Opel Meriva 1.4 Turbo Ecotec
Opel’in yeni çizgisine paralel modern, taze ve agresif bakışlar, sportif mesajları bütünleyen jantlar, bu küçük aile vanını heyecan verici bir hale getirmiş. Elimdeki otomobil, en üst versiyonu ifade eden Cosmo donanımlı. Opsiyonel donanımlar hariç neredeyse eksik yok… Agresifleştirilmiş aile otomobiline bu izlenimlerle oturuyorum. İçerde değişik donanımlar karşılıyor beni. Tümüne Flex ile başlayan fonksiyonlar kadar imaj da yüklenmiş… Mesela ortada bir ray var. Ön koltuklar arasındaki kol dayanağını taşıyan metalik bir ray. FlexRail adı verilen ünite, hem kol dayanağının o ray üzerinde istenilen pozisyona kaydırılabilmesine olanak tanıyor hem de bardaklık vs ekipmanların arka koltuklara kadar yerini belirleyebilmeye… Kokpit, tipik son dönem Opel modelleriyle benzer yapıda. Buton bolluğundan ve kimi butonların fonksiyonlarının sonuç odaklı olmamasından dolayı çok kullanıcı dostu olduğunu söyleyemiyorum ama o çokluğun yetmediği yerde direksiyon üzerindeki kumandalara yöneliyorum. Gösterge tablosunu inceliyorum, onda bile yol bilgisayarı modlarını değiştirebilmek için sinyal kolunun ucundaki bileziği çevirmek bekleniyor. Şüphesiz, taş atıp kol yorulmuyor ama marşa her basıldığında başlangıç günlük km sayacından oluyor. Tümünün bir arada sunulabilmesi daha fonksiyonel olabilirmiş… Ama bu küçük detaylarla çok uzun oyalanmayıp tasarımda bence en can alıcı unsura yöneliyorum. Dışardan biraz incelemiştim, içerden de bakmakta yarar var: FlexDoors kapı sistemi! Meriva’nın en önemli unsurlarından biri bu ‘ters açılan’ kapılar!
‘İntihar kapılarının’ geri dönüşü!
1930’lu yıllara kadar yaygın olarak kullanılan ‘ters açılan’ kapılar, o yılların teknolojisiyle yaşanan kazalar nedeniyle ‘intihar kapısı’ olarak niteleniyordu. 1940’larda az da olsa kullanılan bu ters açılma yöntemine 1960’larda da ender olarak rastlansa da nerdeyse tamamen vazgeçilmiş gibiydi. Güvenlik kaygılarının tasarımlarda iyice ön plana çıktığı modern zamanlardaysa çok butik yaklaşımlarla Mazda RX8 ya da MINI Clubman gibi ilginç otomobillerde karşımıza çıkabiliyor. Geçen sonbaharda tanıtıldığında bu sürprizlere Opel’in de Meriva ile katıldığını görmüştük. Otomobil canlı canlı karşıma geldiğinde kapalıyken zarif görünümünden etkilenmediğimi de söylemek haksızlık olur. Keza açıldığı zaman içeri giriş-çıkışta sağladığı genişlik avantajına da söyleyecek çok söz yok. Hele hele çocuk koltuğuna çocuğunuzu yerleştirirken… Teknolojide gelinen nokta sayesinde bu kapılara nereden baksanız yarım yüzyıldır ‘intihar kapısı’ denilmiyor. Daha doğrusu bu isimle anılsa da (suicide doors!) sadece tanımlamak için kullanılıyor! Ama ülkemiz gibi ilkel trafik koşullarının egemen olduğu yerlerde başka bir risk var ki bu da kontrolsüz inişlerde yaşanabilecek çarpmalar! Kontrolsüz açılan konvansiyonel kapılara çarpma durumunda bile yaşanabilecek hasarlar, Meriva’daki gibi ‘ters açılan’ kapılarda sanki biraz daha fazla risk gibi görünüyor. Keşke bu kapılarla birlikte giderek yaygınlaşan ‘kör nokta sensörü’ne daha ileri bir boyut kazandırıp entegre bir kilit mekanizması sunulabilseymiş… Ama elbette ki her zamankinden daha fazla dikkat, kullanımı sorunsuzlaştırabilir…
Yeniden sürücü koltuğuna yerleşip Meriva ile yola koyulduğumda turbo desteğiyle kolay devirlenen, devirlendikçe stabilite özellikleriyle güven veren bir otomobilde hissediyorum. Kilometreler ilerledikçe bunu ‘yalanlayan’ hiç bir durumla karşılaşmıyorum. Zaten bir aile vanında beklenmedik performans özellikleri sunabilen otomobil, sergilediği tutunma özellikleriyle de gayet tatmin edici görüntü çiziyor. Tatlı sert süspansiyon elemanlarının 17 inçlik lastiklerle işbirliği yaparak sportif kimliği kazandırdığı Meriva, tutunma performansı, çevik direksiyon tepkileri ve gaz emirlerine gösterdiği hızlı yanıtlarla keyifli sürüşler sağlayabiliyor. Opel, otomobilde aktif ve pasif güvenlik donanımlarını hayli zengin tutmuş. Ama ABS dışındaki aktif elektronik donanımları çalıştırmak, normal sürüş koşullarında çok kolay olmuyor, zorlamak gerekiyor, zira otomobilin limitleri oldukça yüksek! Dengeli süspansiyon sertliği, konfor beklentisi olan aileleri düşündürmemeli, asfalt yüzeylerde herhangi bir sıkıntı göze çarpmıyor. Tabii bozuk yollarda gösterilecek özen, hem kabindeki huzuru hem de düşük profilli lastikleri korumaya yönelik önemli bir önlem olur.
