Renault Megane 1.5 dCi EDC GT Line

Son bir yılda Renault model ailesini hızla yeniledi. Bu değişim bütün ürün gamında tasarım ve teknoloji olarak köklü değişimi getirdi. Yenilenme sürecinin en önemli adımlarından biri, segmentinin çok satanlarından olan Megane ile finale ulaşıyor. Sınıfının en geniş modeli olan yeni Megane, yollarda kendisini her zamankinden daha fazla gösterecek, gösterişli bir model çünkü. Ve şimdilik hatchback, muhtemelen ardından da sedan, birçok “rakip” sayılan otomobili devreden çıkartacak, Renault kompakt hatchbackler arasında biraz daha öne çıkacak. GT Line donanımlı test aracımızda opsiyonel aksesuarlar olduğu doğru ama onlar olmasa bile gövde oldukça gösterişli. Kaslı, şık ve modern karoseri, C formlu gündüz farları ve iri bir Renault elması, yeni Megane’ı anlatmak için seçilecek doğru kelimeler. Arka tasarım ise özelikle gece sürüşlerinde geriden gelenler için çok etkileyici. Alfa Romeo’nun yıllar önce Giulietta ile başlattığı bagaj kapağına uzanan arka aydınlatma grubu, Megane’da daha zarif bir hal almış. Bagaj kapağındaki iri Renault elmasına doğru uzanan stoplar, dinamizmi arkada da sürdürüyor. GT Line’a özel tampon altı difüzörü de eklediğimizde hayli sportif bir görünüm ortaya çıkıyor. Arkadaki Renault elmasının ortasına geri görüş kamerası entegre edilmiş.

Üçüncü nesile göre 64 mm daha uzun (4,359mm), 25 mm daha alçak (1,447mm), önde 47 mm, arkada 39 mm daha geniş iz mesafesiyle segmentinin en geniş aks aralıklarına sahip Megane HB IV’ün aks mesafesi de 28 mm uzayarak 2,669 mm’ye ulaşmış.

Talisman’ın görkemli çizgileri Megane tasarımını da belirgin şekilde etkilemiş. Karoserdeki hatların yanı sıra kabinde de Talisman kokpitinin hatları hakim. Kokpitin ana formu Talisman’ın genişliğinden ve –muhtemelen yer aldığı sınıftan dolayı farklıysa da direksiyondan kumanda ekranına her şey “ağabeyiyle” aynı. Benzer çizgideki vites konsolu da kendisine özgü. BMW’nin 1, 3, 5 ve 7 Serisi’nde bazı ekipmanlar haricinde aynı kokpitleri kullanıyor olması, Renault’yu da etkilemiş görünüyor. Artık aynada beliren aracın hangi BMW modeli olduğunu anlamak kadar hangi Renault modeli olduğunu anlamak da zorlaşacak. Hele bir de Megane Sedan yola çıkınca işler iyice karışacak!..

Megane’ın kabinine girildiğinde sınıfı için yenilikçi adımlar hemen fark ediliyor. Orta konsolda geleneksel kumandaların yerini Volvo XC90 ve Tesla Model S’teki gibi dikey yerleştirilmiş 8.7 inçlik bir tablet almış. Otomobilin tüm ayarları buradan detaylı olarak yapılabiliyor. Megane, bu özelliğiyle sınıfında manuel kumandaları kaldıran ilk modellerden biri oluyor. Yeni kullanmaya başlayınca içinden çıkılmaz ve kullanışsız gibi hissettirse de otomobilin içinde biraz zaman geçirince her şeyin ne kadar basitleştirildiği fark ediliyor. Dokunulamayan TFT ekranlar demode olalı çok oluyor, bu işin geleceği budur, artık iyice netleşti. Renault’nun infotainment sistemi R-Link de bu ekran üzerinden yönetiliyor.

Megane’da yer alan Multi-Sense teknolojisi sayesinde sürüş tercihleri kişiselleştirilebiliyor. Gaz pedalı ve motor tepkileri kullanıcı tercihlerine gore seçilebiliyor. EDC otomatik şanzımanın vites değiştirme hızı, direksiyon sertlik ayarı, koltuklardaki masaj fonksiyonun ve kabin aydınlatması ekran üzerinden dokunarak çabucak ayarlanabiliyor. Multi-Sense beş farklı sürüş modu sağlıyor: Neutral, Sport, Comfort, Perso ve Eco.

Sınıfının en geniş hacimlilerinden biri kabinde kullanılan genel malzeme kalitesi ve gürültü yalıtımı da çok dikkat çekici. Kokpit için seçilen yumuşak dokunuşlu malzeme, kapı kaplamaları boyunca zarif biçimde uzanıyor. Espace ve Talisman’dakiler ile aynı koltuklarda kullanılan çift yoğunluklu köpük sayesinde Megane yolcularına yüksek konfor ve destek sağlanıyor. Sportif versiyonda yüksek yanal destekli ön koltukların yanı sıra arka koltukların destekleri de dikkat çekici. Ama iki yolcu için, vay ortada oturanın haline:) Bu arada uzun boylu yolcuların arkaya girip çıkmasında herhangi bir sıkıntı görünmüyor, diz mesafesi de geniş.

