Beygir gücünden elektrik gücüne: Megane E-Tech
Elektrikli araç teknolojisinin öncü markalarından Renault, uzmanlığını Yeni Megane E-Tech %100 Elektrikli’ye aktardı. Renault’nun elektrikli devriminde önemli bir adım olan yeni modelin lansmanı geçmişten günümüze birçok medeniyetin izlerini ve İpekyolu kültürünün zenginliğini barındıran Van şehrinde gerçekleşti. Tarihi Van Kalesi’nin aynası konumundaki Van Müzesi’nden başlayan Yeni Megane E-Tech %100 Elektrikli test sürüşüne bölgenin eşsiz coğrafyası ev sahipliği yaptı. Yepyeni Renault Megane E-Tech ile tanıştığımız bu lansmanda otomobille ilgili edindiğimiz ilk izlenimleri yazımızın sonunda okuyabilirsiniz.
Gerçek atlarla kurgulanan yenilikçi bir deneyim gösterisi
Lansman kurgusunun ilk adımında, davetlileri 3.000 rakım yükseklikteki Karabet Geçidi’nde özel olarak tasarlanmış bir deneyim alanı karşıladı. Renault logolu özel çadırın altında toplanan misafirlerle, Yeni Megane E-Tech %100 Elektrikli’ye ait teknik detaylar paylaşıldı. Lansmanın ikinci adımı 1.400 metre uzunluğundaki Karabet Kar Tüneli’nde başladı. Bir zaman tüneline dönüştürülen Karabet Kar Tüneli’nin içerisine araçları ile giren davetliler tünel içerisinde gücün, Megane E-Tech %100 Elektrikli’ye aktarımını izlerlerken bir dış ses ve ışık enstalasyonlarıyla kendi araçlarında bu yolculuğu dinlediler. Üçüncü adımda, zaman tünelinde ilerleyen davetliler tünel içerisinde kurulan perdeden “E-Tech” dönüşümünü özel mizansenlerle izlediler. Perdenin arkasında hazır olan eğitimli atlar, araçların arasından geçerek beygir gücünden elektrik gücüne geçişi simgeleyerek davetlilere heyecan dolu anlar yaşattı. Son adımda Yeni Renault Megane E-Tech %100 Elektrikli yolculuğu ile bambaşka bir dünyaya geçiş yapıldı. %100 Elektrikli bir dünyanın başlangıcını temsil eden bu alanda zaman tüneli yolculuğunun sona erdi. İpekyolu’nun zengin gastronomi deneyiminden, Van Gölü’nün en büyük adası Akdamar Adası’nın büyülü atmosferine kadar bölgenin benzersiz coğrafyasında Megane E-Tech %100 Elektrikli ile davetlilere özel bir deneyim sunuldu. Yeni modelin Techno versiyonunun opsiyon hariç fiyatı 1.499.000 TL, Iconic versiyonunun opsiyon hariç fiyatı ise 1.599.000 TL olarak kullanıcılara sunuluyor.
“Yeni Renault Megane E-Tech %100 Elektrikli yeni bir dönemin başlangıcını temsil ediyor”
Otomobilin lansmanında konuşan MAİS A.Ş. Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş “Megane ismi hem ülkemiz hem de Avrupa için oldukça önem taşıyor. Megane Hatchback modelimiz Avrupa’da 28 yıl, 4 jenerasyon boyunca 1.3 milyon adette sattı. Megane, tüm gövde tipleri ile son 20 yıllık satışlara baktığımızda Türkiye binek pazarında en çok satan 3. otomobil konumunda. Şimdi Megane efsanesi elektrik devriminde yeni bir dönemin başlangıcını temsil ediyor. Yeni Megane E-Tech %100 Elektrikli 160 kW motoru ile segmentindeki en yüksek güce ve şarjlanma özellikleri ile segmentteki en iyi değerlere sahip. Ayrıca segmentindeki en yüksek batarya kapasitelerinden birine sahip. Bu sayede ortalamada 450 km WLTP menzili, şehir içinde ise 530 km menzil sunabiliyor. Güçlü modelimiz Austral ve Ağustos itibarıyla satışlarına başladığımız Megane E-Tech ile C segmentinin %98’ine erişim sağlamış durumdayız. 2012 yılından itibaren günümüze geldiğimizde Türkiye’de 5.000 adetten fazla elektrikli otomobil sattık ve ODD verilerine göre en çok elektrikli otomobil satan marka konumundayız. Hem Avrupa’da hem de Türkiye’de elektrikli otomobil denilince ilk akla gelen markalardan biriyiz ve elektrikli araçlar konusunda sektörde öncü bir markayız. Renaulution stratejimiz ile bu durumu daha da güçlendirmek ve tam olarak elektrikli otomobiller ile özdeşleşmek istiyoruz.” açıklamasında bulundu.