Turbo’nun getirdiği sürüş zevki
Manifolddan atılmak üzere olan egzoz gazını yüksek basınçla tekrar kullanıma alan turbo ünitesi, bu kadar gelişip yaygınlaşmadan önce yakıt tüketimini körüklemesiyle ünlü bir ekipmandı. Ama verimli olduğu kadar ekonomik sürüşler için de vazgeçilmez durumda! Opel Meriva’nın turbo beslemeli küçük hacimli motoru, sergilediği performansa karşın makul düzeyde tüketimle benden artı puanlar alıyor. Altı ileri vitesle kombine edilen motor, 1318 kg’lık vanı istekle hızlandırıyor. Devir saatinde ibre yükseldiğinde beliren ‘vites büyütme’ uyarısıyla sürücüyü ekonomik kullanıma yönelten Meriva, mantıklı kullanıcıların bu hatırlatmalara dikkat etmesine gerek bırakmadan ekonomik bir grafik çizebiliyor. Motorun maksimum torkunu 1850-4900 d/d arasında sürekli üretebilmesi, pürüzsüz ve güçlü bir çekiş sağlıyor. 4900-6000 d/d arasındaysa 140 HP’lik gücün tadını yemek artık iyice gurme işi oluyor! Benzin tüketim ortalamalarına baktığımda şehir içi kullanımında 100 km ortalamasını 8.0 litre civarında saptıyorum ki, bu ağırlıktaki bir otomobilin ataklığını da göz önünde bulundurunca normal olarak değerlendiriyorum. Otoyol sürüşünde Meriva’nın ortalama tüketimi 6.0 litre düzeyinde seyrediyor. Tabii bu değeri koruyabilmek için gerçekten dikkatli kullanmak gerekiyor. Motorun canlılığı ve 200 Nm’lik torkun devir bandını diri tutması, insanın her an performansın tadına kapılır ayarı kaçırmasına yol açabiliyor!
Otomobilin boyutları, kabinindeki hareketlilik aklıma ilk Zafira’yı getiriyor. 1998’de çıktığında -konsept de göreceli yeni olduğundan!- çok ilgimi çekmişti. Özellikle Flex7 ‘koltuk katlama sanatını’ eşsiz bulmuştum. Onun geliştirilmiş benzeri FlexSpace hareketli koltuk sistemini Meriva’da görmek, fonksiyonellik ve kabin içi değişkenlikte tavan yapıldığı anlamına geliyor. Arka koltuk sırasındaki üç koltuğun bağımsız hareket edebilmeleri kabini gereksinime göre düzenleme imkanı sağlıyor. Bu koltuklar ileri-geri kaydırılabilip yatırılabilirken aynı zamanda bagaj hacmini de belirleme olanağı sağlıyor. Tavan yüksekliğinin getirdiği ferahlık hissi, kullanım amacıyla örtüştüğünde çok iyi hissettiriyor. Benzer esneklik Meriva’nın bagajında da kendisini gösteriyor. Buradaki fleksibiliteye verilen isimse FlexFloor. Bagajın zemin yüksekliği gereksinime göre düzenlenebiliyor!
37 bin TL’den başlayan Meriva fiyatları, donanım ve performans arayışı iyi analiz edildiğinde oldukça verimli bir otomobil sağlayabiliyor! Benim bu otomobilde eksikliğini hissettiğim tek donanım, panaromik cam tavan oldu ki o da opsiyon olarak sunuluyor. Meriva’nın ferah kabini bu özel donanımı hak ediyor!