Reklam

Nissan Qashqai e-Power

 Nissan Qashqai e-Power

Elektrifikasyon sürecinde geri kalmak istemeyen Dacia’dan Ferrari’ye her bir marka, seçtiği bir yolla elektriğe tutuluyor. Tabii şunu anlamak gerekiyor, bu endüstri devlerinin önceliği çevreci kaygılar değil. Hepsinin elektrifikasyon seferberliğinde can siperane yer almalarının asıl sebebi, giderek sıkılaşan emisyon kuralları ve kafalarının üzerinde sert yaptırımlarıyla Demokles’in Kılıcı gibi sallanmakta olan CAFE normları. Nissan da bu süreçte “çevreci” vazifesini yapmak için e-Power ile “kendince” bir yol seçiyor. Lansmanda kısacık kullanmıştık ama şimdi testteyiz ve inceleyeceğiz.

Özellikle ülkemizde son on beş yıla damgasını vuran Qashqai, biliyorsunuz, 2006’dan bu yana yollarda olan bir kompakt crossover. Nissan’ın sansasyonel patronu Carlos Ghosn döneminde geliştirilmeye başlanan otomobil, iki jenerasyonuyla da satıldığı pazarlarda oldukça başarılı bir performans sergilemişti. 2021 başından bu yana üretilmekte olan üçüncü jenerasyon, biraz Covid 19’un biraz da chip probleminin etkisiyle ülkemiz pazarına gecikmeli girmişti. 2021’de lansmanında kısacık kullandığımız Qashqai, markanın eski logosunu taşıyordu. Elektrifikasyon sürecinde birçok markanın giriştiği logo yenileme operasyonunda payını alan Nissan, test aracında anahtarıyla birlikte logosu da güncellenmiş olarak karşımızda bu kez.

Gövdenin, donanımlarının ve performansının en olgun haliyle karşımıza çıkan yeni jenerasyonda fazladan bir de elektrik teknolojisi yer alıyor. Öncelikle şunu belirtelim ki otomobil, ruhsatında elektrikli olarak geçiyor. Yani ilk anda sıfır emisyon salımlı olarak algılıyoruz. Ancak otomobilde kullanılan yöntem gereği batarya, benzinli bir motorla şarj ediliyor! Ama onun egzoz salımları sayılmıyor, çünkü o jeneratör görevi görüyor, otomobili ilerleten güç elektrik motorundan geliyor! Ama jeneratörü çalıştırmak için gidip benzin almanız gerekiyor! Sonuçta otomobilin ruhsatında elektrikli de yazsa, gidip 55 litrelik depoyu fullemek için pompaya yanaşmak gerekiyor. Otomobilin broşüründe “Tekerleklerin tek güç kaynağı elektrik motorudur” deniyor ama elektrik motorunun güç kaynağı nedir peki? Birazcık kandırmacalı mıdır, Nissan vicdanını böyle bir yöntemle mi rahatlatıyor nedir, çok bilemedim.

Nissan Qashqai’nin jeneratörü 154 HP gücünde turbo beslemeli, üç silindirli 1.5 litrelik bir benzinli içten yanmalı yani ICE. Sıkı durun, bir level daha artırıyoruz, değişken kompresyonlu bu “jeneratör” motor, yüke ve performansa göre değişen motor kompresyonuyla ürettiği güç ve 250 Nm’lik torkla kompakt SUV’un bataryasını şarj ediyor ve o da 139 kW’lık elektrik motorunu çalıştırıyor. Kafanız karıştı değil mi? Karışmasın, tersine hibrid gibi bir durum var. BMW’nin daha düşük güçlerle i3’te denediği uygulamanın Nissan logosuyla geri dönüşü. Bilemiyorum, bizler bu markayı 300ZX, 350Z, 200 SX gibi ne olduğunu direkt anlatan modelleriyle tanıdık sevdik. Korkum o ki, e-Power teknolojisi de gelecekte hatırlanmak istenmeyecek teknolojilerden biri olmasın…

Ha gidiyor mu gidiyor, isterseniz deli gibi gidiyor. Ama o oranda, önce bataryadaki stok eriyor, arkasından depodaki benzin de bitiyor. Peki ne anladım elektrikten? Manevra hızlarında duyulan o “elektrik sesini” belki… Marka e-Power’ı kablosuz elektrikli olarak tanımlıyor. Şarj operasyonu bünye dahilinde gerçekleşiyor ya. Ondan.

