Z3 ve Z4’ün atası

 Z3 ve Z4’ün atası

İnsanlık tarihinde en önemli teknolojik sıçramalar hep büyük savaşlar sırasında yaşanmıştır. Bunun en önemli kanıtlarından biri kesinlikle İkinci Dünya Savaşı’dır. Bu trajik savaş, insanlığı ne kadar olumsuz etkilediyse de savaş sırasında geliştirilen teknolojiler günümüze kadar uzanan önemli etkiler yaratmıştır. Naziler’in yaptığı acımasız deneyler sonucunda tıpta ve ilaç sektöründe önemli atılımlar yaşanırken silah ve ulaşımda da kaydadeğer sıçramalar gerçekleşmiştir. Savaş öncesi otomobilleriyle çok da ön planda olmayan BMW, o yıllarda Alman Hava Kuvvetleri için uçaklar geliştirirken bunun yansımalarını sonraki dönemde otomobillerinde gördü. Savaşın ardından yüksek kalite ve performansa sahip lüks sedanlar üreten firma, sportif coupe ve roadsterleriyle de her geçen yıl zirveye yaklaştı. Zaten 1980’lerden itibaren dorukta Mercedes ile birlikte rakipsiz kalmayı başardı…
BMW Z1, Alman üreticinin safkan spor otomobil üretiminde başka bir teknolojiye sıçradığının göstergesiydi. Proje çalışmaları 1985 yılında eski Porsche tasarımcısı Ulrich Bez yönetiminde başlayan otomobil, benzerlerinden oldukça farklı özelliklere sahipti. Çelik çinko alaşımlı galvanize edilmişbir şasinin kullanıldığı otomobile saha yüksek dayanıklılık kazandırabilmek için epoksit reçineden yapılan sandviç platform yapısı uygulandı. Aerodinamik özellikleri çok gelişmiş olan platforma ilk olarak o dönemin gözde performans sedanlarından 325i’den alınan sıralı 6 silindirli 170 HP’lik motor yerleştirildi. Yüksek dirençli plastik panellerden oluşan karoser hatlarının en gösterişli bölümü şüphesiz, istenildiğinde elektrikli olarak aşağı indirilebilen kapılardı. Sürücü ve yolcunun bu iki kişilik otomobile binmek için yapması gereken sadece kapıların yanındaki düğmelere basmasıydı. Cam ve kapı, platform ile karoserin arasındaki boşlukta kayboluyordu. İşin ilginci, istenirse bu kapılar açık olarak bir buggy gibi yolculuk da yapılabiliyordu. Ancak bu durum hız yükseldiğinde türbülansa yol açıyordu. BMW Z1 Roadster’in tavan tentesi, manuel olarak açılıp kapatılabiliyordu. Tenteyi koltukların arkasındaki bölümde gizlemek mümkündü.


Otomobilin ön ve arka akslarında bağımsız süspansiyon kullanılırken arkada ek olarak bir de Z aks adı verilen aks sistemi kullanılıyordu. Bu otomobilde yer alan çift üçgen alt salıncaklar, 1991 yılında tanıtılan E36 kasa kodlu 3 Serisi modellerinde de kullanılıyordu.
Otomobilin 2.5 litrelik üstten tek eksantrikli motoru 5800 d/d’de 170 HP güç ve 4300 d/d’de 227 Nm maksimum tork üretiyordu. Altı silindirli motor önde uzunlamasına yer alırken tahrik bir BMW geleneği olarak arkadandı. 1250 kg’lık gövde ağırlığıyla BMW Z1 Roadster,0-100 km/s hızlanmasını 6.6 saniyede tamamlayabiliyordu.
Alman üretici, projeye start verdiğinde Z1 Roadster’den 5000 adet üretmeyi planlıyordu. Ama gelen talepler üzerine bu rakam 1991 yılında 8000 adedi buldu. Sonraki beş yılı roadstersiz geçen BMW, 1996 yılındaysa E36 kodlu 3 Serisi’nin efsanevi roadsteri Z3’ü geliştirdi.