Fiat Egea HB 1.6 Multijet II
Tofaş artık aylarca sıra beklenip satın alınan eski teknolojiler barındıran ürünler değil, toplamda 3 ayrı kıtaya birinci sınıf işçilik kalitesiyle yüksek teknolojiye sahip otomobiller ihraç eden bir firma. Kusur bulmakta zorlandığımız Egea HB’e bu gözle bakmanızı öneririz.
Dergimizin bu hafta çok özel bir konuğu var!… Belki kişisel olarak ayrı bir yere oturttuğum ve testini merakla beklediğim için olsa gerek; Fiat Egea Hatchback için ayrıcalıklı bir bakış açısıyla testini gerçekleştirdik diyebilirim. Zira, kendi otomobilim olan ve halen zevkle kullandığım Fiat Bravo’nun (182) lansmanı olan 1995’ten tam 20 yıl sonra dünya prömiyerini gerçekleştiren Fiat Egea’nın aradan geçen bunca yılda ne gibi yenilikler ortaya koyduğunu anlayabilmek için de ayrı bir çekiciliği vardı testimizin…
Hatırlayacağımız üzere Fiat Chrysler Automobiles (FCA) özellikle Avrupa’da en çarpıcı segment olan C sınıfında, 2014 yılı ortasından beri rekabet edebileceği modellere sahip değildi. 2007-2014 arasında etkin olan önceki nesil Fiat Bravo2 yerine konabilecek bir model geliştirmemişlerdi. Grubun diğer markası olan Alfa Romeo’nun aynı segmentteki kozu Giulietta ile mücadele etmeye uğraşıyorlardı. Ancak daha Premium bir imaja ve fiyata sahip olan Giulietta, ne yazık ki Fransız ve alman rakipleri kadar zengin satışlara sahip olamıyordu. Common Rail dizel motorlar gibi, otomotiv dünyasında birçok ilkin yaratıcısı olan İtalyan devi, en etkin C sınıfı pazarında geri planda kalıyordu. Güney Amerika ve Çin pazarlarında üstün satış başarılarına imza atmalarına rağmen, geçmiş yıllarda liderlik ettikleri Avrupa pazarında istedikleri başarıyı gösteremiyorlardı. 2007 yılında gerçekleştirdikleri ortaklık sonrası aileye yeni katılan Amerikan markalardan Dodge Dart modelinin platformu, öncelikli olarak Çin pazarında 2013’te tanıtılan Fiat Viaggio / Ottimo ikilisinin devamı niteliğinde Avrupa’ya yansıması bekleniyordu. Zira ortaklık sonrasında yalnızca motorlar ve platformlar üzerinde dayanışmaya gidiliyordu. Viaggio (sedan) ve Ottimo (hatchback) çalışmalarının Avrupalı izdüşümü beklenirken, aynı “FCA Small Wide Platform” üzerinde yükselen Egea Sedan geçtiğimiz yılın 21 Mayıs’ında Auto Show İstanbul’da ilk kez tanıtıldı. Projenin esin kaynağı Dodge Dart ile burun tasarımında benzerlikler olsa da, tamamıyla farklı bir tasarım olarak Türkiye’de geliştirildi ve İtalya tasarım merkezinde projelendirildi. EMEA, yani Avrupa, Doğu Avrupa ve Afrika bölgeleri için geliştirilmiş bu tasarım yalnızca Türkiye’de Egea, Avrupa’da Tipo, Amerika kıtasında ise Dodge/Chrysler Neon (sedan) olarak pazarlanıyor. Tüm ürünler dünyaya Tofaş Bursa fabrikasından ihraç ediliyor. 2015’te ilk olarak sedan tasarımlı olan Egea’nın satışına başlanmışken, geride kalan Mayıs ayında da hatchback Egea modeli kompakt pazarda yerini aldı. 2016 sonbaharında ise serinin station wagon karoserli modeli piyasaya çıkacak ve akabinde satışına başlanacak.
