Range Rover Evoque
Son zamanlarda beni hiç bu kadar heyecanlandıran bir otomobil olmamıştı. Bu sadece yüksek performanslı bir otomobil olmasıyla ilgili değil; birçok iyi fikri bir arada toplayabilmesi en çok etkilendiğim yanı oldu. 240 HP’lik motora sahip çok hızlı bir versiyondu kullandığım Si4. Ama bunun yanında sürekli dört tekerlekten çekiş sistemi, yüksek konfor düzeyi, premium konumlandırması ve yolda ve hafif arazi koşullarındaki genel tandansı çok etkileyiciydi. Yazıya sondan başlamışım gibi hissettim, sonda söyleyeceklerimi en başa çektim! Çünkü eminim ki Toyota FT 86/Subaru BRZ kullanma şansı bulacağımı düşünürsem bu yıl için daha başka heyecanla beklediğim bir otomobil yok gibi… Bir başka deyişle en baştan ifade edeyim ki bence yılın otomobilini seçmiş bulunuyorum!
Land Rover’ı arazide bırakıp şehirdeki prestij ve performansa Range Rover markasını yaratmak isteyen İngiliz üretici artık bu durumu iyice keskinleştirmiş görünüyor. Öyle ki bu otomobilin poposundaki Land Rover ambleminin içinde Land mi Range mi yazdığı artık kimsenin ilgisini çekmiyor! Zaten Evoque’un kaputunda da bagaj kapağında da direksiyonunda da gayet görkemli şekilde Range Rover yazıyor. Tıpkı Range Rover, Range Rover Sport gibi bu yeni üye de Range Rover Evoque olarak anılacak. Land Rover ise markanın ta kendisi olmakla birlikte ancak Defender, Freelander ve Discovery’de göz önünde olacak. Hayaldi, gerçek olmuş!
Otomobil gözüme olağanüstü dinamik görünüyor. Gerçi kullandığım 5 kapılıydı ama arka kapıları açmadığım zaman hep bir coupe kullandığımı hissettirdi gövde bana. Dört yıl önce New York’ta LRX konsept adıyla tanıtıldığında hiç bu boyutlarda hayal etmemiştim ama tasarım güzel olgunlaştırılmış ve ortaya etkileyici bir crossover çıkartılmış. İngilizler için çok, hatta ultra yenilikçi diyeceğim ama marka da İngilizler’den çıkalı 4 yıl oluyor! Diyebilirim ki, kimi markalarda ne olduğunu hiç anlayamadığım – ya da üreticilerinin anlatamadığı!- crossover formatının karşılığı olarak ben Evoque’u seçtim! Onların ne anlatmak istediği de çok umrumda değil, karşımda SUV cüssesinin hantallığını barındırmayan, genç, dinamik, cıva gibi bir otomobil duruyor. Kimi crossoverlar bu söylediklerimi karşılamıyor!
Kabinde her şey beklediğim kadar iyi göründü gözüme. Tablo yapıp duvarına asacak insanlar tanıyorum! Benim için tek sürpriz, düğme çevirerek kullanılan otomatik şanzıman oldu! Bunun bir örneğini ilk ve son kez Astor Martin Rapide’de kullanmıştım. Ondan Touchtronic isimli vites kutusu, kokpitteki düğmelere basılarak vites modu seçim olanağı tanıyordu. Evoque’ta ise motor çalıştırıldığında gömülü olduğu yerden yükselerek sürücüyü karşılayan orta konsoldaki büyük düğme çevrilerek altı vitesli sistemin ileri/geri/boş ve park vites modları seçiliyor. Kullanımda çok pratik, kabinin zarafetine uygun ve sıradışı bir uygulama. Ama bunu fazla feminen bulan erkekler için direksiyon üzerinde vites kulakçıkları da yok değil! Sürüş sona erip motor stop edildiğinde bu büyük düğme yuvasına gömülerek gözden kayboluyor. Feminen meselesini açmak isterim; boyutları küçük, kullanımı pratik, kokpiti iki renk deri kaplı diye hemen feminen olarak nitelenmesini istemem Evoque’un. Nasıl baktığınıza bağlı; test otomobilimin kokpitindeki ve vites konsolundaki ‘fırfırlı’ kaplamaların yaratabileceği bu etki, aynı bölümler karbon kevlar görünümlü malzemeyle kaplanıp tam tersinin biraz daha ileri adımına dönüştürebilir. Ve bu dönüşüm asla havada da kalmaz; bu otomobilde 240 beygir yaşıyor! Hele bir de Sport moduna alınırsa! Sakin kullanmak istiyorsanız sakin, hızlı kullanmak istiyorsanız çok hızlı Evoque!
Kabin mesafeleri beyaz deri kaplı olmayanlarda da bu kadar ferah görünür mü emin değilim ama 4355 mm uzunluk, 2660 mm aks mesafesi ve tabii 1625 mm’lik yükseklik, kompakt boyutlar içinde yeterli rahatlığı ifade ediyor. Önde zaten sıkıntı söz konusu olamaz ama arka koltuklar 2 yetişkin ve bir çocuk için düşünülmüş gibi geldi bana. Isıtmalı ön koltukların rahatı tartışmaya kapalı! Yüksek şaft tüneli tabii ki bunda pay sahibi! Bagaja gelince, 550 litrelik hacim, tabandaki raylar ve kilitlerle daha fonksiyonel hale getirilebilmiş. Evoque ile yük taşımayı planlayanlar için 1445 litreyi bulan bir genişleme payı var!
