Reklam

Dacia Sandero Stepway 1.0 TCE X-TRONIC

 Dacia Sandero Stepway 1.0 TCE X-TRONIC

Renault Grubu’nun CMF-B platformunda üretilen Sandero’nun B-SUV kardeşi gövdesine Bursa’da eklenen “offroader” ekipmanlarla kendi yolunu çiziyor. Tabii ki şehir içi kullanım hedefli araç, sahiplerini güvenilir, özgün ve en iyi fiyat-performans oranına sahip araçlarla buluşturarak akılcı bir seçenek olarak yer alıyor. Küresel Renaulution stratejik planına paralel olarak geliştirilen modellerden üçüncü nesil Dacia Sandero’nun yerden yüksekliği 41 mm daha fazla olan kardeşi Yeni Sandero Stepway, Romen markanın ürün gamında crossover modasına uyum sağladığı bölüm oluyor.

Çamurluklardaki dodikler, plastik kapı korumaları, tamponlardaki siyah plastik korumalar, tavan rayları, paslanmaz çelik bagaj eşiği, ön ve arka paçalıklar gibi süsler, Sandero Stepway’i yoldan çıkmaya hazırlıklıymış gibi gösteriyor. Bunlara süs diyorum çünkü sürüşe herhangi bir katılım ya da destekleri yok. Bu görevleri gerçekleştiren elektronik bazı donanımlarsa azın aslında ne kadar çok olabileceğini gösteriyor. Ekonomik bir şekilde gösterişsiz tasarımlarla sunulan kör nokta uyarı sistemi, geri görüş kamerası, yağmur sensörü, far sensörü ve yokuşta kalkış desteği, artık her segmentin olmazsa donanımları. Araçta istek üzerine ön ve arka park destek sistemi sensörleri de yer alıyor.

Kabinde hakim olan plastik malzeme, koltuklardaki desenle ortak kumaşla kaplı kaplı bantla süslenmiş. Bu kabinde tekdüzeliği önleyen güzel bir tasarım. Kokpitteki renkli ve dokunmatik bilgi ekranı, sunulan fonksiyonları en basit anlatımla yansıtıyor. 8 inçlik olsa da çevresindeki siyah bölümle daha büyük görünüyor. Apple Carplay var, telefon görüşmelerine de olanak sağlıyor. Hiç oyuncaklı değil ama işinizi görecek bir ünite. Gösterge tablosundaki 3.5 inçlik kibrit kutusu bilgi ekranıysa biraz fazla mı basit? Renksiz, olabildiğince basitleştirilmiş grafikler ve yakıt göstergesi bu minik ekranda. Kabindeki en progressiv unsurlar, metal bilezikli dijital klima kumandaları. Prestige paketinde sunulan kumandalar kabine renk katıyor. Bu pakette elektronik park freni de var. Başka markalarda pek rastlanmayan bir donanım olarak telefon tutucu da hemen dikkat çekiyor! Hatırlayanlar olabilir, kartlı kilit ve sürüş, Renault Megane II ile hayatımıza girmişti. Dacia da 2003’te tanıtılmış o üniteyi kullanmayı sürdürenlerden.

Koltuklarda kullanılan döşeme göze hoş geliyor. Açık renk dikişler ve desen kalite algısını yükseltiyor. Kafalıkların şekli, eski Volvo modellerini çağrıştırıyor. Fonksiyonu nasıl olur bilemem. Koltukların oturma alanları ve diz mesafeleri beş yolcu için yeterli. Sonuçta boyutlarıyla B-SUV için yeterli kullanım alanlarını sunabiliyor. Sandero Stepway’in 410 litrelik bagaj hacminde döşemenin altında 78 litrelik daha alan var. Arka koltukları yatırarak toplam hacmi 1455 litreye genişletmek mümkün.

Otomobilde Renault tarafından geliştirilen üç silindirli 1.0 litrelik turbo beslemeli motorun en düşük güçlü versiyonu yer alıyor. Bilindiği gibi bu motoru farklı güç seviyeleriyle Dacia’nın yanı sıra Renault da Nissan da, Mitsubishi de çeşitli modellerinde kullanıyor. Turbo desteğiyle küçük hacimden makul seviyede güç çıkartan motor, beklentiyi yüksek tutmamak kaydıyla gayet iş görüyor. Tüm küçük hacimli makinelerde olduğu gibi güç yetmeyip gaza yüklendiğinizde yakıt tüketimi de artıyor. Buna karşılık performans artıyor mu… tartışmaya açık. Beklentileri makul düzeyde tutunca işini tatminkar şekilde yapan motor şanzıman ikilisi Sandero Stepway’e can veriyor. Kabinde ECO modu da sunulmuş. Ama otomobil zaten yavaş ve mütevazı, daha ne kadar ekonomi yapılmalı diye kendisine soruyor insan! 14.2 saniyelik 0-100 km/s hızlanma verisi Sandero Stepway’in pek de performans tutkunu olmadını net olarak ifade ediyor. Makul, acelesiz ama sabırları da zorlamayan kullanımlarda 5.5 litre civarında gerçekçi yakıt tüketim değerlerine erişmek mümkün olabiliyor.

 

Sandero Stepway’de sunulan otomatik şanzıman, benzerlerini Renault ve Nissan modellerinde de gördüğümüz kademesiz, sürekli değişken oranlı ve elektronik kontrollü bir CVT. Bundan 25 sene önce hidrolik direksiyonun bile bulunmadığı Dacia modellerinin ulaştığı noktayı hayal edin artık. O eski, markanın küçümsendiği günler çoook gerilerde. CVT şanzıman belki serinin en iyilerinden değil ama Renault teknolojisinin garantörlüğünde konforu makul fiyata getirebilmiş bir düzenek. 90 HP’lik motorla iyi bir işbirliği gerçekleştiren vites kutusunda manuel kullanım gibi bir seçenek yer almıyor. Sadece -örneğin kaygan yüzeylerde ya da çamurda- yüksek vitesle kalkış yapabilmek için L modu var ki, Low olduğunu düşünüyoruz. Çok bel bağlanacak bir mod değil, hele hele şehir sürüşlerinde pek de gerekli değil. Ama bundan asla off-road yetenekleriyle ilişkilendirecek anlamlar çıkartmamalı.

Sandero Stepway’in kendine özgü bir sürüş lezzeti var. Kırılgan olmadığını hissediyorsunuz. Ve hani pahalı lüks SUV’ler sadece dergi ya da TV değerlendirmelerinde araziye girer, hor kullanılır ve aslında “bir şey olursa kaça patlar” diye pek de araziye çıkamazlar ya, Sandero Stepway, -arazi yeteneği olmasa da!- “dan dun” kullanabilecekleri bir araç! Yoldan çıkmak zorunda değilsiniz ama en azından kafanızda “acaba bir şey oldu mu” sorusu dönüp durmuyor. Mantıklı kullanımlarda baş ağrıtmayacağı belli. Direksiyon ve fren hissi yüksek değil, sanki 90’lı yıllardan geliyor gibi. Yol tutuşla ilgili gelişkin özellikler aramamalı, yeterince stabil ve dinamik. Gerekirse ESP imdada yetişebilir ama tabii işi ona bırakmak pek akıllıca değil.