Reklam

Hyundai Ioniq 6 4×4 Progressive

 Hyundai Ioniq 6 4×4 Progressive

Tüm otomotiv sektörünü etkisi altına alan elektrifikasyon sürecinde hemen hemen bütün markalar kartlarını oynuyor, gecikmeler, ertelemeler peşpeşe gelse de geleceğin elektrikli olacağına inanç zaman zaman sarsılsa da süreç olanca hızıyla devam ediyor. Kabul etmek gerekiyor ki avantaj ve dezavantajları üzerindeki tartışmalar sürerken ve hep de sürecek gibi görünürken hiç bir marka sürecin gerisinde veya dışında kalmayı göze alamıyor. Güney Koreli otomotiv devi Hyundai de diğer bir çok marka gibi fosil yakıtlara muhtaç içten yanmalı motorlardan vazgeçmeden elektrifikasyon için bütün teknolojilerini ortaya koyuyor. 2016 yılında bu yana üretimde olan Ioniq model serisiyle hatırı sayılır bir çıkış yakalayan marka, Ioniq 5’in yıldızı yeterince parlayıp sönmeden Ioniq 6’yla daha da büyük oynamayı seçti. Zaten her iki elektrikli model de aynı anda satışta. Bataryasını oluşturan ana element Ion ve “eşsiz” anlamındaki unique kelimelerinden birleştirilerek doğan tamamen elektrikli Ioniq serisi, Hyundai’nin bayraklarını taşır durumda.

Satışa sunulduğu 2021 yılından bu yana çok sayıda uluslararası ödül kazanan yenilikçi Ioniq 5, hatchback olarak geçerken peşi sıra gelen daha büyük liftback Ioniq 6, markanın 2016 yılında yol almaya başladığı elektrik tarafını günümüzde temsil eder oldu. Füturistik gövde tasarımının en çok konuşulan yanı, hiç şüphesiz Porsche’ye benzetilen arka bölümü. Benziyor benzemiyor tartışmaya açık ama akıllara getirmesi, sanki özgünlüğünü biraz eritmiş. Ve Güney Koreliler neden böyle bir seçimde bulunmuş çok da anlam verebilmiş değilim. Aerodinamik kaygılar diyelim. Gerçekten de profilden bakıldığında yalın, aerodinamik ve duyguları harekete geçiren siluet tasarımı fark ediliyor. Buna isteyen Panamera-vari coupe sedan/liftback yorumu da yapabilir. Otomobile tam geriden bakıldığında 911 hatları da görülebilir. Parametrik Piksel tasarımlı ön farlar, arka aydınlatma grubu ve ön alt sensörler dahil 700’ün üzerinde parçada uygulanarak modelin imzası olarak kullanılmış. Hyundai’nin her Ioniq modelinde uyguladığı Parametrik Piksel tasarım, nesiller ile elektrikli bir gelecek arasında bağ oluşturmak için dijital ve analog dünyaları birbirine bağlıyormuş.

Ioniq 6’nın 4.855’lik uzunluğu, 1.880 mm’lik eni ve 1.495 mm’lik yüksekliği onu D segmentine yerleştiriyor. Aerodinamik ve fiyakalı gövde, geçtiği yollarda kafaların kendisine çevrilmesini sağlıyor. Porsche 911 Turbo’yu hatırlatır formdaki yüksek arka spoyler, çevreye sportif mesajlar da yayıyor. Keza tavandaki köpek balığı yüzgeci formlu anten de öyle. Otomobilin kapı kolları, merkezi kilit açıldığında dışa doğru açılan “saplar” gibi görünüyor. Bu kadar ihtişamlı bir otomobilde sanki biraz hafif kalmış gibi. Ama kapalıyken kapılara gömülen bu kollar, rüzgar direnci açısından pozitif katkı sağlıyor. Pürüzsüz Ioniq gövdesi, rüzgara karşı koymadan akıp gidiyor. Stop lambasının entegre edildiği spoyler de güzel bir tasarım örneği olarak dikkat çekiyor. Tabii otomobilin profiline etkileyicilik katan 245/40 R20 ebatlı lastikleri de vurgulamalıyız.