Bu otomobille banka soymak imkansız! Neden? Çünkü, koltuğa oturup, start düğmesine basıp, sonra vitesin yön seçici düğmesine basıp hızla hareket edilmiyor, her şey bir yavaş, aynasızlar tepenizde biter anında! Otomobilde şanzıman olmadığı için aktarım yok ama bu düğme trafiği gerçekten yavaş. Neyse ki, otomobil hareketlenince farkı kapatıyor! Ama unutmayın 170 km/s’ye kadar! Bütün elektrikliler gibi burada da bir sınırlama söz konusu. BMW iX’te bile 200 km/s’de bu sınır vardı.

Bu veriler kimin işine yarıyor bilmem ama, gelenekseldir, fikir vericidir diyelim, ben de ekleyeyim. Yeni Qashqai, yerini aldığı modelden 35 mm daha uzun, 32 mm daha geniş ve 25 mm daha yüksek ve aks mesafesi de 20 mm daha uzun. Renault Kadjar’ın yerini alan Austral ile Qashqai’nin 7 kişilik ağabeyi X-Trail’i de taşıyan CMF-CD platformunun üzerinde yapılandırılan otomobil, 18 inçlik lastiklerinin de payıyla her zamankinden daha büyük görünüyor. Ağırlığı düşürmek için kaputu, ön çamurlukları, kapıları ve kapı kolları, aluminyumdan üretilen otomobil, bu sayede 21 kg hafiflemiş. Kompozit malzemeden üretilen bagaj kapağı da 2.3 kg ferahlama getirmiş! A sütunları yerine kapılara monte edilen aynalar sayesinde görüşün daha iyileştirildiği söyleniyor. Klasik pazarlama cümleleri yani…

Qashqai’nin en olgun gövdesi dedim. Her jenerasyonun trendlerine göre aracı yenileyen Nissan da en olgun zamanı olduğunun bilincindedir mutlaka. Otomobilin “sıkılaştırılmış Renault” gibi hissettiren sessiz gövdesi, gelişmiş süspansiyon karakteri, test aracının donanım seviyesinden kaynaklanan doluluğu, mesela deri kaplı kokpiti, vites konsolu, koltukları derken genel yapısıyla çok tatmin edici, adeta premium taklidi yapan bir kompakt otomobil olmuş Japon C-SUV. Kokpitin ortasında iyi planlanmış 12.3 inçlik dokunmatik bir ekran yer alıyor. Bu ekrandan diğer otomobillerde olduğu gibi multimedya menülerine, hatta o havalı deri koltukların masaj menülerine ulaşmak mümkün. Evet evet, ön koltuklarda masaj fonksiyonu da var ve gayet keyifli! Gösterge tablosu da yine 12.3 inçlik başka bir dijital ekran. Dijitalleşme ve hemen üstüne elektrifikasyon çağının başlamasıyla konvansiyonel ibreli gösterge tablolarıyla vedalaşıldı, malum. Ucuz olduklarından her seviyede rağbet görüyorlar. Bu yeni süreçte gösterge tabloları da kendi estetiğini yaratmaya başladı. Qashqai e-Power gösterge tablosunun en güzel hali, benzin motorundan bataryaya, ordan da tekerleğe güç aktarımını gösteren dijital grafik. Ama verilerle bezeli geleneksel yol bilgisayarı da fena durmuyor hani. Bu arada frene bastığınızda gösterge tablosundaki minik Qashqai’nin de stop lambaları yanıyor. Oyuncak gibi, çok şirin! Zengin donanım paketi içersinde yok yo, birçok asistanı yer alıyor ama bence en ince düşünülmüşlerinden biri, kontağı açtığınızda gösterge tablosunda beliren aracın çevresinde çarpma ihtimali olan cisimlerin grafiği.

