Kia Niro Hybrid Exclusive
İçinde olduğu grubun ana markası Hyundai’nin iddialı hibrit modeli Ioniq ile kardeş olan Niro, crossover segmentinde ağırlığını teknolojisiyle hissettirmek istiyor.
Yükselen ve her geçen gün mükemmeli arayan Kore otomotiv devlerinden Kia’nın en güncel modellerinden biri olan Niro, bu ay test konuğumuz oldu. Yaklaşık son 10 yıldır ülkemizde epey hayran kitlesi oluşturmuş ve elle tutulabilir satış rakamlarına ulaşmış olan, özellikle crossover ve SUV sınıfı modelleri ön plana çıkan Kia markasının bu çağdaş modelini detaylıca inceledik.
Otomobil ilk olarak 2013 Frankfurt Otomobil Fuarı’nda bir konsept olarak tanıtılmış. Üretimine karar verilip pazara sunulması ise 2016 Chicago Otomobil Fuarı’na isabet etmiş. Hyundai Ioniq ile aynı platformu paylaşması üretim maliyetlerinin bir şekilde optimize edilmesini sağlamış. Dolayısıyla platformunu paylaştığı kardeş firmanın otomobili gibi hybrid teknolojisinin başarıyla uygulandığı bir otomobil. Niro, Aralık 2016 tarihinde Guiness Rekorlar Kitabı’na en düşük yakıt tüketimine sahip hibrit otomobil olarak girmiş.
İlk etapta, Niro’nun B mi yoksa C sınıfına mı dahil olduğunu kavramakta güçlük çektik. Oldukça kompakt ölçülere ve tasarıma sahip olması sanki her geçen gün boyutları genişleyen B sınıfına göndermeler yapıyor olsa da kavram ve donanım özelliklerine bakıldığında daha çok C segmentine hitap ediyormuşçasına bir izlenime kapılmamıza neden oldu. Platformunun Hyundai Ioniq ile ortak olması neticesinde onu bir C sınıfı crossover olarak tanımlamak daha doğru görünüyor.
Tasarım ve kullanışlılık günümüzdeki her sınıftan otomobilin zaten olmazsa olmazı durumuna gelen kavramlar olduğu için bu özel Kia’nın daha çok sunabildiği mekanik özelliklerine ve avantajlarına odaklanmak istedim. Zira bu sınıfta Hybrid teknolojisini sunan ikinci marka olma özelliğini taşıyor. İster istemez Türkiye’de üretilen Japon rakibiyle karşılaştırma gereği görüyor bilinçaltım… Her otomobil sınıfı arasında kıran kırana mücadele olduğu için test ettiğim her konuğumuzu rakipleriyle karşılaştırma güdüsü taşıyorum. Testimize tahsis edilen en donanımlı Exclusive modeline daha direksiyona kurulur kurulmaz alışkanlık geliştirdim. Zira sürücüye hitap eden tüm ayarlar ve donanımların eksiksiz olduğunu, günümüzün tüm ihtiyaçlarını karşıladığını ve yüksek bir kalite kavramıyla sunulduğunu fark ettim. Kalite algısı Kore üretimi otomobillerde günden güne arttığı gibi, kalitenin kurallarını belirleyen Japonları da kıskandırabilecek hale ulaştı. Burada ilginç bir ayrıntı da muhtemelen gerek Kia gerekse Hyundai olsun, tasarımların Avrupa eksenli ve Avrupa tüketicisinin ihtiyaçlarına karşılık verecek şekilde konumlandırılması olsa gerek… Kaldı ki Kia Niro’nun da şef tasarımcısı Audi’nin eski tasarım patronu Peter Schreyer. VW grubunda 90’lı yıllardan beri birçok modelin imzasını taşıyan ve Kia’nın yakın tarihindeki her modeline şekil veren aynı kişi… Dolayısıyla marka Koreli ancak görseli tamamıyla Avrupalı diyebiliriz.
En yüksek donanımlı modelimizi test ettiğimizden olsa gerek, elektrikli ayar mekanizmalı ve ısıtıcılı koltuklardan tutun, otomotiv sektöründe bir zamanlar lüks sınıfa ait olan birçok donanım kalemine sahip bu kullanışlı otomobilin Avrupalı rakiplerinden hiçbir eksiği olmadığını hemen anlıyorsunuz. Burada teker teker orasında şusu var burasında bunu koymuşlar demekten ziyade, çok önemli iddialar ortaya koyan motor teknolojisine odaklanmak istiyorum. Zira Niro, günümüzün en geçerli ve umut bağlanan elektrikli yarınlarına motor teknolojisiyle meydan okumak üzerine tasarlanmış.