Bu modelinde Hyundai, bir otomobilin gereklerini ortaya koymaktan çok, kendi elektrik teknolojisinin geldiği noktayla şov yapmayı tercih etmiş. Yoksa alışılagelmiş Hyundai ergonomisi, konforu ve sürüş özellikleri Ioniq 6’da da kendisini gösteriyor. Çok üst seviyede değilse de makul kalitedeki kabinde diğer Hyundai modellerinden tanıdık aksamlarla da karşılaşıyoruz. Örneğin direksiyon kolonunda Kona’dan bildiğimiz çevirmeli E-Shift By Wire vites kolu, tamamen elektrikli Ioniq 6’nın manevra yönünü seçmek için görev yapıyor. Boyutları paralelinde ferahlık ve rahatlık sunulan kabinde gerekli işlemler minimum düğme ile genelde dokunmatik olarak halledilmeye çalışılmış. Ergonomik kaygılar rahatlık sağlamışsa da en basitinden cam kumandalarının koltuklarının arasında olması alışana kadar şaşırtıyor, gözler, eller kapı içlerinde kumanda arıyor. Bu tercihin sebebi, inceltilmiş kapı panelleri. Geleneksel otomobillerde vites konsolu olarak isimlendirilen yerde köprü tarzı bir konsol yer alıyor. Üst kısmında cam ve merkezi kilit butonlarıyla bardaklıkların yer aldığı konsolun altında da eşyalar için kullanım alanı sunulmuş.

Kabin içinde şimdiye dek karşılaşmadığımız ilginç bir aydınlatma teknolojisi var. Hıza duyarlı olarak çalışan araç içi aydınlatma, kendini sürüş hızına uyarlayabiliyor. Gece sürüşlerinde ön kabin aydınlatmasının parlaklığı hıza göre değişiyor. Şöyle ki, 30 km/s’de %10’dan 100km/s’de %100’e kadar değişiyor. Hyundai bunun amacını “aydınlatmanın parlaklığı ile hızınızın her zaman farkında olmanıza imkân tanıması olarak ifade ediyor. İlginç bir detay.

Otomobilin deri koltukları beş yolcu için konforlu seyahat olanağı sunuyor. Ön yolcu koltuğunun sürücü tarafından da ayarlanabilmesi için düğmeler sunulması ince düşünülmüş bir ayrıntı. Bu butonlarla koltuğu ileri geri almak ya da sırtlığını ayarlamak mümkün. 2950 mm’lik aks mesafesinin sunduğu batarya üstü zeminin tamamen düz olması, arka koltuk yolcularının hepsinin rahat etmesini sağlıyor. Koltukların ayarlamaları, bel destekleri, ısıtmaları, önde soğutmaları eksiksiz. Ioniq 6’nın üzerinde yapılandırıldığı düz zeminli E-GMP (Elektrikli Küresel Modüler) platformu, parçaları modüler hâle getiriyor ve üst düzey konfor içinde seyahat sağlıyor.

Ioniq 6’nın dışında ve içinde; Etik Özgünlük temasına uygun olarak ve günümüzün çevre bilincine sahip tüketicilerinden esinlenerek çeşitli sürdürülebilir malzemeler kullanılmış. Donanım seviyesine bağlı olarak; koltuklarda ECO-süreç deri, koltuklarda geri dönüştürülmüş PET kumaş, ön konsolda bio TPO yüzey, tavan döşemesinde bio PET kumaş, kapılarda bitkisel yağlardan elde edilen bio boya ve IONIQ markasında bir ilk olarak zemin halısında geri dönüştürülmüş balıkçı ağı bunlardan bazıları. Koltuklarda ve diğer iç akşamlarda bitki özleri ile işlenen ve keten tohumu yağı ile boyanan EKO-süreçle işlenmiş deri kullanılıyor. İç kapı panelleri ve direksiyon simidi gibi yüzeylerde, kanola çiçekleri ve mısır gibi bitki özlerinden oluşan bio-boya tercih edilmiş. IONIQ 6’nın halılarında geri dönüştürülmüş balık ağlarından üretilen sürdürülebilir lifler kullanılıyor. Ioniq 6’nın halılarında da geri dönüştürülmüş balık ağlarından üretilen sürdürülebilir lifler kullanılıyor. Hyundai, elektrikli otomobilinde çevresel sorumluluğu “makine dairesi” dışında da yüklenmeyi bilmiş.

