VW Passat 2.0 TDi Bluemotion DSG

Yazı: Oytun IŞLAR
Her ne kadar sansasyonel dieselgate skandalı VW’nin karizmasını bir hayli gölgelemiş olsa da Alman üreticinin teknolojisi hala rağbet görmeyi sürdürüyor. Markanın ödeyeceği bedeller ve tüketici yanındaki tutumu, prestijini eski noktasına taşıyacaktır. Şüphesiz sınıfının en iyi otomobili Passat, her şeye rağmen gözünü yükseklere dikmiş durumda. Performans özellikleri, donanımları ve sürüş dinamikleri onu premium markalara rakip yapıyor.
Kariyerine 1973 yılında kardeş firmasının geliştirdiği Audi 80 platformu ile başlayıp, günümüze ulaşana kadar bulunduğu D segmentinin standartlarını belirleyecek bir konuma yükselen 8. jenerasyon Passat ile beraberiz. Aslında su soğutmalı arkadan motorlu Typ3 ve Typ4’ün yerini alan Passat, özellikle Typ4’ün otomotiv tarihindeki kötü şöhretini temizlemek adına yaklaşık 42 yıl beklemek zorunda kalmış gözüküyor. B8 kod isimli son kasa ise aslında yıllar içinde aynı kasaların makyaj görmüş hallerini göz ardı edersek 6. jenerasyon Passat demek oluyor. Bu 6. jenerasyon ise içinde bulunduğumuz yılın otomobili unvanını haklı olarak kazanmış bulunuyor.
VW Golf’e odaklandığından olsa gerek, 1970 ve 80’li yıllarda rakiplerinin daima gerisinde kalmış olan Passat, yıllar içerisinde sahip olduğu markanın azimli mücadelesi sayesinde bu seviyeye ulaşmak için tam tabiriyle tırnaklarıyla kazıya kazıya başarıya ulaştı. Diyeiliriz ki bugün artık rakibi neredeyse BMW 3 Serisi. Avrupa’da her zaman ilk üç sırada satışlara sahip Volkswagen, milenyumla birlikte akıllı ortaklıklar ve pazarlama stratejileri belirledi. Piyasaya çıkarttığı yüksek kalite olgusuna sahip modelleri ile her segmette ilk üçe oynamaya devam etti. Sonunda 2015 yılına gelindiğinde ise, hem dünyada en çok satan marka unvanını kazanırken, amiral gemisi Passat “Avrupa’da Yılın Otomobili” oldu.

Test otomobilimiz, 2.0 litrelik 150 beygir güç ve 340 Nm tork çıkışı sağlayabilen dizel motora sahip, 6 ileri vitesli DSG şanzımanlı Highline donanımlı bir Passat. Aslında 190 ve 240 beygir güçlere sahip iki üst motor seviyesi daha mevcut. Ancak taktir edersiniz ki elimizdeki otomobil fiyat/verimlilik oranına göre en optimum düzeyde hizmet veriyor. 150 ve 240 beygirlik versiyonlar arasında bir Polo fiyatı kadar fark var.

Gövdesi lüks donanımlarla güncellenip rütbesi yükseltilmiş görünen otomobilin direksiyonuna yerleştiğinizde eksiksiz bir ergonomiyle karşılaşıyorsunuz. Sanki D sınıfı bir otomobilin prestijini B sınıfı bir otomobilin pratikliği ile vermişler. Tipik Volkswagen. Görüş açıları, kumandaların dizilimleri ve elektrikli çok fonksiyonlu koltuk ayarları kusursuz denebilecek şekilde tasarlanmış. Her boydan insanın kişisel optimum kullanım konforunu sağlayarak kokpit dinamiğine hızlı bir şekilde adapte olabiliyorsunuz. Kalite hissi de ergonomi kadar başarılı ve eksiksiz seviyede tutulmuş. Zaten Volkswagen Grubu otomobillerde kalite algısına yönelik titizlik sayesinde haklı bir ün kazanmış durumdalar. Test aracımız şoförlü kullanıma müsait bir donanım seviyesinde olduğundan dolayı arka koltuklardaki baş ve diz mesafeleri de sınıf ortalamalarının neredeyse üzerini yakalamış. Passat B8, yerini aldığı önceki nesil Passat’a göre 75 kilogram hafifletilmiş. VW mühendisleri dingil mesafesini arttırırlarken kabin ve bagaj hacminin büyümesine, motor performanslarının da ağırlık kaybına bağlı olarak daha verimli hale gelmesine özen göstermişler. Bu sayede ağırlığı 1,5 ton civarındaki otomobili hızlandırmak oldukça kısa sürelerde gerçekleşiyor. İvmelenmenin verdiği koltuğa yapışma hissini her koşulda yaşıyorsunuz. 340 Nm tork, ciddiye alınması gereken bir değer!

