz bırakmıyor!


Sonuç olarak, marka vizyonu dahilindeki donanımları, mühendislik ve işçilik kalitesiyle çok doyurucu bu güzel, elit ve pahalı otomobil. Ama farklı koşullarda geçilen her kilometrede gösteriyor ki ödenen para karşılıksız değil. 190.878 TL fiyatla satılan GLK 220 CDI 4MATIC’te aktif park sistemi, otomatik kararan aynalar, yağmur sensörü, panoramik cam tavan, akıllı ışık sistemi ILS, karartılmış arka camlar, ısıtmalı ön koltuklar, spor iç mekan paketi gibi donanımlar yer alıyordu.