Toyota C-HR 1.2 Turbo 4×4 Multidrive S
Güçlü Japon marka Toyota’nın 2016 yılında tanıttığı giriş sınıfı crossover C-HR, dergimizin son misafirlerinden biriydi. Son yıllarda neredeyse her markanın denediği bu yeni kavram otomobiller genellikle gençler ve sıra dışı tasarım öğelerine yakın kullanıcılar tarafından rağbet görmekte. Bu trendi yakalamak isteyen köklü firma, Amerika, Asya, Avustralya ve Avrupa gibi dünyanın dört bir yanında bu segmentte eskiyen modellerinin yerine öngördüğü C-HR modelini, 2016 yılı ortasında konsept olarak tanıttı ve üretime Kasım 2016’da Japonya’da başladı. Avrupa kıtası için üretim üssü Sakarya’daki Adapazarı fabrikası olan C-HR, açılım olarak “Compact High Rider”, “Cross Hatch Run” veya “Coupé High Rider” tanımlamalarına karşılık geliyor. Honda’nın benzer sınıflarındaki otomobillerine isim olarak gönderme yapsa ve tüketiciler tarafından karıştırılsa da aslında C-HR safkan bir Uzakdoğu otomobili olduğunu her fırsatta belli ediyor. Kuzey Amerika’da Toyota Matrix ve Scion xD, Japonya’da XA RAV4 ve Avrupa’da ise Urban Cruiser yerine üretilmeye başlanan dünya otomobili C-HR, tıpkı taşıdığı kısaltmanın tüm varyasyonlarını karşılayacak biçimde bir tasarıma sahip olmuş. Hem yüksek bir hatchback, hem hızlı bir crossover, hem de coupe tarzı verilmiş bir yüksek konsept otomobili olarak tanımlanabilir.
Otomobilin mekaniği ve iddialı yeniliklerinden daha çok ilk bakışta tasarımına odaklanıyorsunuz. Otomotiv tarihinde ya sev ya da nefret et tarzı birçok örnek vardır. Bunların böyle bir tanımlamaya sebebiyet vermesindeki birincil etken tasarımlarıdır. Geleneksel bakış açısıyla değerlendirilmekten ziyade, sıra dışı hatları ve trafikte diğer taşıtlara göre öne çıkan çarpıcılıkları ile dikkatleri üzerlerine alırlar. “Zevkler ve renkler tartışılmaz” önermesinin sanki bu tip otomobiller için geliştirilmiş olduğunu düşünürüz. İşte C-HR da bu otomobillerden biri olarak adını otomotiv tarihine yazdıracak. İlk gördüğümde, Renault Mégane III Coupe crossover kostümüne bürünmüş gibi demiştim. Bir başkası rakip firma Nissan’ın Juke modeline gönderme yaptığını hatırlattı. Önü geleneksel Toyota çizgilerine, arkası da Honda’nın yeni Civic modeline benziyor diyenler de oldu. Herhalde güncel otomobil tasarımları hep birbirine benzemesinden olsa gerek, illa zihinlerimiz yeni çıkan modelleri gözlerimizin alıştığı diğer modellere benzetme eğiliminde bulunuyor. Benzer, benzemez; aslında önemli değil ama önemli olan meselenin, her yaştan ve zevkten müşteri kitlesinin bu otomobili severek ve isteyerek satın alıp almaması olduğunu düşünüyorum.