Tüketim düşük gerçekleşiyor, menzil uzadıkça uzuyor, ön akslara aktarılan elektrikle gidiyor gidiyor gidiyorsunuz. Ama sonuçta zamanı gelince elektrikli aracınızla benzin pompasına yanaşıyorsunuz! Menzil 1000 km’yi aşıyor denilse de gerçekte bunu yaşamak için sabırla uzun yola çıkmanız gerekli.

Vites yok, şanzıman yok, aktarım yok, direkt bağlı. Yön seçici var ama vites konsolu yükseltisi yine yerli yerinde. Burada konumlandırılmış e-pedal düğmesine bastığınızda rejenerasyonu artırmak mümkün olabiliyor. Günlük sürüşlerin %70’inin şehir trafiğinde gerçekleştiğini belirten Nissan, anlaşılan bu konuda sürücünün yükünü hafifletmek istemiş. Bu sistem sürücü gaz pedalından ayağını çektiğinde elektrik motoruna fren uygulamaya başlıyor. Sistem aracı 0.2g kuvvetiyle yavaşlatıyor ve bu esnada fren lambalarını yakıyor. Ancak aracı tamamen durdurmak yerine belli bir hıza kadar yavaşlatıyor. Duracaksanız final operasyon yine sizde. Ama Qashqai kullanıcısının “Ay, birazcık rejenerasyon yapayım” diye e-pedal kullanımını seçeceğine ikna olmak zor. Her ne kadar elektrik tüketimi azalıyorsa da! Değişik bir deneyim. Bu elektrik işi, zaten hemen her modelde geleneksel otomobil sürüş stilimizi elimizden alıyor!

Qashqai gövdesinin en ağır ve en hızlı versiyonunun içindeyiz. İvmelenirken o ağırlığı hiç hissetmiyorsunuz. Ama otomobil üzerinde çok çalışıldığını hissettiren süspansiyonu sayesinde gayet ağır başlı ve stabil. En hızlı derken, sessiz sedasız Qashqai, elektrik gücüyle ses çıkarmadan 7.9 saniyede 0’dan 100 km/s’ye ulaşabiliyor. Jet gibi.

Ama “elektrikli” bir araçla o’su da olsun, bu’su da olsun diye premium donanımla satın alıp ekonomi yapmak için bu kadar fazla ödemeye gerek var mı, tartışmalı…

Arka koltuk sırtlıkları yatırıldığında 1447 litreye kadar genişletilebilen 479 litrelik bagaj haznesi, iki bağımsız pandizotla muhafaza ediliyor, bunlar teker teker de kullanılabiliyor. 16 farklı konfigürasyon sunabiliyormuş. Yani bagajı enine boyuna bölebiliyorsunuz. Değişik bir yaklaşım. Ama ülkemizin yol koşullarında gürültü yapmaya aday.

 

 

2 Yorumlar

  • Araç hakkındaki alaycı yazının yarısını okuyabildim ukalaca geldi yazınızı okurken kaybettiğim 20 saniyeye yazık oldu

    • Yorumunuz için teşekkürler. “20 kayıp” saniyede bilgi dolu yazının neresini ukalaca bulduğunuzu bildirirseniz sevinirim. Gerçekleri okudunuz, yazımız alaycı herhangi bir şey içermiyor. Belki espri anlayışlarımız farklıdır. Gülmek zorunda değilsiniz. Teşekkürler.

Yoruma kapalı.