Tama EV kıs kıs gülüyor!

 Tama EV kıs kıs gülüyor!

İnsanoğlunun yakıt sorunsalı, mobilitenin keyfine varması ama bunun pahalı bir hareket olduğunu kavramasına kadar uzanıyor! Neredeyse otomobillerin tarihiyle eşzamanlı gelişen yakıt problemleri o dönemlerde daha çok “beşele getirmek” kaygısıyla deneysel amaçlı olsa daelektrik akımı tekerlekleri döndürmeyi başarmıştı. Bugün hibrid teknolojiler seri üretim hale gelmekle birlikte bu noktaya kadar geçilen yollar pek de kaymak asfalt değildi. Zaten kendisi de başlı başına yeni bir kavram olan elektriği henüz icat edilmiş ‘şeytan icadı’ otomobillerde kullanma fikri, yıl olarak kesin bilinmemekle birlikte ilk olarak 1832-1839 arasında filizlendi. Şaka gibi ama İskoç mucit (belki de İskoçların cimrilik şöhreti buradan geliyordur!) Robert Anderson, bir aracı ilk kez elektrikle hareket ettirmeyi başardı. Belki buna tam olarak otomobil demek mümkün değildi ama o zaman daha gelişmişi de bulunmuyordu! 1835 yılında da Hollanda’nın Groningen kentinden Profesör Stratingh, “otomobil tanımına uyacak bir şey” icat etti ve asistanı Christopher Becker’e imal ettirdi. Ama bu araç da seri olarak üretilmedi ve verim elde edilemedi. Seri üretilen ilk elektrikli araçlar, 1842 yılında Amerika’da Amerikalı Thomas Davenport ve yine bir İskoç, Robert Davidson tarafından üretime alındı.
Her iki mucit de otomobillerinde şarj edilemeyen pillerden yararlanıyorlardı. Fransız Gaston Plante, 1865 yılında daha uzun ömürlü bir pil geliştirdi. 1800’lü yıllar biterken İngiltere ve Fransa elektrikli otomobilleri destekleme kararı alan ilk ülkeler oldular.
New York’ta ilk elektrikli taksi!
1897 yılında Philadelphialı Electric Carriage and Wagon Company, elektrikli araçları taksi yaparak ticarileştirmeyi başardı. 1899 yılında gelişmekte olanmotorsporlarına elektrikli otomobil kavramı da girmeyi
denedi. Camille Jenatzy’nın ürettiği Belçika yapımı La Jamais Contente isimli araç, 110 km/s hıza ulaşarak dünya rekorunu elde etmeyi başardı. Ancak bütün bu gelişmeler yaşanırken benzinli motor hızlı mesafe
kat ediyor ve diğer alternatiflerle zaman kaybetmenin gereksiz olduğunu düşündürüyordu. Yine de 1916 yılında hala otomobillerde elektrik ve benzinin birlikte kullanılabileceğini savunan Wood’s gibi bir hayalperest çıkabiliyordu. Ama söylediğimiz gibi gerek yoktu bu beyhude çabalara!.. Bu arada ampulün mucidi Thomas Edison da elektriğin otomobillerde kullanımıyla yakından ilgilenmişti.1910’larda -elektrik henüz gözden düşmeden- bazı üretimlere fikirleriyle ışık tuttu. Ama çaresiz zavallı elektrik, ‘yüksek üretim maliyetleri’ nedeniyle benzin karşısında yenilgiye uğradı veakaryakıt şirketlerinin dünyanın gidişatını vesavaşları bile etkileyen politikalarıyla 1960’lara kadar unutuldu.

Ve TamaEV geliyor!
Ne var ki, teknoloji dünyasında neredeyse hiç bir icadı olmasa da geliştirme konusunda müthiş olan Japonlar bu fırsatı da kaçırmadı ve dünyanın aktif olarak kullanılan ilk elektrikli otomobilini ürettiler. Onlarınki biraz da mecburiyet olmuştu, zira savaştan ağır yenilgiyle çıkan üke kendine alternatif çıkışlar arıyordu. 1947’de Tachikawa Aircraft Company, Tama EV adlı elektrikli otomobilleri üretmeye başladı. 1966’da Nissan ile birleşene kadar güçlü bir Japon otomobil markası olarak yaşayan Prince’in amblemini taşıyan Tama EV, bu anlaşmayla Nissan’ın da geçmişinde yerini aldı. Prince markasının seçilmesi Japon imparatoru Hirohita’ya duyulan saygıydı. Japonya’da taksi olarak kullanılan, az miktarda pikap olarak da üretilen bu elektrikli otomobillerde hammadde yokluğundan kromaj bile sunulamıyordu. Otomobil, basitti, iş görüyordu. Dış yapısındaki yalınlık kabinine de yansıyordu. Tama EV, dünyada benzinin egemenliği karşısında yaşama şansı bulamadı. Gelgelelim, dünya fosil yakıtları cömertçe harcayıp gelecek için endişelenmeye başlayınca modern teknolojiylerle elektrik yeniden keşfedildi! Bugün elektrikli otomobillerin dünya yollarında dolaşmaya başladığı dünyada Tama EV de Nissan müzesindeki onurlu köşesinde gelişmeleri sessizce takip edip kıs kıs gülüyor!..