Yeni nesil heyecan verici %100 Elektrikli
60 KWh’lik ince tasarıma sahip bataryası ile 450 km menzile sahip Yeni Megane E-Tech %100 Elektrikli, 160 kW/220 HP elektrikli motor performansıyla elektrikli otomobil sürüşünün tüm zevklerini yaşatıyor ve 0’dan 100 km/s’ye sadece 7,4 saniyede ulaşıyor. Elektrikli otomobiller için özel üretilmiş CMF-EV platformuna sahip model, 42 dakikada %80 şarj kapasitesi, 21 gelişmiş sürüş destek sistemi, 564 cm2 OpenR Link bilgi-eğlence sistemi ve daha birçok yüksek teknolojiyle kullanıcılara sunuluyor.
Elektrikli DNA’sını hem sürüş hem de tasarım öğeleriyle birleştiren Yeni Megane E-Tech %100
Elektrikli’de yeni yuvarlak omuz çizgileri, ön farların yanlarındaki kanatlar ve kavisli kaput çizgisi gibi hatlar, zarif bir şekilde uygulanıyor ve hassasiyetle birleşiyor. Kilit açıldığında otomatik olarak öne çıkan kapı kolları ve kapalı ızgara, modern bir his veriyor. 20 inçlik jantlar, alt tarafta koruyucu bantlar, çamurluk kaplamaları ve yüksek omuz çizgisi gibi doğrudan crossover dünyasına ait detaylar güçlü ve sağlam bir his uyandırıyor. Alçalan tavan çizgisi, artırılmış iz genişliği ve düz kapı kolları coupe görünümü sağlıyor. Kabin yüksekliği, genişliği ve bagaj hacmi ise geleneksel hatchback mimarisini andırıyor.
Yeni Megane E-Tech %100 Elektrikli’de kullanılan batarya 110 mm ile her zamankinden daha ince. İç mekana geçtiğimizde Android işletim sistemine sahip OpenR ekranı, dokunması ve göz atması keyif veren güçlendirilmiş cam yüzeye sahip. Ekran parlaklığı ve ışığı yansıtma özelliği doğrudan güneş ışığında bile net bir görüntü sağlamak için optimize edildi ve yansıma önleyici kaplama ile güçlendirildi. Bu sayede siperlik kullanımına gerek kalmadan, modern ve akıcı bir görünüm ile yerden tasarruf edildi.
Yeni Megane E-Tech %100 Elektrikli toplam 30 litre saklama alanıyla sınıfının en iyi değerlerinden birine sahip. Bagaj ise 440 litre hacim sunuyor.
Dinamik LED ambiyans aydınlatması kabin içinde optimum huzur sunmak için insan vücudunun biyolojik saatini esas alıyor. Kokpit içindeki aydınlatma; ön panel, kapı panelleri ve akıllı telefon yuvası boyunca uzanan ışık şeritleri ile sağlanıyor. Aydınlatma gündüz ve gece farklılaşıyor ve her 30 dakikada bir renk değiştiriyor.
Megane E-Tech %100 Elektrikli, 160 kW güç ve 300 Nm tork üreten elektrikli motoru ve maksimum menzilin elde edilmesini sağlayan dört seviyeli rejeneratif fren sistemi ile elektrikli araç kullanma tadını yeni bir zirveye taşıyor.
İlk izlenimler
Otomotiv dünyasında önü kesilemez bir hızla yükselen elektrifikasyon sürecine Avrupalı markalar arasında en hızlı dahil olan markalardan birisi Renault. Denilebilir ki, Japon Toyota ile birlikte başı çeken markalardan biri. Gerek Renault, gerek Alliance Group bünyesindeki Dacia ve Nissan gibi markalar dönüşüm için gayet gelişmiş modeller üretiyor, tanıtıyor, birbiri ardına piyasaya sürüyor. Zaten öyle bir geçiş dönemi yaşanıyor ki, hazırlıksız yakalanan arayı kapatmak için epey zorlanacak gibi. Geldiğimiz noktada elektrik, gelecekteki tek seçenek olmasa bile enerji yelpazesinin önde gelen pay sahiplerinden olacak gibi görünüyor.
Renault Megane E-Tech’i hayli kafa yorulmuş, görkemli bir lansmanla tanıttı. Beygir gücünden elektrik gücüne konseptiyle tanıtılan otomobili ülkemizin en doğusunda, Van ilimizde yaklaşık 150 km kullanma fırsatımız oldu. Ortasında yeni Renault logosunun yer aldığı yalın ve pürüzsüz burun yapısı, Mercedes-Benz modellerini anımsatan arka aydınlatma grubu ve gösterişli renk seçenekleri, otomobili “halkın Renault”sundan daha premium bir konumlandırmaya taşımış gibi gösteriyor. Coupéleri andıran hatchback gövde formu, yüksekliği sayesinde rahat rahat cross over olarak da pazarlanabilirmiş ama diğer modellerle çakışmaması için olsa gerek bu terim hiç kullanılmadı. Van Kalesi’nde teslim aldığımız Megane E-Tech ile çetin hava koşulları nedeniyle yolları yılın yedi ayı kapalı kalan Bahçesaray ilçesine doğru virajlı yollarda kullandık. Estetik tasarımıyla beğenimizi toplayan Megane E-Tech, daha kapı kollarından itibaren ne kadar progressive bir model olduğunu ortaya koyuyordu. Ha, kapı kolu için bu kadar abartılı tasarım gerekli mi tartışmaya açık tabii… Gerçi tüm markaların elektrikli otomobil tasarımlarında rastladığımız abartılı tasarımları düşününce, yenilik adına yapılmış bir düşünce saymamız gerekiyor.