Ülkemiz dışında ABD, Japonya, Endonezya, ve Tayland gibi 5 ana üretim üssünde üretim yapılan C-HR, 4×2, 4×4 (AWD) ve 4×2 Hybrid seçenekleri ile Adapazarı tesislerinde üretiliyor. Otomobilin 4×4 (AWD) Diamond modelini test etme fırsatını bulduk. En donanımlı ve sofistike öğelere sahip olan otomobilimizde ilk dikkatimi çeken sportif koltukların muhteşem bir ergonomi sunduğu oldu. Kabin içinde rahatlıkla 5 kişiyle yolculuk edebiliyorsunuz. Diz ve tavan mesafeleri 5 yetişkinin rahatlıkla yolculuk etmelerini sağlıyor. Ancak trim renkleri, tavan döşemesinin siyah tercih edilmesi, camlı yüzeylerin otomobilin tasarımından gelen kaygılar nedeniyle düşük tutulması nedeniyle oldukça klostrofobik bir etki yaratıyor. 5 kapılı bir Crossover eğer coupe yorumuyla tasarlanırsa ortaya böyle yan etkiler çıkması kaçınılmaz. Ancak tasarım yanında biraz da kullanışlılık da gerekli diye düşünüyorum. En azından otomobilin kabin renklerinde açık renk yüzeylere ve döşemelere yer verilmeliydi. Yahut sabit cam tavan gibi bir seçenek sunulabilirdi. Ancak cam tavan veya sunroof, seçenek olarak bile C-HR’de bulunmuyor. Sürücü ve yan yolcu için yolculuk oldukça keyifli, ancak arkada oturanlar bir saat sonra bunalmaya ve mola talep etmeye başlayabilirler. Park manevralarında geri görüş kamerası sürücünün yanında ama geleneksel şekilde bakarak park etmek gerektiğinde arka görüşün hayli zayıf olduğu fark ediliyor.
Otomobilde keyifli bir ince düşünce eseri var, kapıyı açtığınız zaman geri gelmiyor, açıldığı yerde kalıyor. Böylece inişlerde yaralanma riski bulunmuyor! Güncel teknolojik tüm gereksinimlerin Toyota C-HR modelinde bulunduğunu söylemeye sanırım gerek yok. Çünkü tam donanımlı bir Corolla yahut Avensis’te ne varsa C-HR’ye aktarılmış gözüküyor. Ergonomiyle ilgili hiçbir eksikliğe rastlamadık. Özellikle verdiği sürüş keyfi ortalamanın üzerinde. Gerek şehir içi, gerekse otoyol kullanımlarında akustik bir anormalliğe rastlamadığımız gibi yüksek kullanım konforu elde ettik. Merkezi kontrol sisteminin çok fonksiyonlu iri ekranı hem kullanışlı hem de kabin içindeki tüm yolcular tarafından net takip edilebiliyor. Navigasyondan kaliteli müzik sistemine, ekonomik sürüş bilgisayarından internet bağlantısına kadar kontrolleri buradan dokunmatik olarak yapabiliyorsunuz ve komutlara anında tepki alabiliyorsunuz. İklimlendirme ve havalandırma sisteminin hem bu ekrandan hem de kokpit üzerindeki tuşlarla kumanda ediliyor olması da ayrı bir avantaj sunuyor. Zira benim gibi geleneksel tasarımlara yatkın olan kullanıcılar için merkezi dokunmatik ekrandan iklimlendirme ve havalandırma sistemine kumanda etmek ayrı bir mesai gerektiriyor ve alışkanlık edinene kadar da gözlerin yoldan ayrılmasına neden oluyor. Deri ve kumaş karışımı ortopedik koltuklar ısıtma seçeneğine sahip ve sert dolguları sayesinde uzun yolculuklarda yorulmayı önlüyor. Çok fonksiyonlu direksiyonun tepkileri kusursuz diyebilirim. Sürekli dört tekerlekten çekişin de etkisi olduğunu bildiğimden ötürü, her türlü yol şartlarında otomobili sınırlarında kullanmama rağmen emniyetsiz bir hisse asla neden olacak bir sonuç vermedi. 18 inçlik devasa lastiklerle gerek fren performansı, gerekse hızlanma değerleri açısından tatmin edici bir otomobil olduğuna kanaat getirdiğim Toyota C-HR, ne yazık ki üstün performanslı 1.2 litrelik turbo beslemeli motorunun ateşini hep söndürmeye eğilimli CVT otomatik şanzımanıyla keyfinizi kaçırabiliyor. Toprak yol şartlarında veya motorun performans ihtiyacını hissettiğiniz anlarda istem dışı vites büyütüp bütün coşkunuzu yerle bir edebiliyor. Otomobili daha çok 1.8 litrelik Hybrid motor ile pazarlanmaya yönelik bir kampanya mevcut. Dolayısıyla ağırlığı 1,5 tona ulaşan hafifletilmiş bir arazi aracında 1,2 litrelik bir turbo motorun yerine geleneksel 1,4 D4D kodlu dizel motor bile aynı işi yaparmış demeden edemiyorsunuz. Üstelik Japon firma Aisin tarafından geliştirilen tam otomatik şanzıman sistemi varken hala demode kalabilen CVT sisteminin böyle çağdaş bir otomobilde kullanılıyor olması açıkçası garibime gitti.
