Le Mans’da Toyota’dan 6, Audi’den 24 saatlik performans
Bir söz vardır Le Mans için, “Le Mans bir 24 saat yarışıdır ve kazanan Audi’dir” diye. Son 12 yarışta 10 galibiyet aldığı gibi bir kez daha bunu bize gösterdi ve 2000 yılından beri 11. galibiyetini aldı. 1 numaralı Quattro, Lotterer/Fassler/Treluyer ekibinin pilotajında muhteşem bir performans gösterdi ve Le Mans 24 saat yarışını kazanmayı başardı. Bu ekibin, 2. Le Mans galibiyeti. İkinci sırada McNish/Capello/Kristensen ekibinin kullandığı 2 numaralı Audi, üçüncü sırada ise Jarvis/Bonanomi/Rockenfeller ekibinin kullandığı 4 numaralı Audi var.
80. Le Mans yarışında beklenen değişmedi bizler için. Özellikle Peugeot’nun bir anda spordan çekilmesi ile Audi’nin oldukça kolay bir galibiyet kazanacağını birçok izleyici düşünmüştü ve böyle de olmuştu.
Peugeot’un spordan çekilmesinden sonra 2013’te spora girmeyi hedefleyen Toyota, bu kararını 1 sene öne çekti ve Toyota TS030 Hybrid’i 24 Ocak’ta Paul Richard’da tanıttı. Takım sürücü kadrosunu oldukça iyi seçmişti. Peugeot’nun çekilmesinden sonra boşta kalan Davidson, Sarrazin ve Wurz, Toyota için ilk seçenekti. Pilotların da şekillenmesinden sonra herkesin merak ettiği o soru geliyordu akıllara. Toyota, Audi’ye kafa tutabilecek mi?
Toyota ve Audi’nin ilk savaşını aslında Spa 6 saat yarışında izleyecektik. Ama Toyota TS030, Paul Richard pistinde bir kaza geçirmişti ve yeni bir ˛aseye ihtiyaç vardı. Takımın bu yarışı kaçırması gerçekten çok büyük bir kayıptı. Böylelikle büyük düello 24 Saat Le Mans yarışına kalmıştı.
Evet aslında bu yarışı nasıl anlatacağım konusunda pek bir fikrim yoktu. Tam 5 tane, uzun uzun taslak hazırladım. Her saat hakkında bilgi vermeyi düşündüm ilk başta. Ama 2 saat sonunda yazı o kadar uzun oldu ki, okuyacak kişileri sıkabileceğini düşündüm. Ben de herkesin merakla beklediği ama 6 saat süren Toyota-Audi savaşının birkaç önemli noktasını sizlere anlatayım dedim. En doğrusu bu olacaktır. Çünkü 8 numaralı Toyota kaza yapmış, 7 numaralı Toyota da kaza sonrası sorunlarla boğuşuyordu. Ve herkesin merakla beklediği Toyota-Audi savaşı 6 saat sonunda son bulmuştu. Evet, çıkaralım şu 6 saati aradan…
Yarışa 3. ve 5. sırada başlayan Toyota’ların en az birinin podyuma çıkabileceği konuşuluyordu. Açıkçası bunu ben hiç düşünmemiştim, yeni bir takımın 24 saati tamamlayabileceğine ihtimal vermiyordum.
Startta McNish’e yerini kaybeden 8 numaralı Toyota, ilk 2 saati takım arkadaşıyla birlikte 4. ve 5. sırada götürüyordu. Bu andan sonra hızlanan Toyota, ufak sorunlar yaşayan Audi’yi yakalamış, 2. ve 3. sıraya kadar gelmişti. Herkes Toyota’nın bir süpriz yapabileceğini düşünüyordu. Nitekim 5 saatin sonunda 7 numaralı Toyota liderlik koltuğuna kadar çıkmıştı.
İşte Toyota’nın kafa tutması da 6. saatin sonuna kadardı. 6. saatte 8 numaralı Toyota sürücüsü Anthony Davidson, 81 numaralı Ferrari Piergiuseppe’yi geçmeye çalışırken ikili Mulsanne virajının girişinde temas yaşadı ve TS030 havada takla atarken, her iki araç lastik bariyerlere feci şekilde çarptılar. Arabası ters dönen Perazzini yaralanmamış görünürken, Davidson’un araçtan zorlukla çıkıp, aracının üzerine uzandığı görüldü. Davidson’a ilk tıbbi müdahale de burada yapıldı. Davidson’ın hemen pistin sağlık merkezine götürüldüğü açıklandı. İngiliz pilotun sırtında kırık olduğu ve iyileşme sürecinin 3 ayı bulacağı açıklandı.
Hasar gören bariyerlerin onarılması tam 1 saat sürdü ve bu süreç boyunca araçlara güvenlik aracı eşlik etti. 6 saat sonunda oluşan sıralamada 1 numaralı Audi lider, hemen 4 sn arkasında 7 numaralı Toyota vardı.
Güvenlik aracı pistten çıktıktan sonra Audi ile savaşmaya çalışan Toyota’nın liderlik hayali, Nakajima’nın aceleci bir tavrı nedeniyle Delta Wing ile çarpışmasıyla son buldu. Araç pite döndü, uzun uğraşlar sonucu arka kanat değişti. Tabii ki oldukça değerli zamanlar kaybetti takım. Aslında işte bu noktadan sonra Audi’nin çok rahat bir şekilde kazanacağı fikri artık herkeste oluşmuştu. Sorunlarla boğuşan 7 numaralı Toyota da 11. saat içersinde motor sorunu nedeniyle yarışa havlu attı.
Aslında beklenenden çok daha erken bitmişti bu savaş. İki kazadan sonra meydan Audi’ye kalmıştı ve takım 11. galibiyetine emin adımlarla ilerledi. Aslında 7 numaralı Toyota’nın da sorunlarla boğuşmasından sonra, yani 7. saatten sonra yarış bizim için oldukça sıkıcı geçmeye başlamıştı. Audi’yi zorlayacak bir takım yoktu ve bu da yarıştaki heyecanı biraz da olsun düşürmüştü. Ama şurası şüphesizdir ki, 6 saat boyunca liderlik için savaşabileceğini gösteren Toyota, seneye bunu son saatlere kadar taşıyabilecektir. Bizim de umudumuz bu yönde. Unutmadan söylemek gerek, Toyota bunu seneye sadece Audi varken başarmalı. 2014’te Porsche ‘nin de LMP1 sınıfına dahil olacağını unutmayalım…
Yazıma dönüp baktığımda, sanki Audi sorunsuz bir biçimde finişe ulaşmış gibi gözüküyor. Aslında öyle değil. 24 saatlik periyotta Audi’nin başına da bir sürü olay geldi diyebiliriz. Duval’in lastik patlatması, pit girişinde 1 numaranın spini, 3 numaralı aracın 2 kere duvara çarpıp sağ ön süspansiyonunu kırması, son saatlerde 2 numaranın duvara çarpıp garaja çekilmesi. Özellikle 3 numaralı aracın son kazasında, 15 dk içinde aracı yenileyen ekibin mücadelesi alkışı hak eden cinstendi. Bunlar da Audi’nin başına gelen, akılda kalan sorunlar oldu…