Reklam

BMW i8 İstanbul’da

 BMW i8 İstanbul’da


Otomotiv dünyası elektrikli mobiliteye geçiş sürecini yaşarken her marka kendi vizyonuyla bu yenilikçi kulvarda yerini arıyor. Birbiri ardına çıkan elektrikli modeller yavaş yavaş yollarda belirmeye başladı bile. Her ne kadar kulislerde elektrikli otomobillerin sadece bir geçiş süreci olduğu, geleceğin hibrid araçlardan da ötede, yakıt hücreli otomobillerde olacağı öngörülse de kimse geride kalmak niyetinde değil. BMW de kendi vizyonunu ilk kez 2011’de gözler önüne çıkan iki modelle ortaya koyuyor. Bunlardan ilki olan süper coupe i8 Concept, Tom Cruise’un başrolünde yer aldığı Mission Impossible serisinin dördüncüsü Ghost Protocol’da rol bile almıştı. Şehir otomobili olarak tasarlanan i3 ise son iki yıldır fuar fuar geziyor. İstanbul Autoshow 2012 fuarı için ülkemize getirilen bu otomobillerden i8, fuar öncesi ilk olara Borusan Otomotiv İstinye bayisinde basının karşısına geçti. İlk olarak i3 modelinin 2013 sonunda yollara çıkacağı belirtilen toplantıda i8’in de 2014’te satışa sunulacağı açıklandı. Sekiz yıllık garanti ile yola çıkacak BMW’nin elektrikli modellerinde menzil uzatıcı küçük motor önlemi de sunulacak. İlk aşamada sadece Münih’te üretilecek i Serisi üyeleri internetten de satılacak. Otomobilde yer alan 1.5 litre hacimli, 3 silindirli turbo beslemeli motor 224 HP maksimum güç ve 300 Nm maksimum tork üretebiliyor. 0-100 km/s hızlanmasını 5 saniyenin altında gerçekleştirebilen hibrid coupe, 100 km’de 2.7 litre düzeyinde müthiş bir yakıt sarfiyatı performansına sahip. 1480 kg ağırlığındaki i8’in 131 HP gücündeki elektrik motorunun sağladığı maksimum tork ise 250 Nm düzeyinde. Otomobil, tam şarj için 1 saat 45 dakikaya ihtiyaç duyuyor. Otomobilde çekiş çift turbo destekli motorla arka akslara, elektrik motoruyla da ön akslara veriliyor.


BMW i, geleceğe dönük otomobilleri ve merkezinde sürdürülebilirlik bulunan yeni bir premium mobiliteyi temsil ediyor. Yeni BMW alt markasında temel öneme sahip özellikler, özel olarak şehir için geliştirilen ve başlangıcından sonuna kadar tasarım sürecini belirleyen alternatif sürüş sistemleri olarak tanımlanıyor. BMW i, ulaşım konusunu yeniden düşünerek geleceğin otomobillerinin karşı karşıya kalacakları güçlüklere öncü çözümler getirme amacını taşıyor. Tüm bunlar, çığır açan, benzersiz, elektrikli ulaşıma yönelik amaca uygun olarak üretilmiş mimariye sahip otomobiller ve yenilikçi malzeme kullanımına sahip LifeDrive konseptinin ardındaki itici güç olarak değerlendiriliyor.
BMW i tasarımcıları, ana BMW markasıyla güçlü bağlantıları bulunan benzersiz bir tasarım dili geliştirme konusunda başarılı olmuşlar. Yenilikçi teknolojilere çağdaş, özgün bir görsel stil verilmiş ve ilk konsept otomobiller olan BMW i3 Concept ve BMW i8 Concept hafiflik ve verimlilik gibi değerlerin çıplak gözle fark edilebilmesini sağlamış. Bu otomobiller yeni bir alt markanın doğuşunun habercisi ve ilk bakışta BMW i’nin potansiyelini ortaya koyuyor. BMW i8 Concept Spyder ile BMW Group üçüncü bir modeli, üstü açık iki kapılı BMW i8 Concept’in daha fazla geliştirilmiş şeklini sunacak.