Passat’ta üstün performanslı motorun gücünü ön tekerleklere aktarırken çift kavramalı otomatik bir DSG şanzıman kullanılmış. Ancak bu sefer 6 oranlı ve ıslak tabir edilen bir şanzıman görev yapıyor. Düşük hacimli VW grubu modellerde zaman zaman arıza şikayetlerine neden olan kuru kavramalı şanzımanın tercih edilmemiş olması da güven hissini arttırıyor. Ancak şanzımanın bazı durumlarda tepkilere geç cevap verdiğini gözlemledik. Yokuşlardaki kalkışlarda geri kaymamayı sağlayan Hill Holder seçeneği açıkken otomatik şanzımanın sürüklenme fonksiyonunun da iptal olduğunu fark ettik. Bu da tek kavramalı elektro hidrolik şanzıman sistemlerinde rastladığımız bir durumdu. Aynı şekilde, start stop sistemi devreden çıkarken, ayağınızı frenden çektiğinizde değil, gaz pedalına koyduğunuz anda otomobil çalışıp ileri atılıyor. Dolayısıyla Auto Hold tuşu aktive edilmeden alışık olduğunuz otomatik vites konforuna sahip oluyorsunuz. Direksiyon sistemi kusursuz denebilecek şekilde çalışıyor ve vites kulakçıkları sayesinde vites değişimlerini manuel olarak da kumanda edebiliyorsunuz. Otomobilde seri olarak sunulan çok fonksiyonlu gösterge tablosunun karmaşık gibi gözüken tüm fonksiyonlarını çok pratik bir şekilde direksiyon üzerindeki tuşlarla değiştirilebiliyor.

Tüketim, klasik sürüş, navigasyon, otomobilin temel anlık bilgileri ve daha birçok detayı göz hizasındaki Active Info Display dijital gösterge tablosundan kontrol edilebiliyor. Üstelik kokpit ortasındaki 8 inçlik dokunmatik ekranlı bir tablet bilgisayar daha mevcut. Son dönem bütün güncel otomobil modellerinde kullanılan bu ekran Passat’ın kokpitinin ortasında da yerini almış. Navigasyon, kaliteli bir müzik sistemi ve gösterge tablosuyla eş zamanlı çalışan ana sistem fonksiyonlarını bu ekrandan da gerek dokunmatik, gerekse düğmeler vasıtasıyla kullanmak mümkün.

Son dönem VW modellerinde kullanılan kahve molası hatırlatıcısı, otoparktan çıkış asistanı gibi sofistike sistemler de bu otomobilde yerini almış. Sözü geçen oyuncakları (!) çalıştırmayı merak ediyorsunuz ve bunun için her birini denemek istiyorsunuz. Bir zaman sonra kullandığınız otomobilin bir yolcu uçağı gibi karmaşık elektronik sistemlere sahip olduğunu fark ediyorsunuz. Passat da milenyum çağının değerli ürünlerinden birisi. Sağlamlık, kalite hissi, fonksiyonellik, ergonomi, emniyet ve uyumlu çalışan mekanik sistemler verdiğiniz paranın karşılığını alabileceğiniz bir teknoloji gemisine ulaştırıyor. Bir üst sınıftaki rakiplerine de haklı olarak göz kırpıyor. Otomobilde “keşke şu da olsaydı” diyebileceğiniz hiçbir ayrıntı yok. Elektrikli cam tavandan çağdaş bir otomobilde olmazsa olmaz hale gelen far yıkayıcılarına, led aydınlatmaya varıncaya kadar tüm olasılıklar seri olarak monte edilmiş.

Kusursuzluk henüz icat edilmediğine göre Passat’ta da tek tük dezavantajlara rastlayabiliyorsunuz. Özellikle şehirlerarası otobanlar için yaratılmış bu otomobili, bozuk İstanbul sokaklarında kullanırken sert tasarlanmış süspansiyon sistemini düşünerek kullanmanız gerekiyor. Zira düşük profilli 18 inç lastikler, yoldaki olumsuz ayrıntıları hissettiriyor. Anlamsız kasislerde kabindeki yolcuların sarsıntıları fazla hissetmesine neden oluyor. Yol tutuşun kusursuzluğu tasarlanırken, konfordan biraz ödün verilmiş olması da fazla göze batmamalı diye düşünüyoruz.

Markanın egzoz emisyon ölçümlerinde manüplasyon yaptığının belgelendiği motorlardan biri olan 2.0 litrelik TDI, epeyce baş ağrıttı. Ancak açıkçası ülkemizin gevşek emisyon normlarında kimsenin pek de umursadığı yok. Düşük tüketimli atak bir motor olması Türk tüketicisinin gözünde aklanmasına yetiyor! Tüketim değerlerine gelirsek; fabrika verilerinde karma tüketim olarak 4,4 lt/100 km ilan edilmesine rağmen, kaos İstanbul trafiğinde ve şehir dışına çıktığımız otoban kullanımlarının ortalaması olarak 6,5 lt /100 km sonuç elde ettik. Klima sürekli açık, zaman zaman yüksek hızlara çıktığımız ve start stop sistemini devre dışı bıraktığımız durumlar olduğu için yüksek bir tüketim değerinde kaldığımız düşünülebilir. Özellikle tüketimin düşük olması iddiası ile birçok elektronik fonksiyon barındıran test otomobilimizin gerektiği normlarda kullanılması muhtemelen karma tüketimi 4,5 – 5 litre civarlarına indirecektir.
Opak renk tercih edildiğinde 164.600 TL anahtar teslim fiyatına sahip Passat 2.0 TDi Bluemotion DSG Highline, model ailesinin en ucuzu olan benzinli ve manuel vitesli 1.4 TSi Trendline fiyatının iki katından bile fazla bir maliyetle satıldığını göz önüne alırsak, kullanım şartlarınızı, beklentinizi ve bu otomobili ne amaçla satın alacağınızı çok iyi belirlemeniz gerekiyor.

+ Akıcı performans
+ Zengin, eksiksiz ekipman ve sürüş konforu
+ Başarılı yalıtım ve ses sistemi
+ Prestijli ve güçlü marka imajı
– Fazla sertleştirilmiş süspansiyon nedeniyle şehir içi yollarda titreşim
– Bazen motorla uyumda geciken otomatik şanzıman
– Fiyatı ve vergilendirme çok yüksek