Mercedes-Benz C63 AMG Coupe
Tadını yaşayalı üç hafta oluyor aslında. Elim varmadı yazmaya bir türlü. Bunu yazmak için başka bir ruh hali gerekliydi. Bendeki etkisi sürüyor mu ne? Bu, teknik verilerini sıralamakla baştan savılacak bir otomobil değildi çünkü. Çok ilgili olmayanlar “A-a bunun tek kapısı var mıymış”dan, “jantları da güzelmiş”den daha ileri bir yoruma giremez, çünkü coupe formu dışında gerçekten çok da sıradışı bir tasarımı yok. Sanki modifiye raflarından alınmış aksesuarlarla süslenmiş gibi biraz. Bu yargıları ta ki motor çalışmaya başlayana kadar sürebilir. Motor çalıştığında irkileceklerine bahse girebileceğim bu seyirciler, otomobil harekete geçtiğinde -hele bir de içindelerse- küçük dillerini yutabilirler! Otomobilin kenarındakileri bırakıp bünyesinde performansla yaşayanları düşündüğümdeyse onların bu otomobilin fotoğrafını değil, simgeleyen üç kutsal harfi gördüklerinde bile esas duruşa geçeceği muhakkak! Bu bir donanım seviyesi değil, spor paketi değil, sportif görünsün diye süslenmiş bir otomobil hiç değil. Sunulanların hepsi gerçek ve zaten o da gerçek bir hayvan! Vahşi, kudurmuş, çıldırmış! Tehlikeli mi, değil mi artık siz hayal edin!
Önce AMG’den kısaca söz etmek gerek, bu harfler de model ismine eklenen SLX AK gibi zoraki kısaltmalar değil, bizzat performansın kısaltması. BMW’nin M’i, Mercedes-Benz’in AMG’si. 1967’de iki Mercedes-Benz çalışanı Hans Werner Aufrecht ve Erhard Melcher tarafından kurulan şirketin adı beyefendilerin soyadlarının ilk harflerine Aufrecht’in doğum yeri Großaspach’ın da eklenmesiyle AMG adını aldı. 1991’e kadar ileri düzeyde bir tuning firması olarak çalışan AMG’nin karşı konulmaz performansı ve kalitesi 1991’den itibaren Mercedes-Benz bünyesine adım adım yaklaştı ve DaimlerChrysler dönemine hisse alımıyla başlayan ilişki 2005’te yıldıza dahil olmasına kadar sürdü. “Mercedes-Benz var Mercedes-Benz’den ileri” diye niteleyebileceğim geliştirmeleri olan AMG, V8 ve V12 motorlarda müthiş sporcular “geliştirirken” daha düşük hacimlerdeyse “donanım paketi”yle bile görsel tuninglere imza atabilen bir fenomen durumunda. Çok zaman kaybettik, otomobile dönelim.
Mercedes-Benz’in 2011’de yenilediği ve Ocak ayında Detroit Otomobil Fuarı’nda tanıttğı C Serisi ailesinin Coupe kardeşi olarak iki ay sonra Cenevre Otomobil Fuarı’nda tanıtıldı. Ama yıla hızlı bir giriş yapan Alman üretici, “çileği” Mayıs’a saklamıştı. Tanıtımı için benzinin en ucuz olduğu yerlerden New York seçildi!.. Mayıs ayında NY Otomobil Fuarı’nda prömiyeri yapılan C Serisi’nin çıldırmış hali C63 AMG, şimdi benzinin dünyada en pahalı satıldığı topraklarda. Neden benzin üzerine kurulu ilerlediğimi ilerleyen satırlarda anlayacaksınız.