İç mekanda ilk dikkatimizi çeken, tıpkı Austral’de olduğu gibi direksiyonun formu. İşte bu da elektrikli otomobillerle hayatımıza geri dönen bir form. BMW’nin iX modelinde kullandığı bu garip direksiyon formu, otomobil tarihinde ilk olarak 1970’lerde Austin Allegro’da kullanılmıştı. Kullanımda sağladığı bir avantaj olmadığı gibi dezavantaja da rastlamadık. Sadece değişik. EV’lerde bazı unsurların değişik olması isteniyor ya, onlardan biri direksiyon formu… Önümüzde yüksek çözünürlüklü büyük bir ekran var ama sanki biraz boş gibi. Mesela neden Google uygulaması yok, bunu anlayamadık. Ekran çok iyi duruyor ama Android Auto veya Carplay haritası o göstergeye aktarılmamış. Bunu anlamadığımız gibi koskoca ekranın sadece ince çizgili iki yuvarlak gösterge için mi tasarlandığını sorguladık. Belki de bu sadece ülkemizde böyledir… Neyse, kabindeki genel malzeme kalitesi dikkat çekici şekilde yüksekti. Ama sert dokunuşlu kokpiti kaplayan suni derinin çok ince olduğunu fark ettik. Eski Volvo modellerinden ödünç alınmış gibi görünen ön koltuk kafalıkları nostaljik bir lezzet taşıyor. Buna karşılık arka camın küçük, arka koltuk kafalıklarınınsa büyük olması geri görüşü biraz kısıtlıyor. Renault mühendisleri geri görüşü iyileştirmek için iç dikiz aynasında kameradan destek almışlar. İlginç bir tasarım, istenirse manuel olarak hareket halindeyken de geri görüş kamerası devreye alınabiliyor. Ama tabii bu durum, futuristik özellikleri olan bir otomobilde biraz çelişki yaratıyor. Kabinin genişliği önde ve arkada gayet yeterli. Bagaj hacmi sınıfı için normal büyüklükte.
Sürüşe geçtiğimizde, segmentinin en güçlü elektrik motoruna sahip Megane E-Tech, 300 Nm gibi iddialı bir tork çıkışı sağlayan 160 kW/220 HP’lik elektrik motorunun çekişiyle müthiş hızlanıyor. 7.4 saniyelik 0-100 km/s hızlanması bir kenara, otomobilin elastisite performansı, çok keyifli ara hızlanmalar gerçekleştirmeyi sağlıyor. Dört kademeli rejeneratif fren sistemiyle yavaşlamalar da çok etkili ve keyifli. Tüm EV’ler gibi Megane E-Tech’in de aktarımı direkt ve manevra yönü dışında şanzımanı yok ama otomobil, direksiyon üzerinden adeta paddle shiftle yavaşlar gibi yönetilebiliyor. Kontrollü sürüşlerde fren pedalını kullanamaya gerek bile kalmayabilir! Sessiz bir sürüş karakterine sahip otomobil, virajlı Van-Bahçesaray yolunda izine sadık, kararlı bir tutunma performansı çizdi.
Ortalama 450 km menzil denilse de bu tamamen sürüşle ilgili netleşen bir değer. Eğer sürüş modları arasından Sport’u seçip, elektirğin karşı konulmaz akıcılığına kapılırsanız, 110 mm kalınlığındaki o incecik batarya hızla boşalabiliyor. Ama sakin kullanımlarda yolu oldukça uzun Megane E-Tech’in. Aslında bu fosil yakıtlı otomobillerdeki yakıtın tükenmesinden çok da farklı sayılmaz, ne kadar basarsanız o kadar hızla tükeniyor. Ancak, hiç bir otomobille ilgisi yok, alt yapı yetersizliği nedeniyle akıllarda hep bir soru işareti, ya şarj biterse, ya istasyon bulamazsam ne olur sorusu… Bu da tüm EV’lerde olduğu gibi Megane E-Tech’te de şehir içinde değilse bile İstanbul dışında gözlerin sürekli menzil ve şarj durumuna takılmasına neden oluyor. Geçiş dönemidir diyerek tüm elektrikli otomobilleri hoş görmemiz, anlayışlı davranmamız gerekiyor.
Fiyattan da söz etmek gerek. Artık hiç bir otomobilin uygun fiyatlı olmadığı ortamda Megane E-Tech yine de yenilikçi bir otomobil için dengeli sayılabilecek bir etiketle karşımıza çıktı. Donanımlarına göre 1.500/1.600.000 TL seviyesinden başlayan rakamlar karşılığında başka bir seviyede, gelişmiş özelliklere sahip, Avrupalı Renault modeli satın alıyorsunuz. Ne olduğu net olmayan Çin markalarına “gömülen” paralar düşünüldüğünde ulaşabilen kesim için hiç de fena bir seçenek değil.