Yeni 208

Deloitte acı söyler

 Deloitte acı söyler

Denetim, vergi, kurumsal finansman, kurumsal risk ve yönetim danışmanlığı hizmetlerinde dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Deloitte, 2014 Otomotiv Sektörü Tüketici Araştırması’nı yayınladı. Toplamda 19 ülkede 23 bin kişiyle gerçekleştirilen araştırma Türkiye’yi de kapsıyor ve Türkiye’deki müşteri deneyimi ile nihai satın alma kararını etkileyen faktörleri masaya yatırıyor.

Deloitte www.e-motoring.comDeloitte Türkiye Üretim Endüstrisi Lideri Gaye Şentürk konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu “Tüketiciler araç kullanmayı her ne kadar seviyor olsa da araçların toplam maliyetleri satın alım davranışlarını etkiliyor. Araç üreticileri bu doğrultuda daha uzun yol gidebilen, daha dayanıklı, yakıt verimliliği daha yüksek, bakım maliyetleri daha düşük yani toplam maliyeti azaltan modeller geliştirse de, halen tüketicilerin ulaşım alanındaki beklentilerine cevap verebilmek ve satın alımlarını sağlamak için gelişim fırsatları bulunuyor. Toplam maliyetin yanı sıra konfor da tüketicilerin satın alım süreçlerini ve araç almaları durumunda hangi markadan alacakları kararını etkiliyor. Bu sebeple, araç üreticileri ürüne odaklanmanın yanı sıra aynı derecede sunacakları yaratıcı ve hayatı kolaylaştıran hizmetlerle her noktada müşteri deneyimini geliştirmeye de odaklanmalılar. Araç paylaşımı, geliştirilmiş toplu taşıma yöntemleri gibi alternatif ulaşım seçeneklerinin doğması araç üreticileri için rekabet ortamını çeşitlendirirken, geleneksel iş modellerinin dışındaki fırsatları dikkate alan yeni işbirliklerine ve iş yapış şekillerine de açık olan üreticiler diğerlerine göre bir adım önde olacak.”

Araç satın almayı ucuzluk, yakıt verimliliği ve uygun ödeme koşulları etkiliyor
Türkiye’den, farklı yaş gruplarından 979 tüketicinin katıldığı araştırmaya göre Türkiye’deki tüketicilerin %85’i gelecek 5 yıl içinde bir araç satın almak ya da kiralamak istediklerini belirtirken, bu oran AB ülkelerinde %73’te kalıyor. Satın alma kararını en çok etkileyen ilk üç madde ise daha ucuz araçlar, yüksek yakıt verimliliği ve uygun ödeme koşulları.

Bu süreç içerisinde ise araç almayı ya da kiralamayı hiç düşünmeyen kişilerin oranı Türkiye’de %6 iken, AB ülkelerinde % 15,7 olarak karşımıza çıkıyor. Hâlihazırda araç sahibi olmayan Y Kuşağı istekli olsalar da araç sahibi olmamalarının en önemli ilk üç nedeni olarak; yürüyerek ya da toplu taşıma ile yaşam tarzı ihtiyaçlarının karşılanabilmesini, satın alım maliyetinin uygun olmamasını ve operasyonel/bakım maliyetlerinin yüksek olmasını gösteriyor. Diğer kuşakların araç satın almamadaki ilk 3 nedeni arasında ise maliyetin uygun olmaması, yürüyerek ya da toplu taşıma ile ulaşıma ek olarak operasyonel/bakım maliyetleri yerine trafik sıkışıklığı öne çıkıyor.

Her 2 tüketiciden 1’i trafik çekmektense evini taşımayı tercih ediyor

Araştırmaya katılan her 2 tüketiciden birinin, trafikte geçirdiği zamanı azaltmak için iş yerine yakın bir yere taşınmak isteyebileceği belirtiliyor. 38 yaş ve üzeri her 3 tüketiciden 2’si ise her türlü ihtiyacını yürüme mesafesinde karşılayabileceği bir çevrede yaşamayı tercih ediyor. Y kuşağının %41’i, diğer kuşakların ise %47’si, araç paylaşımı gibi servislerden yararlanmaya hazır olduğunu dile getiriyor. Ancak Y kuşağının %38’i, diğer kuşakların ise %34’ü araç paylaşımı konusunda yine de güvenlik, emniyet ya da gizlilik konularından ötürü endişe duyabileceklerini belirtiyor.

Araştırmada ilgi çeken bir diğer nokta ise Türkiye’de her 3 kişiden 2’si akıllı telefon ile ulaşım planlaması yapmak isterken, bu oranın Avrupa’da (her 3 kişiden 1’i) bir hayli düşük kalmasıdır.

