Reklam

Koruyucu melek

 Koruyucu melek

Geçen yüzyılın başında otomobillerin hızla yaygınlaşmasıyla başgösteren trafik kazaları, hem kuralları hem de güvenlik ekipmanlarının gelişim sürecini de hızlandırmıştı. Yazılı kurallar bile ancak yıllar sonra oturtulabilip uluslararası standartlar yakalanabilirken temel güvenlik teknolojilerinin gelişimi bile epey zaman almıştı. Günümüzde trafik kazalarında en önemli güvenlik unsurlarından biri olan havayastıkları ile ilgili fikirler ilk olarak 1950’li yıllarda Amerika’da filizlendi. 1955 yılında alınmış bir patent, sistem açısından günümüzdeki havayastığı ile benzeşmekteydi ama işleyişiyse bugün ancak kamera şakalarında rastlanabilecek türdendi! Sistemi göre sürücü havayastığını bir düğmeye basarak kendi açmak zorundaydı! Bu teknoloji ile ilgili tartışma yaratan diğer bir konu da havayastığını gazla doldurması için fişek kullanılması olmuştu. Burada hem fişeklerin nasıl depolanacağı hem de otomobile monte edildikten sonra sürücünün fişekten nasıl korunacağı tartışma konusu olmuştu!


Modern havayastığının ataları üzerinde ilk kez 1966’da Mercedes-Benz çalışmaya başladı. 1967 yılında çarpışma testlerinde (http://i-motoring.com/carpisa-carpisa-guvenlik) havayastığını denemeye başlayan Alman üretici, 250 çarpışma ve binlerce havyastığı denemesinin ardından 23 Ocak 1971’de havayastığının patentini aldı. Sistem, bir sensörün çarpışmayla sonlanacak dozda ani bir yavaşlamayı/durmayı algılaması ve aynı anda sodyum asidi, potasyum nitrat ve kumdan oluşan bir kapsülün de nitrojen, hidrojen ve oksijen ile karışıp patlayarak havayastığını şişirmesi esasına göre çalışıyordu. Bu yıllarda Amerikalı üreticiler de otomobillerde havayastığı fikrini benimsemişlerdi. Ancak emniyet kemeri kullanılmadan yaşanan kazalarda havayastıklarının yarattığı ekstra yaralanmalar nedeniyle fikir çok rağbet görmüyordu. Amerikalılar, havayastığını ‘yaralanma önleyici’ olarak görüyordu. Mercedes-Benz mühendisleri ise asıl rolün emniyet kemerinde olduğunu, havayastığının ise ancak yardımcı bir unsur olduğunu savunuyordu. Zaten Amerikalılar’ın da airbag (havayastığı) olarak isimlendirdiği güvenlik ekipmanı SRS (Supplemental Restraint System (tamamlayıcı koruma sistemi) olarak adlandıran da Mercedes-Benz oldu.


1981 yılında Cenevre Otomobil Fuarı’nda tanıtılan sistem, Temmuz 1981’den itibaren 1525 Mark (yaklaşım 800 Euro) karşılığında ekstra donanım olarak W126 gövde kodlu S Serisi’nde sunulmaya başlandı. İlk yıl 2636 adet S Serisi müşterisi ekstra donanım olarak sunulan havayastığını sipariş verdi.


1984 yılında bütün Mercedes-Benz modellerinde opsiyonel de olsa sunulmaya başlanan SRS havayastığı, bir yıl sonda Amerika’da firmanın standart ekipmanı konumuna getirildi. Bu da Mercedes-Benz’in Amerikan otomotivine büyük meydan okumalarından biri oldu. 1987 yılında ilk kez yolcu havayastığını sunmaya başlayan Mercedes-Benz, 1991’den itibaren S ve SL’de sürücü havayastığını standart sunarken 12 silindirli motora sahip versiyonlarda yolcu havayastığını da standart hale getirdi. Yan havayastığı deneme çalışmalarının başladığını 1993 yılında duyuran Mercedes-Benz, onları da çok geçmeden 1995’te E Serisi’nde opsiyonel donanıma dahil etti. Sonra başka markaların da katılımıyla perde, diz ve arka cama kadar ulaştı beyaz koruyucu melekler!