Reklam

“A Star Is Born” demek için

 “A Star Is Born” demek için


Mercedes, BMW ve Audi markalarına iç çekerek bakmadık mı çocukluğumuzdan beri.. Peşinden coşkuyla koştuğumuz, sürücü camına ellerimizi dayayıp kadranını görmeye çalıştığımız, iç detaylarıyla kendimizden geçtiğimiz, büyüyünce sahip olmak istediğimiz ilk akla gelen markalardı bunlar. Hani sözüm Ferrari, Porsche ve bilimum lüks sport’lardan öte, biraz daha ulaşılabilir eleganslara. Bunu baştan belirteyim de sonra otomotiv dünyasının diğer fenomenlerine haksızlık olarak algılanmasın. Konumuz aslında bu hayranlık dolu bakışların ve hislerin temeli. Nasıl oluyor da markalar, özellikle Almanlar; büyük kitlelerde aynı duyguları hissettirebiliyor ve muazzam satış rakamlarına çevirebiliyor?

Cevap basit. Ar-Ge…
Araştırma – Geliştirme, A&G, R&D ve Research’n’Development isimleriyle de telaffuz edilen bu süreç bir ürünün son tüketiciyle buluşmasına kadar geçen tüm teorik, psikolojik, mekanik ve elektronik safhaların olağanüstü bileşimi olarak otomotiv dünyasında da büyük bir rol oynamakta.


i-motoring.com olarak katıldığımız Mercedes-Benz Design & Technology Center / Sindelfingen-Stuttgart’taki workshoplardan biri de MB’nin yeni bir hafif ticari araç lansmanı arifesinde olduğu dönemde yaşadıklarına ışık tutar nitelikteydi. MB’nin yeni city vanı olan Citan odaklı workshopların en değerlisi Dr. Sascha Paasche’ninkiydi. MB Araştırma-Geliştirme Bölümü Başkan Yardımcısı ve Ürün Mühendisi Dr.Paasche detayları ardı arkasına sıralıyordu. En dikkat çekici olan motto ise en başta bir soru üzerine geldi:
-MB için en önemli 3 Ar-Ge hususu nedir?
-Tabii ki Kalite, Kalite ve Kalite.

Paasche’ye göre İşlevsellik ve Tasarım gücünün öne çıktığı MB Citan’da, üstün kalite spesifik bir Ar-Ge ve mühendisliğin sonucuydu. Üretim bandından çıkan bir araca ünlü MB yıldızının yapıştırılabilmesi için Araç Geliştirme Süreci’nin 8 aşaması workshopta kısaca şöyle aktarıldı:
1–Müşteri İhtiyaçları: MB, yaptığı müşteri ihtiyaç ve analiz çalışma programlarını Car-Clinic adı altında devam ettiriyor. Bununla birlikte pazardaki rakip durumları inceleniyor, kıyaslamalar yapılıyor, diğer yandan da aktif deneyimler ve öğrenilmiş tecrübeler bu aşamayı aydınlatıyor.
2–Spesifikasyon: Ortaya çıkarılacak ürün hakkında ilgili patentler ve şartnameler taranıyor, yeniden oluşturuluyor ve detaylandırılıyor.
3–Dizayn: Bu noktada tasarımcılarla direkt çalışma var. Hatlar ve dizayn dili belirleniyor. Dr. Paasche artık tüm tasarımların Coupé formuna kaydığını ve bu formun yaygınlaştığını da ek olarak belirtiyor ilgilenenlere.
4–Hesaplama: Sanal ortamda bilgisayarla yapılan testler, ergonomik ve aerodinamik ölçümler, simülasyonlar. Çarpışma simülasyonları da bu noktada devreye giriyor.
5–FMEA (Failure Mode & Effect Analysis) Hata Analizi: Araç üzerindeki bir vida tutmazsa nelere sebebiyet verebilir, bir elektrik konnektörü çalışmazsa ne tür arızalar meydana gelebilir gibi hatalar ve olası sonuçlarının analizi söz konusu olan bir süreçtir.
6–Hardware-in-the-loop: FMEA sonucunda edinilen bilgilerle araçtaki tüm işlevlerin güvence altına alınması. Örneğin kumanda paneli ve sinyal lambalarındaki hataların taranması.
7–Parça ve Araç Testi: En önemli Ar-Ge noktalarından birisi. Araç hedef kitle ve pazarlardaki koşulların hepsine hitap edebilecek şekilde test ediliyor. Yaz ve kış testleri bunun en büyük adımı. Yükseklik, ısı, korozyon ve de yük testleri de diğer hususlar.
Ve…
8–Q-Release: Kalite Onayı da denen bu son aşama, bir araç gelişim sürecini güvence altına alan son onay noktasını ifade ediyor. Üretilen aracın Q-Release alması demek, en üst düşeyde gereken tüm kalite unsurlarını karşılamış olması anlamını taşıyor.


Sekiz aşama sonrasında MB Ar-Ge’si “A Star is Born” (Bir MB yıldızı daha doğdu!) cümlesini rahatlıkla söyleyerek, meşhur yıldızı araca monte ediyor. Ar-Ge Başkan Yardımcısı Dr. Paasche’nin ve MB’ye marka ve müşteri davranışları konusunda çeşitli çalışmalar sunan Gruppe Nymphenburg Marka Danışmanlığı’ndan Dr.Hans-Georg Hausel’in dikkat çektiği asıl noktalardan biri aslında Araç Gelişim Süreci’nin marşına basan anahtarı şöyle tanımlıyor: Müşteri ihtiyacını ve satın alma davranışını anlayabilmek ve yönetebilmek… Bir aracı satın almaya iten 10 adet duyu (Multisensoric Algı) ve değer olduğunu; aracın iç ve dış tasarımının, renk algısı ve hislerle birleşerek satınalma ve tatmine dönüştüğü akademik olarak da vurgulanıyor. Mercedes-Benz, yeni Citan’ı oluştururken ilk adım olarak işbirliği yaptığı Renault ile paylaşım ve analizlerde bulunurken; bu akademik ve bilimsel çalışmaları da dikkate alarak müşteriyi odak noktaya koyuyor. Hedef kesinlikle “Mutlu Müşteri” olarak tanımlanıyor. Ar-Ge birimlerinin iç motivasyonu için de “No Van No Bussiness” sloganı itici bir güç olarak sürece destek veriyor.

Fatih Veyseller / Mercedes-Benz Design&Technology Center, Sindelfingen – Stuttgart