Bence, önden biraz farların tasarımı yüzünden çirkince, yandan şişkin çamurlukları, agresif silueti ve AMG jantlarıyla muhteşem, arkadansa gerçek bir roket gibi görünüyor C63 AMG! “Neyse ki kullanırken önden görmüyorum” diye geçirsem de içimden, önde giden bir araç sürücüsüne aynasında gördüğünde nasıl bir tehdit yapabileceğini de hayal ediyorum! Gövde ölçüleriyle ilgili kaydadeğer iki farklılık var evcil versiyonlara göre; iz açıklıkları önde ve arkada 155 cm’den önde 166, arkada 163.5 cm’ye genişletilmiş. Gövde yüksekliğiyse 1405 mm’den 1390 mm’ye alçaltılmış. Gerisini birkaç gün sonra yayınlayacağımız C180 Coupe’de okursunuz! Bu otomobilde i-motoring.com test standartlarında alıştığınız bazı fotoğrafları da göremeyeceksiniz. Unutmadık, bilerek çekmedik. Onca merak odağı arasında çocuğunuzu okula 457 HP’lik bu yaratıkla bırakmayacaksanız ilginizi çekeceğini de düşünmüyoruz zaten!
C63 AMG’nin uzun burnunun altında 6.2 litrelik atmosferik bir V8 motor var. Motora marşı verdiğim anda arkadan en pes tonuyla “hörh” diye bir kükreme geliyor ki gerçekten ürpertiyor. Bu ne Ferrari çığlığına benziyor ne kullandığım başka V8’lere. Motor otomobilin altında kedi-köpek yatıp yatmadığı kontrol edilerek çalıştırılmalı! O ilk çalışma anından sonra kendi çapında “sakinleşip” rölanti homurtusuna geçiyor ama o bile huzur kaçırıcı, tehdit edici bir gücün üzerinde oturduğunuzu hissettiriyor. Bu nitelemelerimin çok da Amerikalı eleştirmenlerin “soluksuz okuyacaksınız”, “tam bir heyecan tornadosu”, “nefessiz izleyeceksiniz” gazlarına benzemesini istemem ama bilmelisiniz ki onlar neyi abartıyorlarsa burada yazdıklarım ve yazacaklarım gerçek. Tamam, gezintiye hep mayın tarlalarına gitmeyiz ama vereceği fikir tam budur, hani insan mayın tarlasında yürürken her an tetiktedir ya, bu otomobilde isteseniz de istemeseniz de o ruh haline bürüneceksiniz. Korku, tedirginlik ya da eğlence size kalmış. Bünyeniz kaldırdığı kadarıyla!
Çok da iyi bir müzik sistemi bulunmasına karşın neredeyse hiç açmadım. Sadece gaza bastım, yakıt göstergesine baktım, gaza bastım, yakıt göstergesine baktım… Benzinin müthiş bir senfoni eşliğinde yanışını dinledim. Duyduğum en güzel şarkılardan biriydi. Bu şarkıyı dışardan duyanların da gülümsemelerinden bir hit olduğunu anlıyorum, gerçekten çok sıradışı. Tek üzücü yanı çok sık duymak mümkün olmayacak! Belki de doğrusu bu, az konser vermeli… Zaten biletleri 400 bin TL’nin üzerinde! Bu otomobili satın almak yapılacak en düşük masraf olmalı! Çünkü benzin o kadar hızlı tükeniyor ki, sık yakıt ikmaliyle kısa sürede aracın fiyatını yakalamak mümkün. Bu nedenle insanın gözü yol kadar yakıt göstergesinde oluyor. “Biraz bastım ama kızdı mı acaba” der gibi! Ama benimkisi 3 günde geri verecek olmamdan, sahibi “görmemiş gibi” değil de, keyfi istedikçe kullanacaktır!..
Gaz pedalına dokunduğum anda sanki yolu ezer gibi, dünyayı çevirir gibi resmen ışınlanan otomobil, teknik verilerine göre 4.4 saniyede 0’dan 100 km/s’ye ulaşıyor. Bahse girerim, görmüyorum ama egzozlardan alevler püskürüyordur! Ama inanın sanki bir nefes alıp verene kadar sürüyor bu! Hani su akıyor ya, öyle bir şey. Ya da karda yürürken aniden kayıp düşüyorsunuz ya, öyle bir hız bu… Sonrasında da nefesi kesiliyor zannedilmesin, sürücünün yüreği yettiği kadar tereddütsüz veriyor karşılığını, akıl alır gibi değil bu otomobil. İnanılmaz bir tork var, gerçi maksimum çıkışı 5000 d/d’ya ulaşıldığında 600 Nm olarak çıkıyor karşıma ama bu kadar yüksek devirleri denemeden hayatınızın deneyimini yaşatıyor C63 AMG! En azından profesyonel olmayanlara da kullanım fırsatı tanıyor. 6800 d’d’de 457 HP’lik gücünü sunması bir sigorta! Zaten sürekli o devirde kullanmak mümkün değil, tıpkı sürekli oolarak o performansla kullanılamayacağı gibi!