38 yaş üzeri kullanıcı alternatif teknolojiyle çalışan araçlara daha sıcak bakıyor

Önümüzdeki 5 sene içinde Y Kuşağının yarısından fazlası (%52) alternatif motor teknolojileri ile çalışan araçları kullanmayı tercih edeceklerini belirtirken, 38 yaş üzeri kullanıcılarda bu oran %64’e çıkıyor. Söz konusu alternatif motor teknolojileri arasında ise hybrid, fişli hybrid ve akülü elektrikli araçlar öne çıkıyor.

Türkler alternatif motorlu teknoloji ile çalışan araçlar için ödemeye Avrupalıdan daha istekli

Her 4 kişiden 3’ü alternatif teknolojilere benzin ve dizel ile çalışan araçlardan daha fazla ödemeye hazır olduklarını belirtirken, daha fazla ödeyeceğini söyleyen her 2 kişiden 1’i bu farkın da 2,000 dolar ve üzeri olacağını ifade ediyor. Avrupa’da ise bu oran Türkiye’nin gerisinde seyrediyor ve sadece her 3 kişiden 2’si daha fazla ödemeye hazır olduklarını belirtiyor. Ancak tüketiciler alternatif motor teknolojileri için daha fazla ödemeye hazır olduklarını belirtseler de çevre duyarlılığından ziyade maliyet halen bu kararlarında en önemli etken olarak ortaya çıkıyor.

Türkiye’de tüketiciler alternatif yakıt kullanan motorları tercih eden araç kullanıcılarının ödüllendirilmesi (Y Kuşağı %59, diğer kuşaklar %70) ve üreticilerin de bu araçları üretmeleri için devlet tarafından teşvik edilmeleri (Y Kuşağı %62, diğer kuşaklar %71) gerektiğini düşünüyor.

En çok çarpışmayan araçların faydası olacağına inanılıyor

Araştırmada tüketiciler, kolay park etme, araç içi destek sistemleri gibi kokpit teknolojiler yerine; yoldaki diğer araçların varlığını fark ederek çarpışmaları engelleyen, kendilerini güvende ve emniyetli hissetmelerini sağlayan, tehlikeli sürüşler yapmalarına engel olan, hız limitini aştıklarında kendilerini uyaracak teknolojileri daha çok faydalı bulduklarını ifade ediyor. Kullanıcıların %65 – 75’i çarpışmayan araçların en büyük fayda sağlayacağını belirtirken, % 59-67’si tam sürücüsüz araç kullanımına sıcak bakıyor.

Tüketici araç satın alırken aile ve arkadaş sözüne güveniyor

Türkiye’de bulunan tüketicilerin çoğunluğu bir araç satın almadan önce ortalama 10 saatlik bir araştırma yapıyor ve %90’ından fazlası bu süreçte 3 veya daha fazla markayı değerlendiriyor. Satın alma kararına ise en çok yardımcı olanlar aile bireyleri ve arkadaşlar (%67) oluyor. Onu, %57 oranıyla üretici firma web siteleri izliyor. Bu oran Avrupalı tüketicilerde ise %36 gibi düşük bir seviyede bulunuyor. Satın alma kararını etkileyen diğer faktörler arasında bağımsız sitelerdeki araç değerlendirmeleri (%54) , haberler ve medya değerlendirmeleri (%52), bayideki satış personeli (%43) ve sosyal ağ siteleri (%36) de bulunuyor.

Her üç kişiden en az 2’si servisin çok önemli olduğunu düşünüyor

Servis paketlerinin maliyet ve kalitesi ise 38 yaş altı kullanıcıların en az 70’i için önem arz ediyor. Tüketicilerin %42’si hayatlarını daha kolaylaştıracak servisler için daha fazla ödemeye hazırken Avrupa’da bu oran %33, Amerika’da ise %44’dür.

Ürünün yanı sıra müşteri deneyiminin geliştirilmesi de kritik

Her 10 tüketiciden 8’i satın alma sürecinin oldukça etkin olmasını istiyor. Burada da üreticiler tarafından bilgi alma, test sürüşü, evrak ve tescil işlemleri, finansman süreçleri ve basit bakım hizmetleri gibi süreçlerin çok daha hızlı ve etkin yapılmasını sağlayacak şekilde süreçlerin geliştirilmesi ve müşterilere kolaylık ve konfor sağlayacak hizmetler sunulması önem taşıyor.

Tüketici beklentileri iş modellerini şekillendirecek

Tüketiciler araç kullanmayı her ne kadar seviyor olsa da, araçların toplam maliyetlerinin satın alım önünde en büyük engel olması araç paylaşımı, geliştirilmiş toplu taşıma yöntemleri gibi alternatif ulaşım seçeneklerine de tüketicilerin sıcak bakmasına yol açacak. Bu da, araç üreticileri için rekabet ortamının çeşitlenmesi anlamına geliyor. Bu sebeple, geleneksel iş modellerinin dışındaki fırsatları da dikkate alarak yeni işbirlikleri ve iş yapış şekillerine açık olan üreticiler diğerlerine göre bir adım önde olacak.