Tarihten bir yaprak: debriyaj out, otomatik şanzıman in…
Geçen yüzyılın ilk çeyreği biterken Amerika’da yayınlanan dergilerde dönemin trendlerinin yazıldığı in/out köşeleri vardı. Bir gün bu köşede kimsenin inanmadığı bir trend in oluverdi! Debriyaja basmadan, viteslerin kendiliğinden değişebileceğini ifade eden otomatik vitesten müjde veriyordu… Yazıyor yazıyooor’du, debriyaj out, otomatik vites in’di artık!
Artan nüfus ve araç sayısına paralel olarak şehirlerde trafik yoğunluğu baş edilmez hale geldi. Dünyada 1970’li yıllarda yoğunlaşan trafik, ülkemizdeyse günümüz şartlarında iyice kontrolden çıkmış durumda. Bugün özellikle bunaltıcı şehir trafiğinde araç kullanan sürücülerin en büyük yardımcısı hiç şüphesiz otomatik şanzımanlar. Geçmişi 1930’lara kadar uzanan otomatik şanzımanlar, debriyajdan kurtulan sol bacaklara özgürlük sağlarken konforlu sürüşlere de imkan veriyor.
İlk otomatik şanzıman fikri, Buick markasına ait. Otomobil tarihinde birçok ilke imza atan kreatif bir şirket olan Buick, bugün geçmişteki şaşaalı günlerinden hayli uzakta, GM bünyesi altında lokal pazarlara az sayıda lüks modeller üretiyor.
İlk üretilen otomobiller hep manuel vitesliydi. İlk otomatik şanzıman fikri, konfor meraklısı Amerikalılar’dan çıktı. Ama 1930’lu yıllarda aynı anda birçok üretici vitesleri kendi kendine değiştirecek bir mekanizma üzerinde çalışıyordu. Henry Ford bir proje geliştiriyor, Daimler 1930’da Fluid Fly Wheel’ı tanıtırken, Vickers-Coat, ilk tork konvertörünü yapıyor, Mono Drive, Self Shifter, Grade gibi isimlerle her ülkeden farklı üretimler geliyor, otomatik şanzıman adım adım ortaya çıkıyordu. General Motors, Earl A. Thompson’un projesine sahip sahip çıktı ve rakiplerinden bir adım öne geçti. Thompson, ekibi Ralph F. Beck ve Walter B. Herndon ile hiçbir zaman askeri kullanım amaçlı olmadığı halde üretim kodu olarak “Military Transmisson” ismiyle otomatik şanzıman projesi geliştirdi. Proje geliştirme süreci önce Cadillac desteğiyle yürüdü ama 1935’te firma vazgeçince Thompson ve ekibi, projeleriyle GM’e transfer oldu. O dönem GM’in en yenilikçi markası olan Oldsmobile projeyi destekledi, hatta yarı otomatik şanzımanın ilk hayalini kuran firma oldu. Ama ilk otomatik şanzıman üretimi, tesisleri daha büyük olduğu için Buick tarafından Flint tesislerinde Oldsmobile için gerçekleştirildi. Firma bu tesislerde Olds için zaten başka aksamlar da üretiyordu. İlk olarak Olds 8 modelinde Automatic Safety Transmission isimli sistem sunulduğunda takvimler Haziran 1937’yi gösteriyordu. Buick aynı sistemi kendi modelinde sunmak için birkaç ay daha bekledi. Oldsmobile yarı otomatik şanzıman için sadece 80 dolar ekstra isterken Buick 180 dolar istiyordu. Dışardan müdahaleye izin vermeyen sistem arıza yaptığında araç fabrikaya dönüyor ve sistem komple değiştiriliyordu. Bu sistemi Hydra-Matic adlı şanzıman izledi. Bu, gerçek anlamda otomatik şanzımandı. Aynı dönemde Chrysler da 1941’de Fluid Drive adlı yarı otomatik şanzımanı tanıttı. Bu sistemde de Automatic Safety Transmission gibi debriyaj yer alıyordu. Grup bünyesinde Chrysler’da Simplimatic, DeSoto’da Tip-Toe Shift ve Dodge’ta Gyromatic olarak isimlendirilen sistem, özensiz bir proje olarak nitelendirildi ve büyük başarı kazanamadı.
Avrupa’da otomatik vites önce Opel ve Ford’un Amerika’dan uyarladıkları şanzımanlarla hayata girdi. Mercedes de kendi otomatik vitesini opsiyon olarak sunuyordu. 1950 ve 60’lı yıllarda elektormanyetik kavramalı basit vites kutuları Citroen 2CV gibi araçlarda yer alırken Peugeot, 404 modeline yerleştirdiği ZF şanzımanla Fransa’nın ilk otomatik şanzımanını 1965’te üretti. Sonraki yıllarda ZF başta olmak üzere Borg Warner, Aisin gibi üreticiler bütün markalar için üretim yapar hale geldi.
1 Comment
yaşadığımız şehirde kullanılması en önemli ayrıntı ama ben bir türlü beceremiyorum otomatik kullanmayı 🙁
elektrik süpürgesi gibi kontrolsüz altımdan kayıyor araç. hükmetme zevkini tırpanlıyor 🙂
Comments are closed.