Ben keşfede keşfede ilerleyeyim istiyorum önce. Dış görünümde farlardan başlayıp sinyal ve sis lambalarına gözlediğim titiz tasarım detayları ve özeni, kabinde de elit bir kimliğe bürünüyor. Beyaz deri kaplı koltuklar rahatlığından önce temiz kalma endişesiyle kazınıyor aklıma! Sanki dedi bana düşmüş diyorsam da çamurdan sonra bu derdimle yüzleştiğimi söylemeliyim! Araması bedava, pek öyle keşke barındırmayan bir kabin Evoque’unki… Zarafet isteyenleri anında etki altına alması hiç zor değil, burun kıvırmaksa hali zor. Ama bu araçla çamura bulanmak isteyenleri hiç ummayacakları bir performans bekliyor artistik gövdesinin altında. Pek göze çarpsın istenmemiş ama ne olursa olsun o bir Land Rover! Zarif kumandaların arasına ustaca serpiştirilmiş çekişi farklı arazi koşullarına göre ayarlayan sistemi ve Hill Descent (eğim iniş) sistemi aracın offroad’a ne kadar hazır olduğunu söylüyor.
Önce yolda görmek istiyorum. 2.0 litrelik direkt benzin enjeksiyonlu turbo motor, Evoque’un uçuşunu kısa sürede gerçekleştiriyor! Elbette sakin kullanmak da mümkün ama kısa vites oranlarıyla istenirse çılgınca hızlanmaya başlıyor Evoque. 0-100 km/s hızlanması 7.6 saniye süren araç, bana hem hızıyla hem de yol tutuş özellikleriyle MINI Cooper S’i çağrıştırıyor. Benzer hisleri Countryman’de de almıştım ama bu çok çok daha güçlü! İlgisi yok zannedenlere vurgulamak isterim, çok da ilgisi var. Cooper S ile hızlanma benzerlikleri var ama Countryman All4 ile stabilite benzerliği sergiliyorlar. Çünkü yüksek hızlarda uzun virajlardaki gövde tutunma eğilimleri hayli benzeşiyor. Ama araziye girildiğinde elbette ki Evoque’un tavrı daha netleşiyor. Tıpkı Discovery’deki gibi ilerlenen yüzeye uygun çekiş dağılım modu seçildiğinde bu aracın pek üzmesi olası değil!.. Üzülmek isteyenler kendilerini hızlı kullanımlar sırasında 14 litreyi zorlayan 100 km benzin tüketim ortalamasıyla ya da zorlayıcı arazi kullanımı sonrası servis giderleriyle teselli edebilir!!! Ama biliyoruz ki bu şık araç da diğer lüks SUV’lar gibi toprak yolların ötesinde zorlu koşulları hemen hemen hiç görmeyecek! Eğer görürse meydan okuyabilecek gücü yok değil! 25 derecelik yaklaşma, 33 derecelik uzaklaşma ve 22 derecelik karın açısı, arazi kullanımı hünerlerini ifade ediyor.
Ben de Evoque’la otoyolda performansına şahit olduktan sonra toprak yollarda görmek istedim. Ama yakalandığım sağanak, çamur deneyimi yaşamamı sağladı. Şehirden uzakta şansımı yine de çok zorlamadan çamura bulanmak istedim ve yaptım. Şansımla kast ettiğim tamamen asfalt lastikleri takılı olmasından kaynaklanan çekincem oldu, yoksa Evoque çamura girip çıkmayı sağlayabilecek donanımlara fazlasıyla sahip! İşin en keyifli yanı da çamur üzerinde yüksek tempoda ilerlerken dokunmatik ekranda radyo ile ilgilenebiliyor olmak gibi geldi bana! Evoque’un lüks donanımı elbette dokunmatik bilgi ekranı değil, kendi kendine park edebilmesi, renkli ve net geri görüş ekranı, entegre navigasyon ve telefon kitleri, elektrikli açılıp kapatılabilen bagaj kapağı, Meridian ses sistemi, açılır tavan gibi unsurların toplamından oluşuyor.
Premium kompakt crossover Evoque’un bu motor seçeneği, hedeflediği müşteri kitlesini çok yormayacak olmakla birlikte yüksek satış adetlerine ulaşmasını engelleyebilir. Pure, Dynamic ve Prestige isimli donanım seviyelerinde 165.000-195.000 lira fiyatla satılan otomobilin 3 kapılı versiyonunda da 172.000-200.000 TL arası fiyatlar geçerli. Statünün etiketi kişiden kişiye değişebilir ama otomobil ruhu olarak bu modellerin her birinin yüksek tatmin sunduğu tartışılmaz. Range Rover Evoque gerçekten iyi hissettiren bir otomobil.