C63 AMG ile üç farklı sürücü seviyesine göre sürüş modu var. Anaokulu öğrencileri için Comfort, daha önce 200 HP üzeri otomobil kullanmışlar için Sport, 400 HP’nin üzerinde üniversite mezunları için S+ ve bileğine güvenenler için Manuel… ESP’ninse normal bir otomobildeymiş gibi sürekli devrede olduğu ya da ben yaparım deyip kendinizi sportif hissetmenizi sağladığı Sport Handling Mode seçenekleri var. Müdahaleleri hayli gecikmeli. Yok, gerçekten yapabilenlerdenseniz ESP’yi son kritik saliselere kadar tamamen kapatabiliyorsunuz. Ta ki yoldan çıktığınız ana kadar işinize karışmıyor! İtiraf etmek gerekirse yol koşullarında maceralara girmiyorum. Hem içinde ben, çevrede yoldan geçen hayranlar, 420.000 TL’lik etiket ve fazlası var. Ama ıssız kırsallarda görmek istediklerimi görecek kadar kurcalıyorum o mod düğmesini. Otomobilin ispat edeceği bir şey yok.
Dikkatimi çeken bir şey daha var, otomobilin süspansiyonu ve direksiyonu bu güçte bir otomobil için fazlasıyla yumuşak. Geçmişte kullandığım bu güç seviyesindeki M5’tir, M3’tür kesinlikle daha sertti. Aston Martin ya da Bentley ile kıyaslamak istemem, onların hitap ettikleri kesim başka ama bu da boyurları ve performansına karşın onlar kadar konforluydu! Peki bunun stabiliteye dair yarattığı bir kayıp var mı? Hayır! Tabii ki olsa AMG bunun tespitini bana bırakmazdı! Gerek genel viraj tandansı gerek deselerasyondaki dengesi, dalma, esneme yaşatmaması hep dünyayı altında çevirmesinden!
Otomobilin hakkında performansı kadar mecburi ilgi çeken bir özelliği var. Gözün kaymaması imkansız: yakıt göstergesi! Bu otomobil en en en sakin kullanımımla 100 km’de 12.5 litrelik ortalama yakıt tüketimine inebilen bir benzin bağımlısı. Teknik verilerde şehirler arası ortalama 8.4 litre olarak açıklanmış, herhalde rüzgarsız, yerçekimsiz, atmosferik basıncın sürekli 0 bar olduğu koşullar olmalı! Gaz pedalına yapılan her temas ibreyi aşağı çekiyor sanki. Test sürüşümün son çeyreğine kadar 18-20 litre arasında tutabildiğim 100 km ortalaması, o bölümde 27 litreye kadar çıkıverdi! Gideceğiniz her mesafeyi, trafik yoğunluğu ya da bir kaza olma ihtimalinin yanında aniden kanınızın kaynama olasığını göz önünde bulundurup asla son çeyreğin altında yakıtla seyretmemeniz gereken bir otomobil C63 AMG! Kalırsınız olduğunuz yerde bütün ihtişamınızla! Üç günlük deneme sürüşlerinde hiç ekstradan yakıt aldığım olmamıştı, bu otomobile bir depo ekstra yakıt elbette ki layıktı!
Mercedes-Benz C63 AMG Coupe ile ilgili benim söyleyeceklerim bu kadar. Ha pardon, bu otomobilde elektrikli koltuk ayarları, tavanda el tutamağı var, sinyal kolu direksiyonun solunda…….
Fotoğraflar: Tansu Günay