Gövdenin görüş açıları önde ve yanda sorunsuz. Fakat geri görüş ile ilgili aynı yorumu yapmak zor. Neyse ki Ioniq 6, geriye bakmayı gerektirmeyen performansa sahip! Gaza basınca ışınlanıyorsunuz, kolay kolay kimse yetişemez! Manevralarda da geri görüş kamerasını (360° Çevre Görüş Kamera Sistemi) iyi kullanmak yeterli olacaktır diye düşünelim… Otomobilde arka cam sileceğinin olmaması da sürücüsünü bu yeteneğini geliştirmeye yönlendiriyor zaten! Bu da yeni trend! Üreticiler sanki sürücüleri geriye bakmaktan vazgeçirmeye çalışıyor gibiler! Arka camlara veda mı edilecek nedir?

Hyundai Ioniq 6’nın enerji santrali olan Sürekli Mıknatıslı Senkron Elektrik Motoru, Hyundai Group’un diğer markası KIA’nın tamamen elektrikli SUV modeli EV9 ile aynı. Tam şarjla 519 km’ye kadar menzil sunabilen Ioniq 6, bunu yüksek kapasiteli 77.4 kW/s’lik lityum iyon bataryasına borçlu. Otomobilin önden çekişli versiyonlarındaki 53 kW/s’lik küçük batarya da 300 km’nin üzerinde menzil sunuyor. Test otomobilimizdeki 77.4 kW/s’lik batarya, 350 kW DC şarj noktasında %10’dan %80’e şarj 18 dakika, 50 kW DC şarj noktasında ise 73 dakikada tamamen doluyor.

Sürekli dört tekerlekten çekiş sistemine sahip Ioniq 6, adeta namluya sürülmüş bir mermi gibi emir bekliyor. Ve sürücü tetiği çektiğinde 2170 kg’lık otomobil, elektrik motorunun ürettiği 605 Nm’lik tork sayesinde muazzam bir roketlenmeyle hızlanıyor. Alıştığımız motor sesi yerine ince bir elektrik uğultusundan başka duyulan bir ses yok ve yol altınızdan akıyor gidiyor, bir de bakmışsınız 5.1 saniyede 100 km/s hıza ulaşıp 185 km/s’lik maksimum hıza doğru tırmanıyorsunuz. Benzinli ya da dizel motorlu otomobillerde elbette bu rakamların çok daha fazlasını görmüşlüğümüz var ama Ioniq 6’daki ışınlanma hissi gerçekten gülümsetiyor. Hızlanması, yavaşlaması gerçekten çok etkileyici. Özellikle deselerasyonda direksiyondaki üç kademeli rejenerasyon kulakçıklarıyla yavaşlamalar, fren pedalı kullanmayı gereksizleştiriyor, virajlara girerken hız göre bir ya da iki doz dokunuşla yavaşlayarak süzülmek çok keyifli olabiliyor. Yalnız rejenerasyonla yavaşlamalarda stop lambalarının da yandığını ümit etmek istiyorum. Aksi takdirde arkadan gelen araçlar risk yaşayabilir. Direksiyon üzerindeki Drive Mode düğmesiyle sportif ya da ekonomik sürüş modlarını seçmek mümkün. Tabii bu seçim, performans kadar bataryanın şarj durumunu da doğrudan etkiliyor.

Ve Ioniq 6’nın yenilikçi V2L işlevi, elektrikli cihazları otomobilinizin içinde veya dışında elektrikle besleme olanağı sağlıyor. Hyundai’nin “elektrik santrali” diyebileceğimiz sistem, aracın içinde ve dışında 230V/120V elektrik gücü sağlıyor. 230V cihazlar için 3,6 kVA ve 120V güçlü cihazlar için 1,9 kVA güç almak mümkün.

Bu otomobilde tahmin edilebileceği üzere uzayıp giden bir ekipman listesi var. Deyim yerindeyse yok yok. Yazmakla bitmez, markanın web sitesinden incelenebilir. Ama şunu kabul etmek gerekiyor ki, 2023 model için belirlenmiş 3 milyon TL’nin üzerindeki fiyatla tüm avantajlarına karşın elektriğin halen tam güven kazanamadığı şu ortamda batılı geleneksel sedanlar karşısında çok da rağbet görmeyebilir. 239 kW’lık dört tekerlekten çekişli test aracımızı serinin show car’ı olarak kabul etmek gerek. Zaten fiyat listesinde 2024 model için rakam verilmemiş. Ama 111 kW’lık önden çekişli versiyon, 2 milyon TL’nin altında fiyatla satışta.