Arazi şartları, otoyol kullanımı ve sıkışık şehir içi trafiğinde karma tüketimde 7,6 litre / 100 km. gibi bir tüketim değerine ulaşabildik. Bu da fabrikanın verdiği en yüksek tüketim değerine karşılık gelmekte. Sakin otoban kullanımlarında eminim ki fabrikanın verdiği minimum tüketim değerine düşmek de olasılık dahilinde. Zira Toyota’nın basit ve efektif hız sabitleme sistemi C-HR modelinde de yerini almış ve sürücünün en değerli yardımcılarından biri olarak fonksiyonunu yerine getiriyor.
Testini gerçekleştirdiğimiz 1.2 Turbo Diamond 4×4 Multidrive S modelinin anahtar teslim satış fiyatı 145.000 TL ediyor. Bu rakamı 4×2 ve daha düşük donanımlarla 99.000 TL’ye kadar indirebiliyorsunuz. Hybrid seçenek ise 170.000 TL fiyat etiketiyle alıcı bekliyor. Dünyadaki diğer 4 üretim merkezi ile aynı anda ülkemizdeki Toyota tesislerinde üretilen C-HR, bu sınıftaki rakiplerle çok sıkı karşılaştırma yapılarak satın alınması gereken bir otomobil. Hem sıra dışı zevklere sahip olmak, hem crossover hem de coupe tasarım öğelerini barındıran çağdaş ve nispeten düşük yakıt tüketimine sahip bir otomobil düşünenler için önemli bir alternatif olabilecek güce sahip. Meraklı gözlerin üzerinizde olduğunu daha çok hissetmek için çarpıcı renklerle bezeli bir C-HR sahibi olabilirsiniz. Otomobilde donanım paketleri son derece dolu; araç denge kontrol sistemin VSC’den ön, yan ve perde havayastıklarına, LED farlardan karartılmış arka camlara, 8 inçlik Toyota Touch2 dokunmatik ekrandan elektro hidrolik park frenine donanım eksiksiz. Kaydedeğer genç ve dinamik bir seçenek.
+ Akıcı performans ve yüksek konfor seviyesi
+ Zengin, eksiksiz donanım
+ Yüksek sürüş keyfi ve yol tutuş özellikleri
+ Kaliteli ve güçlü marka imajı
– Kasvetli algısı veren kabin tasarımı
– Kısıtlı bagaj hacmi
– Motor performansını dizginleyen CVT şanzıman
– Her zevke hitap etmeyen tasarım öğeleri
Yakıt Tipi: Benzin
Motor Hacmi (cc): 1197
Motor Gücü (HP): 116@5600
Maksimum Tork (Nm): 185@1500-4000 d/d
Vites Kutusu: Multidrive S (CVT, Sürekli değişken otomatik şanzıman)
Maksimum Hız (km/s): 180
0-100 km/s hızlanma (sn): 11,4
Tüketim (şehiriçi/şehirdışı/karma) (lt/100km): 7,6/5,7/6,3
Ağırlık (kg): 1585
U/G/Y (mm): 4360/1795/1565
Aks Mesafesi (mm): 2640
Bagaj Hacmi (lt): 297