Jaguar E-Pace R-Dynamic SE

 Jaguar E-Pace R-Dynamic SE


İngiliz üreticinin sadece benzinli motorla ithal edilen kompakt SUV modeli, dinamik görüntüsü ve performansıyla çok dikkat çekici. Ama fiyat ve tüketim gibi gibi önemli bir dezavantajı var.
Dev otomotiv dünyasında SUV’lerin tadını ve kokusunu en son alan markalardan biri Jaguar. Gerçi son dönemde sık sık el değiştirdikten sonra Land Rover ile marka haline gelince toparlanmanın ötesinde hamle sürecine başlayan marka ardı ardına yeni modelleriyle düzlüğe çıkış arayışına girmişti. XE, XF gibi güzel ve prestijli sedanların yanında F-Pace ile SUV segmentine de giren İngiliz üretici, hızlı kompakt SUV’u E-Pace ile -göreceli olarak!- halkla da buluşma amacında. Bilemiyorum, belki asıl hamle elektrikli i-Pace ile yapılacak ama şimdilik elimdeki otomobile konsantre olayım. Yalnız model isimlerinin karmaşa yarattığı kesin…


İlginç bir SUV E-Pace. Kimi rakip alırsınız, X3 olmaz, sanki X1 daha uygun ama Q2 olmuyor, Q3 daha mı uygun? Ya Volvo XC40? Bilemedim. Bir tık üzerinde Porsche Macan var ki, fiyat ve güç farkı olsa da bence marka kredisiyle denk geliyor. Ha karşılıyor mu, işte ona bakacağız. Dışarıdan gayet tahrik edici bir görüntüsü var E-Pace’in. Şurası bir gerçek ki, ağabeyinden daha ateşli görünüyor. Sanki coupé model F-Type’tan alınmış gibi. Farlar, ızgara, tampon ve tabii kuyruk tasarımı tartışmasız sportif bir karakteri işaret ediyor. Hani crossoverların hatchbacklerin yükseltilmesiyle yapıldığından bahsederiz ya sık sık, bu sanki coupe F-Type’ın yükseltilmesiyle yapılmış gibi! Evoque ve Discovery Sport platformu üzerinde geliştirilen otomobil, yüksek bir coupé gibi.

Ama bu tahrik edici gövde hatlarından sonra içeri girdiğimde Kia benzeri hatlar ya da malzeme kalitesi görmek biraz şaşırtıyor beni. Ama Jaguar, gözümde öyle bir mit ki, “İngiliz’in bir bildiği vardır” deyip geçiyorum. Vasat görünen malzeme kalitesi bir kenara, tasarım yine F-Type’ten esintiler taşıyor. Deri kaplama ve kırmızı dikişler, ne yazık ki koyu renk ve plastik yoğunluğunun yarattığı ambiansı kıramıyor. Özellikle sütun kaplamaları hayli ucuz görünüyor. Kokpitin ortasındaki 10 inçlik infotainment ekranı, Jaguar Land Rover markasının ortak kullanımında. Aynı ekran menülerini Discovery Sport’ta da görmek mümkün, Evoque’ta da. Ama Jaguar Touch Pro diye isimlendirerek kendisini ayrıştırıyor.
Markanın coupé geleneğinden olsa gerek, sürücü için çok iyi bir oturma pozisyonu sunan E-Pace’in ağabeyine göre çok önemli bir üstünlüğü var. Bu otomobilde A sütunu görüşe engel değil ve inip binerken kafa çarpmıyor! Kabinde oturma mesafeleri boyutlar dahilinde gayet tatminkar. Tabii uzun boylu arka koltuk yolcuları “keşke biraz daha geniş olsaydı” diyebilir. F-Pace’teki ferahlığı göremeyebilirler…


Sportif kuyruk yapısının ardında 570 litrelik kocaman bir bagaj hacmi var. Arka koltuklar yatırıldığında zeminin düzleşmemesi, bu “lordun” eşya taşımak için geliştirilmediğini anlatır gibi.

