Reklam

Paris Motor Show gözlemleri

 Paris Motor Show gözlemleri

Bu yıl 120. yasını kutlayan Paris Motor Show (Mondial de l’Auto Paris) bu yıl 4-14 Ekim tarihleri arasında ziyaretçilere kapılarını açtı. Otomobil dünyasının en önemli vitrinlerinden birisi olan fuar, “Otomobil dünyası”, “Motosiklet dünyası” ve “Mobil Dünya” olarak üç ayrı bölümden oluşuyor. Maalesef bundan önceki bazı  fuarlarda  olduğu gibi kimi firmalar masraflarını kısmak için bu fuarda bulunmamayı tercih ettiler. (Volvo Jeep, Ford, Nissan, Fiat Opel).   

Şu noktaya kadar yazılanlar herhangi bir Paris Motor Show yazısından farklı değildi. Yazının bundan sonrasında Paris fuarını otomobil dünyasından birisinin gözüyle inceleyelim.

SUV araç trendi artarak devam ediyor

Hemen söylemek gerekir ki SUV hala üreticilerin gözdesi durumunda. Bu olguyu B sınıfında, SUZUKI Jimny, C sınıfında: AUDI Q3, TOYOTA RAV4, D sınıfında: SEAT Tarraco, AUDI e-Tron, ve üst sınıfta, BMW X5, AUDI Q8 görebiliyoruz.

Sedan araçlar direniyorlar

Firmalar özellikle Türkiye İspanya gibi Sedan sever ülkeler için yeni 3 hacimli (Motor, yasam bölümü ve bagaj) tasarımları yapmaya devam ediyorlar. BMW 3-Serisi,    Toyota Camry

Mercedes –Benz A-Class ve fuarda olmasa bile Ford Focus örneklerden bazıları.

Çinliler ve Vietnamlı üreticiler fuarda boy göstermeye başladılar.

Çinlilerin GAC ve Vietnamlı Vinfast ilk defa bu ölçekte bir fuara katıldılar. Cinli üretici, ülkesinde 330.000’den fazla satan GS4 SUV aracını getirmişken Vietnamlı üretici de

Italdesign ve Pininfarina’ya tasarlattığı ve içi gözükmeyen araçlarını getirmişti.

Kabin içi gözde trendler;

Artık birçok araçta cep telefonlarını kablosuz şarj edilebilecek yer bulunduğu gözüküyor. Arka yolcu bölmesinde hızlı şarj edebilecek güçlü (2A) 12 volt prizler çoğalmaya başlamış.

SUV araçlarda MPV araçların opsiyonları kullanılmaya başlanmış. Örneğin, C5 Aircross  arka koltuklarında kızak kullanılarak ile geri ayarı ve sırtlık açısı ayarlanabiliyor. Yani artık Scenic’te gördüğümüz bazı modüler özellikleri SUV olan araçlarda da görebileceğiz.     

2020 NCAP ve sıkı emisyon hedefleri sebebiyle algılanan kalitede bazı geri gidişlere izin verilmeye başlanmış. Örneğin, Audi A1 Audi Q3 DS3 Crossback araçların en üst modellerinde bile tamamen enjeksiyondan çıkmış parçalar kullanılmış.  Yani yakında otomobil gazetecisi arkadaşlar Audi A1’in en üst ekipmanın içine ellerini torpidoya, kapı döşemelerine sürüp “sert plastik” kullanılmış diyecekler.

ADAS ( Advanced driver-assistance systems,) Sürücüye yardım sistemlerindeki gelişmeler

AD1 (1 seviye Autonomous Driving)  seviyesindeki Sürücüye yardımcı sistemler hemen her seviyedeki araç-ta artarak karşımıza çıkmaya devam ediyor. Özellikle Alman otomobilleri bu konuda ön sırada olmaya devam ediyorlar. Öyle ki Mercedes GLE ve BMW X5 araçlarında ilk kez araç yolda ilerlerken navigasyondan anlık trafik sıkışıklığı bilgisini alıyor yavaşlıyor. Bu şekilde önündeki trafik durduğunda ani ve sert fren yapmamış oluyor.  Şu ana kadar bu fonksiyon aracın önündeki kamera ile yolun kontrol edilmesi seklinde oluyordu.

Gösterge saatleri ve ekranlar 

Yine Alman arabaları bu konuda da yeniliklerle dolu. Mercedes GLE’nin ekranın tam 45 cm uzunluğunda. BMW X5’in gösterge saat ekranı ise 12,3” büyüklüğünde. Bu ekranların ne kadar büyük olduklarını anlaşılması için Ipad ekranının 10,5” olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bu ekranlar hem gösterge saati hem de multimedya ve Navigasyon işlevlerini yerine getiriyorlar. Audi ise E-Tron modelinde tam 3 adet çeşitli boyda ekran kullanmış. To-yota RAV 4 ise iç aynada devamlı olarak arka kameradan aldığı görüntüyü gösteriyor. Bu şeklide daha geniş bir arka görüntü sağlanıyor.

Kumandalar ve butonlar

Audi E-Tron vites kolu tasarımın bir başka seviyeye taşımış. Aslında bu yeni tasarımı isimlendirirken “kol” sözcüğünü atmak lazım çünkü vites seçici butonda artık kol falan yok. Orta konsolla bütünleşmiş bir et tutamağının atına bir küçük buton koyularak fonksiyon yerine getirilmiş.

Son zamanlarda tasarlanan araçlarda havalandırma fonksiyonları multimedya ekranının içine entegre edilmeye başlanmıştı. Kalorifer hızını arttırmak için birçok menünün içine girip ayar yapmak gerekiyordu. Kullanıcılardan gelen şikayetler üstüne büyük ekranlar kullanılsa bile havalandırma düğmeleri yeni araçlarda ekranların içinden ayrılarak yerlerine geri dönmüşler.    

Yeni BMW X5’te kullanılan “Virtual Key” ile birlikte artık araçta klasik anahtar ya da karta gerek kalmayacak. Telefonunuz ile aracınız birbirleri tanıyorlar. Aracın yanına geldiğinizde kilit açılıyor. İçeriye girdiğinizde telefonunuzu kablosuz şarj bölümüne koyduğunuzda da araç çalıştırılabilecek. Bu sanal anahtar özelliğini 5 ayrı kişiye tanımlanabiliyor.

Elektrikli araçlar

Ülkemizde şu anda pek gündemde olmasa bile otomobil firmalarının birçoğu elektrikli araç teknolojisi için araştırma yapıp yatırım yapmaya devam ediyorlar.  C sınıfında Kia’nın Türkiyede de satılan Ioniq platformu üstüne yaptıkları E-Niro iki ayrı batarya ile sahneye çıkıyor. Araç 39 kW batarya ile 312 Km 64kW Long range batarya ile ise 486 Km menzile ulaşabiliyor.

Elektrikli araçlarda fuarın yıldızları Audi E-Tron ve Mercedes EQC.  Her iki araçta iki firmanın her anlamda otomobilde yapabileceklerini gösterdikleri eserleri olarak yer aldılar.   

Bazı firmalar ekonomik şartları öne sürerek Paris Otomobil Fuarı’na bile katılmıyorlar.  Türkiye’nin bugünkü ekonomik şartlarında ülkemizde yapılan fuarlara katılım seviyelerini düşünmek bile istemiyorum.