Aileden gelen özellikler
BMW i mutlak hassasiyet, hafiflik ve yalın modern görünüm gibi tasarım kavramlarının kullanımı konusunda ana markası BMW’yi referans alıyor. BMW markasına özgü tasarım özelliklerinin alınması BMW i tasarımının ana marka ile kolaylıkla fark edilebilen bir bağlantı kurmasını sağlıyor. Ancak, BMW i çeşitli biçimsel öğelere tamamen yeni bir görünüm sağlayarak, alt marka otomobillerine ayırt edici bir kimlik kazandırmakta. Bu nedenle, BMW logosunun dışına, BMW i logosu için üç boyutlu mavi bir halka eklenmiş. Klasik BMW böbrek ızgarasının yeni bir yorumu ana markanın BMW i’nin yüzü için verdiği ilhamı yansıtıyor. Yatay olarak bölümlenmiş farları ile BMW i otomobilleri, BMW modellerinden bildiğimiz o kararlı görünümü paylaşırken, kendine özgü bir stil de katıyor.


BMW i, “yeni premium” iddiası
“Temiz”, “akıllı” ve “premium”; BMW i tasarımının üç anahtar sözcüğü durumunda. BMW i otomobilleri, geleceğin taleplerini karşılamak üzere premium fikrini bir üst seviyeye taşıyor; “Yeni premium” yüksek standartların bilinen şekilde algılanmasının ötesinde konfor, işlevsellik ve estetiği tanımlıyor. Doğrusu sürdürülebilirlik ve premium özellikler daha önce hiç bu kadar derinlemesine bir arada kullanılmamıştı. Örneğin kaynakların korunması, malzeme geliştirmede göz önünde bulundurulan temel bir özellik. İç tasarım, yenilenebilir ve doğal yöntemlerle işlenmiş hammaddeleri ilk kez gözler önüne seriyor. Yeni LifeDrive mimarisi tasarımcılara iç tasarım için temiz bir tasarım oluşturma özgürlüğü sunmuş. Yalnızca gerçek anlamda kaliteli, temiz ve akıllı özellikler benimsenmiş. Böylece çağdaş, işlevsellikten ödün vermeye gerek bırakmadan ağırlığı azaltan, yalınlaştırılmış bir estetik elde edilmiş. Dış tasarım, bu yeni yaklaşımı duyuran, kışkırtıcı bir tasarım dili kullanıyor. Şeffaflık ve kontrast renklerin kullanımı, bakan kişinin dikkatini otomobilin hafif tasarımına çekiyor. Olağanüstü derecede temiz ve minimalist yüzeyler, görsel etkinin, BMW i markasının tamamen benimsediği sürdürülebilirlik kavramına yardımcı olacağı şekilde düşünülmüş.


Tipik BMW i; modele özgü tasarım özellikleri
BMW i modellerinin amaca yönelik temel yapısını oluşturan LifeDrive mimarisi, tek tanımlayıcı özellik durumunda. Bu konseptte, karbon fiber takviyeli plastik (CFRP) “Life” modülünde yolcu kabini yer alırken, “Drive” modülü tüm işlevsel çekiş işlevlerini bir araya getiriyor.
Farklı iki yönlü ayrım otomobillerin tasarımına da yansıtılmakta. Modüller kısmen plastikten yan panellerle kaplanmış ancak açıkça ayırt edilebilmeleri yine de mümkün. Dışadönük yüzeyler ve belirgin hatlar ikisi arasında uyumlu bir geçiş oluşturuyor. BMW i dilinde “katmanlama” olarak adlandırılan, yüzeylerin bu şekilde kesişmesi ve bağlanması otomobillerin dış ve iç tasarımlarına damgasını vuruyor. Çarpıcı etkileşim, farklı yapıların birbirine bağlanmalarını ve LifeDrive mimarisi çerçevesi içindeki düzenlemelerini çarpıcı bir şekilde vurguluyor.

