Ya yola bir hayvan fırlarsa?

 Ya yola bir hayvan fırlarsa?

Sürücüler ne yazık ki zaman zaman karayollarında hayvanlarla buluşmak (!) zorunda kalıyor. Hayvan sevgisi hep ön planda ama herkesin bildiği gibi kişinin ya da birlikte olduklarının değeri, bütün hayvanlardan daha yüksek. Özellikle hayvanseverler için kabullenmesi zor bir gerçek var ki (bu mutlak gerçeğin ışığında i-motoring.com olarak önerimiz), eğer bir canlı hayvana çarpmak zorunda (ZORUNDA!) kalırsanız, o an muhasebeyi unutun, vicdani hesaplaşmayı çarpma sonrasına bırakın ve mümkün olan en düşük hızla, en usturuplu şekilde çarpın! Çekinmeden! Tereddüt etmeden. Yoksa emin olun ummadığınız kadar zarar görecek (ya da onu bile göremeyecek!) olan siz olacaksınız!
Kaza denilen şey, hiç beklenmedik anda olur. O yüzden kaza denilmiştir. Ya ağaçların arasında yola hayvan sürüsü çıkar, ya inek yol kenarından asfalta ilerlemektedir, en basiti çöpten kedi fırlar! Bilgisayar oyunundan farklıdır, yeniden başlayamazsınız! Eğer ki şehirler arası yollarda bir hayvana çarpma sözkonusuysa yayaya çarpmaktan daha zor koşullarla karşılaşılır. İyi ihtimalle insanın o an refleksle çarpmadan geri çekilebileceği düşünülse de hayvanlar genelde kaçamaz. Eğer kurban kedi, köpek, tilki, çakal gibi “küçük baş” ise hiç kahramanlık yapıp ani şerit değiştirmelerle kurtarmaya çalışmayın! Yok, denerseniz eğer bir yarış pilotu ya da profesyonel sürüş eğitmeni değilseniz muhtemelen kendinizi bariyerlerde, şarampolde ya da diğer araçların üzerinde bulacağınız kesindir. Çünkü kedigiller ve tavşanlar çarpışmadan kaçmak için -eğer kaleci değilseniz!- yüksek olasılıkla sizden daha iyi refleks gösterecektir. Köpekler de kendince en iyisini yapmayı deneyecektir. Ama muhtemelen en aptalca seçeneği işaretleyeceğinden değişmez hedefiniz olacaktır. Ne kadar akıllı olsalar da hayvan aklı sınırlı, otomobiller de insan icadıdır! Onlara bu şansı tanımak isterken kendi hayatınızı riske etmeyin, sadece yavaşmaya odaklanın ve çarpın. Sonra hastanede vicdani üzüntülerle, sızılarla “hayvancağıza çarpmayayım derken…” gibi saçma sapan bahaneler uydurmayın! Bir dahaki sefere otomobilinizi limitler içinde kalan hızlarda sürmeyi, yol kenarındaki tabelaları dikkate almayı prensip edinin!

Hayvanlara göre yapılması gereken tercihler!
Hayvanlara çarpmak hayvanına göre riskler taşır! Hayvan irileştikçe sizin zarar görme riskiniz artar. O talihsiz an geldiyse ve karşınızda bir köpek varsa, panik frenle kurtaramıyorsanız direksiyon manevrasıyla hiç hayatınızı zora sokmayın ve çarpın. Köpek en aptal kurbanlardan biridir, fren sırasında açığa çıkan lastik sesini duyunca ileri fırlamak yerine ya durur ya durup geri dönmeye çalışır! En kötü ihtimalle yaralanarak kurtulmasını sağlamaya çalışın! Tedavi masrafları, vicdani sıkıntılardan fazla tutmayacaktır. Zaten veterinerler bu tip durumları anlayışla karşılar! Eğer sözkonusu kurban kediyse kontrolü ona bırakın, riski kendinizden uzak tutun. Onun refleksleri kendisini kurtarmaya yeterse yetecektir, emin olun siz daha fazlasını yapamazsınız!


Kuş çarpmaları, sonucu belli olduğundan genelde önemsenmeyebiliyor ama çarpma sonrası camda oluşabilecek görüntü kaybı ya da çatlaklara hazırlıklı olun, paniklemeyin, gerekliyse durun, sürüşe engel durum varsa giderin.
Kader kurbanı yaban domuzuysa olabildiğince az hasar için dua edin. Domuz vücudu çok serttir ve genelde ölmez ama çarpan otomobilde ağır hasar bırakır. İşin kötü yanı, eğer ölmezse hasarı incelemek için indiğinizde sizi 5 metre öteye fırlatabilecek bir torkla arkanızdan dişlerini kaba ya da nazik etlerinize geçirebilir! Bilinmeli ki yaban domuzu çok kincidir!
Kurban adayı at, inek, ayı, geyik gibi büyük baş hayvanlar ise denize, uçuruma uçun ama sakın çarpmayın! Zira sonra gelen yardım ekibi arka koltuktaki cesetleri (yaşanmış deneyimdir!), hayvan ölüsünden ayırmak zorunda bırakmayın! Mümkünse panik frenle durun ya da otomotiv endüstrisine “geyik testi” kavramını kazandıran o müthiş direksiyon refleksini göstermeyi deneyin ama sakın çarpmayın! Ne yazık ki bu böyle…
Yok eğer bu çarpma olasılığı şehir içinde gerçekleşiyorsa sözü geçtiğinde güldüğünüz şehir içi hız limitlerine kesinlikle uyun, o zaman daha az hayvana zarar vereceğiniz kesindir!

Sonuç
Hayvanlar şüphesiz çok değerlidir. Geyikten ineğe, kediden köpeğe, domuza, kuşa… hepsi! İdeal olan elbette bütün canlıların yaşamını sürdürmesi. Ancak en beklenmedik anda, hem de milisaniyeler içinde gerçekleşen bir kaza anında “kim daha değerliydi”, “hay aksi ne yapacaktım”, “fren mi yapsam, direksiyonu mu kırsam” diye muallakta kalacağınıza öncelikle paniklemeden kurtarmaya çalışın ama asla kendinizi ve beraberinizdekileri riske atmayın.

3 Comments

  • SADE VE ANLAŞILIR BİR ANLATIM ,DOYURUCU,AYDINLATICI BİLGİLER VEDE ENFES OTO RESİMLERİ KISACA ÇOK BAŞARILI BİR ÇALIŞMA . TEBRİKLER.

  • Bu haber de çok güzel site de. Elinize sağlık.

  • Bol bol laf salatası yapılmış. Yoldaki kuzu koyun sürülerine çarpılırsa hukuki durumları falan anlatılmamış, yeterli bulmadım…

Comments are closed.