Vites konsolundaki bir düğmeyle otomobilin sürüş karakterini değiştirmek mümkün. Sport moda geçildiğinde tıpkı gösterge tablosu gibi kapı içleri ve vites konsolunun kenarları da maviden kırmızı renge dönüşüyor. Aydınlatma ambiyansı orta konsolu ve Icon versiyonundan itibaren ön ve arka kapıları kapsıyor. Yansıttığı renk TFT ekran ve portre-formatlı multimedya ekran ile bağlantılı. Tabii bu sadece bir ışık oyunu değil, otomobilin sürüş karakteri de değişiyor, vites değişimleri daha geç ama daha hızlı gerçekleşiyor.

Otomobilin 434 litrelik bagaj hacmi, Ford Focus, VW Golf ve Opel Astra gibi rakiplerden geniş. Yükleme eşiği yüksek gibi görünüyorsa da geniş hacim, fark edilmeyecek gibi değil.

Motor havuzuna gelince, Fransız üretici 2001’de tanıttığı K9K kodlu 1.5 litrelik dizelin ekmeğini yemeye hiç gaz kesmeden devam ediyor. Yıllar içinde gücü ve torku artırılan motor, 65-110 HP aralığında dayanıklılığı ve sorunsuzluğuyla kendisini Renault, Dacia, Nissan ve Mercedes-Benz’in birçok modelinde ispatladı. Test otomobilimiz Megane IV’te çift kavramalı EDC şanzımanla yer alan motor, düşük tüketimi ve ulaştığı peak değeri olan 250 Nm’lik maksimum torkla gelen güçlü ivmelenme isteğiyle akıp gidiyor. Bu motorun ulaştığı en yüksek güç değeri şimdilik bu. Tanıtımından bu yana 15 yıl geride kalmış, geldiği noktada bu mütevazı makineye performans yükleyebiliyorsunuz! Daha ne olsun? Motor sessiz değil ama kabinin yalıtımı yeterince iyi, ne aynalar ve sileceklerden rahatsız edici rüzgar sesi geliyor ne de lastiklerin yuvarlanma sesi. Zaten MULTI-SENSE teknolojisi sayesinde sürücünün üç farklı ayara bağlı olarak dijital motor sesini ayarlaması mümkün: Neutral, Comfort ve Sport. Bazı sürücüler oyuncaklı kokpitlere bayılır ya, bu tam bir lunapark deneyimi!

Renault Megane’da direksiyon tepkileri yeteri kadar keskin sayılmaz, şehir tipi bir konfor dozajının daha önde olduğu fikrindeyim. Buna karşılık, Megane’ın yol tutuşu büyük keyif veriyor, kombine keskin virajlarda bile gövde salınımı minimumda ve tutunma kararlılığı yüksek. EDC çift kavramalı otomatik şanzımanın da vites değişimleri çabuk değil, sanki biraz duraksamalı gerçekleşiyor. Ama bu üniteleri bir de daha güçlü modellerde görmek gerek. Düşük performanslı bir motor versiyonu için bu kadarının yeterli olacağı düşünülmüş olabilir. Zira özellikle EDC, Fransız üretici tarafından çabukluğuyla öne çıkarılan bir sistem.

Test aracımız Megane 1.5 dCi EDC GT Line’ın fiyatı 96.000 TL. Ama Kontrol Paketi: Eller Serbest Park Sistemi & Kör Nokta Uyarı Sistemi & 360 park destek sistemi için 3000 TL, Sürüş Paketi: Adaptif Cruise Control&Şerit Takip Sistemi&Güvenli Mesafe Uyarı Sistemi&Aktif Acil Fren Destek Sistemi&Otomatik Uzun/Kısa Farlar

Için 3500 TL, 8,7” Dokunmatik Ekran için 1250 TL, 18′ Alüminyum Alaşımlı Jantlar için 2000 TL, Head Up Display için de 1500 TL ekstra ödeme yapmak gerekiyor. Değer mi? Olmazsa olmaz.

+ Düşük yakıt tüketimi

+ Konforlu ve akıcı sürüş

+ Geniş kabin

+ Kullanıcı dostu teknoloji

+ Performans

+ Malzeme kalitesi ve zengin donanım

– Duraksayan EDC

– Yüksek bagaj eşiği

– Direksiyon hassasiyeti

Renault Megane 1.5 dCi EDC GT Line

Yakıt tipi: Dizel

Motor hacmi (cc): 1461

Motor gücü (HP): 110@4000

Maksimum tork (Nm): 250@1750 d/d

Vites kutusu: 7-ileri EDC otomatik

Maksimum hız (km/s): 187

0-100 km/s hızlanma (sn): 12.3

Tüketim (şehiriçi/şehir dışı/karma) (lt/100 km): 4.1/3.6/3.8

Ağırlık (kg): 1386

U/G/Y (mm): 4359/1814/1447

Aks mesafesi (mm): 2669

Bagaj hacmi (lt): 434/1247