Aerodinamik mükemmellik
Aerodinamik olarak optimize edilen “akım” BMW i’nin en çarpıcı tasarım temalarından birini oluşturuyor. İki yatay çizgi, bir rüzgâr tünelindeki hava izi gibi yukarıdan ve aşağıdan birbirine kavuşarak dinamik bir C sütunu kavisine dönüşüyor. Bu çizgiler modele bağlı olarak farklı yollarla ifade edilmiş. BMW i tasarımının markaya özgü öğeler olarak paylaştığı diğer önemli aerodinamik özellikler arasında büyük ve kısmen dar tekerlekler ile Hava Perdeleri (havanın çamurluklar etrafından akmasını sağlar) ve ön tekerleklerin arkasında yer alan aero-kanatçıklar gibi aerodinamik öğeler yer alıyor.


Hafif tasarım ve verimlilik
BMW i tasarımı, alt markanın yenilikçi sürüş teknolojisine uygun bir vitrin oluşturan hafiflik ve verimlilik öğelerini kullanıyor. Bu temel değerler, büyük saydam yüzeyler ve ışık dolu bir iç tasarım, güçlü bir duruş ve temas yüzeyleri, spoyler dudakları ve içinden havanın akmasına izin veren unsurlar gibi aerodinamik eklentilerle otomobillerin tasarımında ifade edilmiş. Yüksek düzeyde şeffaflık otomobillere havadar bir his katarken, cömert boyutlara sahip cam yüzeyler de dışarının en iyi şekilde görülmesini sağlamakta.

Gözler önüne serilen etkileyici CFRP bantlar, iki otomobilin de hafifliğini ve verimliliğini yansıtmakta. Verimli ulaşımın temel öğesi olarak, aerodinamik özellikler yakıt tüketiminin azaltılmasında önemli rol oynuyor. BMW i otomobillerinin tasarımı otomobillerin sürtünmesini önemli ölçüde azaltmak, verimliliklerini artırmak ve bu yolla yalnızca elektrikle çalışırken menzilini artırmak amacıyla çeşitli aerodinamik önlemleri içermekte.

Stop lambaları
BMW i alışılageldik BMW stop lambası tasarımına yeni bir yorum getirmekte. İç içe giren tasarımıyla U şeklindeki stop lambaları en son LED teknolojisini kullanır ve yer gereksinimi ve enerji kullanımı açısından en üst düzeyde verimlilik için tasarlanmış. Ayırt edici görünümleri de BMW i otomobillerinin geceleri kolaylıkla fark edilebilmesini sağlar.

Siyah şerit
Diğer bir ayırt edici tasarım özelliği olan ve otomobilin farklı bölümleri arasında görsel bir bağlantı oluşturacak şekilde böbrek ızgaranın hemen arkasından, motor bölümünden başlayarak tavana ve oradan da arkaya doğru devam eden siyah şerit de en iyi üstten görülebiliyor.

“Geleceğin mobilitesi ve toplumumuzun geleceği söz konusu olduğunda, sorumluluklarımızı ciddiye alıyoruz,” diyen BMW i Tasarım Başkanı Benoit Jacob, BMW i alt markasıyla ilgili olarak sözlerine şöyle devam ediyor: “Şüphesiz ki, sürekli olarak ilerleme gösteren şeyleri yeni bir bakış açısıyla ele almamız gerekiyor. Bu nedenle BMW i’de kendi kendimize, dikkate almadığımız çoğu konuyu zorlayan birçok soru soruyoruz. Yaratıcılık sürecinde yer alan her tasarım elemanı üç temel soruyla karşı karşıya kalıyor: Premium tanımımıza uygun mu? Ne kadar temiz? Ne kadar akıllı? Bu sorular bazı devrim niteliğindeki yanıtları da tetikledi. Kısacası, geleceğin bu kadar umut verici olması ender görülür.”