Testimize konuk olan HB versiyon, 2004 yılındaki son Brava üretiminden beri C sınıfı hatchback üretmemiş olan Tofaş bandından çıkmış, serinin en donanımlı ve üst seviyeli modeli olan 1.6 Multijet2 Lounge. Geçen yıl tanıtılan sedan versiyona göre daha rafine bir kokpit tasarımına sahip olan Egea/Tipo’da ergonomik olarak hiçbir olumsuz ayrıntıya rastlamıyorsunuz. Bugüne dek Avrupalı ve Uzakdoğulu birçok rakibinin testini gerçekleştirdik. Egea rakiplerinden kullanışlılık, ergonomi, işçilik ve donanım konusunda geri kalmıyor diyebiliriz. Ayrıca hem çağdaş, hem de tam anlamıyla “oturaklı” bir otomobil kullanıyorsunuz. Artık olmazsa olmaz kabul edilen birçok elektronik sürüş yardımcıları, uyarıcı sesleri, geri görüş kamerası, dokunmatik kontrol ekranı gibi en gelişmiş sistemler hiç göze batmadan ve yerinde sırıtmadan (!) Egea HB kokpitinde yerini almış durumda. Dokunmatik ekran belki de kabindeki en estetik unsur, hem çok kullanışlı hem de şık bir tasarıma sahip. Ön camdan gelen ışıktan etkilenmiyor ve bazı fonksiyonlar direksiyon üzerine yerleşik düğmelerle eşzamanlı olarak kontrol edilebiliyor. Kokpit sade bir tasarıma sahip ve vites kolunun arkasında büyük boy bir cep telefonunu yatay olarak koyabilecek kadar bir alan bulunuyor. USB ve audio girişleri de bu alanın etrafına yerleştirilmiş. Ses sistemi ve radyo kanallarını merkezi ekrandan yönlendiriyorsunuz. Ancak Giulietta’dan tanıdık klima ve kalorifer kumandalarının hem kullanışlılığı hem de tasarımı tam puanı hak ediyor. Dairesel kumandalar hem gelenekçi hem de sürüş sırasında kesinlikle dikkat dağıtmıyor. Kalorifer ve klima modülünün Alfa Romeo Giulietta’dan alındığı çok belli oluyor. Daha üst kaliteden transfer… Direksiyon simidi ise Chrysler ile yapılan ortaklığın sonucu olarak Jeep modellerinde görmeye alışık olduğumuz ve zamanla Fiat modellerine adapte edilen tasarımla benzerlikler taşıyor. Biraz düğme fazlalığı mevcut. Özellikle hız sabitleme sisteminin kumandası için Delta, Bravo ve Giulietta modellerindeki modülle aynı kalsaymış daha kullanışlı olurmuş demeden geçemiyorsunuz. Komplike bir sistem ve alışana kadar da yoldan dikkatinizi ayırmanız gerekiyor. Oysa hız ve devir göstergelerinin ortasındaki yol bilgisayar ekranının kumandaları oldukça basit ve hemen alışkanlık sağlıyorsunuz. Dediğim gibi, güncel otomobillerdeki olmazsa olmaz tüm ayrıntılar alışık olunduğu konumlarda yerini almış. Otomobilin sürücünün vücuduyla bütünleşmesi durumu Egea’da yaşanıyor. Koltuğu kolaylıkla bedeninize göre ayarlıyorsunuz. Baş ve diz mesafesinde sorun çıkmıyor. Ancak kontak anahtarını anahtarlık olmadan kullanmak gerekiyor.Anahtarın kontağa giriş açısı zaten çok ortada bırakıyor. Bir de sallanan bir anahtarlık sürücünün mutlaka sağ dizine sürtünür. Lounge modelinde sürücü koltuğunun bel destek ayarını elektrikli bir düğme yardımıyla yapıyorsunuz. Olmazsa da olur dediğiniz bu ayrıntı bile otomobilde aslında her donanımın bulunduğunu hatırlatıyor. Televizyonda yayınlanan Egea reklamları aklınıza geliyor: “gerçekten ihtiyacınız olan özelliklerin hepsi var!…” Ah bir de kapı içi plastikleri bu kadar ucuz görünmeseydi!
İç tasarımından konuya girmişken belirtmeden edemiyorum ki, şık bir metalik lacivert gövde rengine sahip otomobilde kokpit ve koltukların trim renkleri de kontrast olabilecek bir açık bej yahut sarımtırak bir renkle kombine edilmeliydi. Dışı koyu renk, içi ise simsiyah olan otomobilin albenisini bu şekliyle kaybettiğini düşünüyorum. Boyut olarak selefi Bravo’dan yalnızca 30 cm uzun, 3 cm alçak ve milimetrik olarak aynı genişliğe sahip olan Egea HB, ilginç şekilde B sınıfına aitmiş gibi bir algı oluşturabiliyor. Oysa gerek bagaj hacmi, gerekse arka koltuklardaki diz ve baş mesafeleri sayesinde sınıf liderliğine aday olmaya çalışan bir otomobil tasarladı Fiat… Muhtemelen Bravo tasarımındaki dinamizmi daha sade çizgilere indirgediği için algıda seçicilik konusunda daha ufak bir otomobil olması için çabalamışlar. Egea Sedan’ın B sınıfı Linea’nın yerine, Egea Hatchback’in ise C sınıfı Bravo’nun takipçisi olarak üretilme kaygıları nedeniyle, B ve C sınıfını aynı ürünle doldurma misyonunu taşıması Egea için ağır gelebilir. İşte bu boyutlandırma konusunda algılarla oynama durumunu başarı olarak kabul edebiliriz. Tarihe gömülmüş veya gömülmekte olan birkaç modelin yerini tek bir model ailesi ile kapatmak köklü firma Fiat’ın tarihte de başarıyla uyguladığı bir yöntemdi. 1983 yılında piyasadan çekilen 131 Mirafiori modelini, alt segmentteki Ritmo’nun sedan versiyonu Regata ile tamamlamıştı Fiat…