Borusan Otomotiv, Jaguar E-Pace’i şimdilik sadece benzinli motorla ithal ediyor. Tamam, dizelin dönemi kapanıyor olabilir ama toplumumuz SUV’lerde benzin kullanımına hala hazır değil sanki. 2.0 litrelik turbo beslemeli benzinli motor, küçük Jaguar’ı uçuruyor tamam ama insanın aklı sürekli yakıt tüketiminde oluyor. ZF ürünü 9 ileri otomatik şanzımanla donatılmış olan otomobilin belki de yakıt tüketiminde tek kozu bu vites kutusu. Çünkü 2.0 litrelik benzinli motor, bir SUV’da her koşulda biraz savurgan kalıyor. Gerçi normal koşullardaki sürüşlerde önden çekişle durumu kurtarmak istiyor ama yine de şehir içinde ortalama tüketim 9.5 litrenin altına pek inmiyor. Bilemiyorum tabii, ekonomi yapmak isteyenlerin seçeceği otomobilin Jaguar olmayacaktır kanısındayım.

Canlı karakterli motorun vites değişimleri manuel yapılırken sportif karakteri bir kez daha ortaya koyuyor, vitesler kol ileri itildikçe küçülüyor. Geri çektikçe ileri atılmayı hissettiren “roket etkisi” bu işte. Bunun adı İngiliz sportif sürüş karakteri!


Keskin direksiyon tepkileri, yüksek güçlü otomobile hakimiyeti net olarak hissettiriyor. Sakin kullandığınızda sakin ama gazın ayarını açtığınızda öncelikle sesiyle tahrik edici. Otomobilin süspansiyonu yeterince konforlu. Gürültü izolasyonu Haziran ayında olmamıza karşın halen takılı olan kış lastikleri nedeniyle çok fikir verici olamadı, lastik ve yol sesi duyuluyordu ama kabinde tıkırtıların duyulmadığını ve süspansiyon elemanlarının sessiz çalıştığını söyleyebilirim.


E-Pace’in sahip olduğu sürekli dört tekerlekten çekiş sistemi, başarılı bir yol tutuşun da garantisini veriyor. Normal sürüşlerde çekişin büyük bölümü ön akslarda olan E-Pace’te patinaj ya da güç kaybı yaşanırsa çekiş %50’ye kadar arka akslara da paylaştırılıyor. Haldex çekiş sistemi, sportif sürüşlerde kullanım zevkine hitap edebiliyor. Gaz emirlerinde önden çekişi hissettiren SUV, sanıyorum ıslak ya da kaygan yüzeylerde gücü arka akslara aktardığını gösteriyor. Ama arazi kullanımı için eğimde hız kontrolü dışında herhangi bir özellik yok. Dolayısıyla SUV gördük diye arazi koşullarına atmamak gerekiyor! Bu otomobilde de sürüş karakterini seçebileceğimiz modlar bulunuyor. Direksiyon ve gaz tepkilerini sportifleştirebilirken kardaki sürüşler için evcilleştirebiliyoruz. Bunları kumanda etmek de vites kolunun yanından tek parmak hareketiyle yapılabilecek kadar kolay… Ama süspansiyon ayarlarında bir değişiklik olmuyor, ne diyelim, bu sınıfta bu kadar.

Otomobilin fiyatı 83.000 Euro’dan başlıyor ve R-Dynamic SE donanımıyla 98.000 Euro’ya kadar tırmanıyor. Bu rakamlara çıkmadan alınacailecek rakipler yok değil. Markaya olan tutkuyu ve donanım özelliklerini iyi değerlendirmek gerekiyor.

+ Kışkırtıcı görünüm
+ Motor sesi
+ Güçlü çekiş
+ Büyük bagaj
– Yakıt tüketimi
– Kasvetli kabin
– Plastik yoğunluğu

Yakıt tipi: Benzinli
Motor hacmi (cc): 1998
Motor gücü (HP/d/d): 250@5500
Maksimum tork (Nm/d/d): 365@1500-4500
Vites kutusu: 9 ileri otomatik
Maksimum hız (km/s): 230
0-100 km/s hızlanma (sn): 7.0
Tüketim (şehiriçi/şehir dışı/karma) (lt/100 km): 9.5/6.6/7.7
Ağırlık (kg): 1832
U/G/Y (mm): 4395/1984/1649
Aks mesafesi (mm): 2681
Bagaj hacmi (lt): 577