1580 cc hacminde, 105 HP’lik bir benzinli motora sahip. Kökleri belki de 90’lı yıllara kadar uzanan 147 Nm tork değerine sahip klasik bir benzinli motor yanında, 170 Nm tork değerine sahip bir de elektrikli motor bulundurması onu farklılaştırıyor. Üstelik çok dengeli bir güç ve ağırlık dağılımına sahip hibrit sistem, 6 ileri oranlı çift kavramalı bir otomatik şanzımanla desteklenmiş. Otomobilin tüm mekaniğinin yakıt ekonomisi üzerine odaklı tasarlandığını göstergelerinden anlayabiliyorsunuz. Eski zamanlarda “ekonometre” olarak isimlendirilen bir gösterge üzerinde elektrik motorunun veya benzinli motorun çalışma zamanlarını detaylı olarak görebiliyorsunuz ve kullanım stilinizi bu göstergeye göre ayarlıyorsunuz. Tuhaf bir zihinsel yönelimle, sürüş stiliniz ne şekilde olursa olsun, otomobil sizi kendi mekanizmasına göre yönlendiriyor gibi algılıyorsunuz. Frenleme sırasında motorun regeneratif özelliği elektrik motorunun şarj etmesine imkan veriyor. Hangi şartlarda veya ne şekilde sürüş sergileseniz de tüketim değeri ortalama 5,5 lt /100 km limitini geçemiyor. İster boğucu İstanbul trafiğinde dur kal halinde olun, ister iklimlendirme sistemi açık ve yüksek devirli şekilde otoyol şartlarında hızlı yol alıyor olun; sonuç yine aynı tüketim limitinde kalıyor. Testimizin sonlarına doğru 4,9 lt/100 km gibi bir değere inmiş olsak da üreticinin fabrika değeri olan 3,8 lt/100 km değerine erişemedik. Uzun yolculuklarda cruise control açık ve sabit hızlarda ilerlerken muhtemelen 3,8 lt değerini görmek olası gözüküyor. 1485 kg ağırlığındaki bu hafif (!) SUV, neredeyse B sınıfı Yaris Hybrid kadar tüketim değerleri sunuyor. Ayrıca bunu daha fazla elektrik motoru kullanarak yapması dikkatimizden kaçmadı. Bugüne dek test ettiğimiz tüm hybrid teknolojisine sahip otomobillerden daha etkin elektrik motoru kullandığını söylemek gerekiyor. Dolayısıyla akümülatör ve elektromotor teknolojisi daha optimum şekilde tasarlamış diyebiliriz. Şehir içi trafiğinde yoğun şekilde elektrik gücünü kullanıyor olması ve donanımdaki elektrikli aygıtların hepsinin çalışır halde olmasına rağmen benzinli motora geçmemesi dikkatlerden kaçmıyor.
Otomobili her zaman “Eco” seviyesinde kullanıyorsunuz. Motorun biraz performanslı hale gelmesini arzu ettiğiniz takdirde vites kolunu manuel seçeneğe aldığınızda hissedilebilir şekilde performansın arttığını fark ediyorsunuz. Üstelik bu “Sport” seçenek yakıt tüketimini de etkilemiyor. Sadece benzin motorunu efektif hale getiriyorsunuz ve ihtiyacınız olan geçici güce hakim olabiliyorsunuz.
Donanım konusunda navigasyon sistemi dışında hiçbir eksiğe rastlayamadık. Son zamanlarda çoğunlukla elektrikli cam tavan kullanan üreticilerin aksine klasik bir sunroof düzeneğinin bulunması dikkatimizden kaçmadı. Crossover sınıfına ait olmasına rağmen 4 tekerden çekiş veya çekiş kontrol elektroniğinin eksikliğini önemsemedik. Zira bu sınıfta ürünü olan her marka neredeyse aynı yöntemi uyguluyor ve SUV görünümlü yüksek station wagon konseptine yöneliyor. Tüketiciler için böyle bir otomobilin sert arazi koşullarında kullanılması beklenmiyor. Tasarım konusuna gelirsek, kardeşi Hyundai Ionic izlerini bilhassa arka aydınlatma grubunda hissedebiliyorsunuz. Ionic bir şekilde crossover basamağını atlamış gibi bir izlenim ediniyorsunuz. Aracın ön tasarımı klasik Kia modellerine göndermeler yapıyor. Peter Schreyer ve ekibi aynı tasarım diline sahip ve her markada belirgin bir örneği bulunan bir model ortaya çıkarmışlar. Açıkçası insanın gönlünü çelen bir tasarımdan ziyade, ayakları yere basan, ergonomisi kusursuz, mekaniği başarılı ve Avrupalı tüketici başta olmak üzere tüm güncel zevklere hitap edebilecek bir otomobil yaratmışlar.
En önemli verilerden birisi olan fiyata gelirsek; testini gerçekleştirdiğimiz en yüksek donanımlı Niro Hybrid Exclusive modelinin anahtar teslim fiyatı 156.600 TL olarak tüketiciye yansıyor. Giriş seviyesinde olan Concept Plus donanımı 137.000 TL rakamına sahip bulunuyor. En yakın ve belki de tek rakip olan yerli üretim Toyota CHR 1.8 Hybrid, iskontolu 150.300 TL fiyatla paralel donanıma sahip modeline alıcı arıyor.
SUV formunda, zengin donanımı ve akıllı motoruyla uzun yıllar çok amaçlı kullanılacak bir otomobil arayışında olanların, mutlaka Niro’yu test etmeleri ve rakipleriyle karşılaştırmalarını öneririm.
+ Akıcı performans ile uyumlu çift kavramalı otomatik şanzıman
+ Düşük yakıt tüketimi ve uyumlu çalışan hybrid sistem
+ Zengin donanım, akıllı ayrıntılar ve yüksek konfor özellikleri
+ Yüksek kalite hissi ve çağdaş tasarım anlayışı
– Donanımda Navigasyon özelliği bulunmuyor
Yakıt tipi: Hibrit
Motor: Benzinli
Motor hacmi (cc): 1580
Motor gücü (HP): 105@5700
Maksimum tork (Nm) : 147@4000 d/d
Manyetik Tip Elektrikli Motor
Motor gücü (HP): 43,5@1798 – 2500
Maksimum tork (Nm): 170@1798 d/d
Vites Kutusu : 6 ileri oranlı çift kavramalı otomatik şanzıman
Maksimum hız (km/s): 162
0-100 km/s hızlanma (sn): 11,5
Tüketim (şehiriçi/şehirdışı/karma) (lt/100km): 3,9 / 3,8 / 3,8
Ağırlık (kg): 1485
U/G/Y (mm): 4.355 / 1.805 / 1.545
Aks mesafesi (mm): 2.700
Bagaj hacmi (lt): 550 / 1545