Motor ve yürüyen aksama bakalım, piyasadaki birçok rakip markanın ürünüyle kapışabilecek üstün tarafları var Egea’nın…Test otomobilimiz 1.6 litrelik Multijet 2 olarak isimlendirilen geliştirilmiş bir dizel makineyle donanmıştı. Fiat Doblo ve Jeep Renegade’den de tanıdığımız motorun 120 HP güç, 320 Nm tork değerleri ile sınıfının lideri olarak kabul edebileceğimiz esnekliği ve kesintisiz gücü sürüş sırasında hayranlık uyandırıyor. Bu hatırlı gücü tekerleklere 6 oranlı manuel bir şanzımanla aktarmışlar. Bu kadar yüksek tork değerleri nedeniyle eliniz vites kolunun üzerinde kalmak durumunda; seri olarak hızlanmak ve aynı zamanda ekonomik sürüşler elde etmek için üst viteslere geçmeniz gerekiyor. Vites değişimlerinin gösterge tablosunda uyarı olarak karşınıza gelmesi de yakıt ekonomisine yönlendiren hoş bir ayrıntı. Test otomobilimizle şehir içi ve otoyol şartlarında epey yol yaptık. 3,4 lt. /100 km sarfiyatı görebildiğimiz ender otomobillerden birisi oldu Egea. Şehir içinde en ağır trafikte ve klima açıkken en yüksek sarfiyat 6,8 lt/100 km olabildi. Üstelik etkin çalışan bir start stop sistemini de çok beğendik. Keşke dediğimiz tek konu bu kombinasyona sahip Egea Multijet’te en azından yarı otomatik bir şanzıman sisteminin eksikliği oldu. Hatta selefi Bravo’da bulunan ve halk arasında F1 olarak tabir edilen direksiyondan vites değişimine izin veren kulakçıklara sahip Duologic şanzımanı bile gözümüz aradı. Sonbaharda bu modelin çift kavramalı yarı otomatik şanzıman sistemiyle donatılmış bir seçeneği gelecek. Muhtemelen kardeş marka Alfa Romeo’da kullanılan 6 oranlı TCT şanzıman sistemi Egea modelinde yerini alacak. O zaman emin olun ki Egea pazardaki birçok rakibinin korkulu rüyası olacaktır. Her şeyden önce rekabetçi fiyatı ile tercih nedeni olacağı kesin. Çekici tasarımı, kullanışlılığı ve sınıfının en ekonomiklerinden birisi olması da onun tüketici tercihlerinde ön sıralara çıkacağını müjdeliyor. Fiat en yeni ürününde BMW’yi örnek almış diye düşünüyorum. Gerek yan silueti, gerek kokpit tasarımı, gerekse sürüş özellikleri açısından BMW 1 Serisi’ne göndermeler yaptığını hissediyorum. Anahtar teslim fiyatı 78.650 TL olan Fiat Egea HB 1.6 Multijet Lounge, bu donanım ve fiyat/kailte oranına göre oldukça avantajlı ve üstelik “yerli” bir otomobil. Fiat yapacağını yapmış, tercih tüketicilere kalmış durumda…
Tofaş artık aylarca sıra beklenip satın alınan eski teknolojiler barındıran ürünler değil, toplamda 3 ayrı kıtaya birinci sınıf işçilik kalitesiyle yüksek teknolojiye sahip otomobiller ihraç eden bir firma. Üstelik asırlık Fiat tecrübesinin ışığında, 45 yıllık fabrikasında bu ürünleri kendi tasarlayıp geliştirecek seviyeye de erişmiş durumda. Egea projesi, mevcut siyasi hükümetin yerli otomobil üretme direktifinden doğan bir fikirle geliştirildi. Milli bir proje ve yarım asırlık hayallerin ışığında ortaya çıkmış da oldu. Dolayısıyla yeni bir otomobil alacaksanız, biraz milli değerlerinizi de tercihlerinize yansımanızı tavsiye ederim. Bu özel otomobilin projelendirilmesinden satışına kadar birçok Türk insanının emeği ve katkısı mevcut. Kısacası verdiğiniz her kuruşu hak ediyor…üstelik keyif de veriyor.
+ Yüksek performanslı yeni nesil dizel motor
+ Başarılı yol tutuş ve sürüş konforu
+ Yalıtım ve yeterli ses sistemi
+ Donanım zenginliği
– İç dekorasyon renklerinde uyumsuzluk
– Geliştirilmesi gereken plastik kalitesi
– Otomatik şanzıman eksikliği
Fiat Egea HB 1.6 Multijet II
Yakıt tipi: Dizel
Motor hacmi (cc): 1598
Motor gücü (HP): 120@3750
Maksimum tork (Nm): 320@1750 d/d
Vites kutusu: 6-ileri manuel
Maksimum hız (km/s): 200
0-100 km/s hızlanma (sn): 9.8
Tüketim (şehiriçi/şehir dışı/karma) (lt/100 km): 4.4/3.3/3.7
Ağırlık (kg): 1295
U/G/Y (mm): 4368/1792/1495
Aks mesafesi (mm): 2638
Bagaj hacmi (lt): 380 (stepne ile) / 440 (tamir kitiyle)