Avrupa’da gelecek, Türkiye için ütopik oyuncak
Mercedes-Benz, smart’ın Frankfurt Otomobil Fuarı’nda sergileyeceği otonom konsept modeli vision EQ fortwo’yu Sindelfingen’deki tasarım merkezinde tanıttı. Daimler Group’un direksiyon ve pedalsız ilk modeli olan smart vision EQ fortwo, markanın yakın gelecekteki akıllı ulaştırma aracı vizyonunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Avrupa’da 2025 yılı sonrasında hayata girmesi beklenen sürücüsüz otomobil, zaten hayatın içine yerleşmeye başlayan araç paylaşımıyla entegre bir şekilde kullanımda olacak. Şehre gürültüsüz, çevreci ve ekonomik bir “vefa geri ödemesi” olarak nitelecebileceğimiz araç, geleceğin teknolojik şehirlerinde ağırlığını hissettirecek. Özellikle Avrupa’da otomobil sahibi olmanın gereksizliğini destekleyecek bu akıllı konsept, Türkiye’nin de içinde yer aldığı dijital dönüşümü yakalayamamış ülkelerde ancak “sevimli oyuncaklar” olarak algılanacak, akıllı sürücüsüz smart vision EQ fortwo yayalara yol verirken teknolojiyi yakalayamadığımızdan dolayı kültürel farkların daha da açılacağı buradaysa trafik kavgaları giderek artacak.
İki kişilik otomobil, insanlarla sürekli iletişim halinde; önündeki Black Panel Grille üzerinden mesaj veren otomobil, akıllı telefon üzerinden yapılan istekle, sürücüsüz olarak “müşteri”sine ulaşıyor. Yanına vardığında ona ismiyle hitap ederek kendisini tanıtıyor/belli ediyor ve yolculuk başlıyor. Yolda bir başka talep gelirse, ilk yolcudan onay almak kaydıyla onu da alarak “araç paylaşımını” da gerçekleştiriyor. Ama bu talep yapılırken gidilecek güzergahların yakınlığı, birbirini tanımayan yolcuların zevklerinin benzerliği gibi kriterleri de değerlendirmeyi ihmal etmiyor smart vision EQ fortwo. Tam Ortadoğuluk değil mi?!
Daimler Group’un marka stratejisi CASE (Connectivity/Autonomous/Shared & Services/Electric) kapsamında şehiriçi ulaşımı sağlamayı hedefleyen proje, 2022 yılına kadar smart’tan başlayıp Mercedes-Benz SUV’larına kadar 10’dan fazla yeni elektrikli otomobil üretimi gerçekleştirmeyi hedefliyor. Lansmanda konuşan smart CEO’su Annette Winkler, “smart vision EQ fortwo, markamızın gelecekteki kentsel hareketlilik vizyonu; en radikal otomobil paylaşım konsepti aracımız: tamamen özerk, maksimum iletişim yeteneği, dostça, kapsamlı kişiselleştirilebilir ve elbette elektrikli” derken ekledi “smart Vision EQ ile birlikte, Mercedes-Benz otomobillerin gelecekteki CASE stratejisi vizyonunu tanımladığı temalara bir örnek veriyoruz.”
smart vision EQ fortwo’nun boyu 2699 mm. Eni 1720 mm olan tek koltuklu iki kişilik aracın yüksekliği de 1535 mm. “Bir buçuk kutu” tasarımı, öne çıkartılmış güçlü çamurluklarla ön ve arkadaki kısa çıkıntılar sayesinde oranlar tipik smart tasarımında. Füturistik dış tasarım beyaz metalik yüzeyler ve koyu renklendirilmiş cam yüzeylerle güçlendirilmiş. Çağdaş ve teknolojik açıdan akıllı, çok sayıda ekran grafiği ile dış kısımda da dikkat çekici. Otomobilin yeni kapı konsepti ayırıcı bir özellikte; iki kapı, arka aks üzerinde kanat benzeri bir şekilde dönerek açılıyor ve kabine giriş çıkışı kolaylaştırıyor. Böylece yaya veya bisikletlilere çarpma tehlikesini de azaltıyor. Yan camlar altıgen bir görünüm sergiliyor. Tekerleklerdeki ve difüzördeki altın renkli Rose, altın renkli üç boyutlu elemanlar, elektrikli tahrik sistemini andırıyor ve çarpıcı EQ tasarımına bir köprü oluşturuyor. Bu arada toplantıda elektrikli otomobilin motor özellikleri hakkında hehangi bir bilgi verilmedi.
Tüm smart modellerinde olduğu gibi otomobil, bembeyaz kabininde minimum alanda maksimum kapasite sunuyor. smart’ın tipik gövde formundaki aracın LED farları ve stopları gözler gibi tepkiler veriyor, arasındaki Black Panel Grille ile dışarıyla, kokpitteki ekranla kabindekilerle iletişim kuruyor. Otomobilin geriye doğru yüksenelen bombeli cam kapıları, içeriden dışarıya yansıtılan özel bir filmle kaplı. Kapı üzerinde şehirle bütünleşmek için hava durumu gibi veriler sunulabiliyor. Kabindeyse kokpitinde kullanıcı arabirimi aktiviteleri için bir ekran bulunuyor. Buradan internete bağlanmak, fotoğraf çekip anında paylaşmak mümkün. “smart vision EQ fortwo, geleceğin kentsel lüksünü bünyesinde barındırıyor” diyen Daimler AG Baş Tasarım Sorumlusu Gorden Wagener, “İçte ve dıştaki çok sayıda dijital yüzey, insan ile otomobil arasındaki bir sonraki iletişim düzeyini anlatıyor. Müşteri, aracı kendi ihtiyaçlarına göre kişiselleştirebilir.” diye devam ediyor.
Direksiyon ve pedalların olmadığı araçta herhangi bir düğme de bulunmuyor. Araç fonksiyonları, akıllı telefon veya sesle, yönetiliyor. Özellikle beyaz iç mekan daha da geniş görünüm sağlıyor. Gösterge tablosunun yerine, altın renkli çerçeve ile çevrili 24 inç (58.5 x 15.6 cm) bir ekran kullanılıyor. Dış kenarlarda, örneğin “hoşgeldiniz” demek için kullanılabilen iki küçük ekran bulunuyor. Otomobil, ile kullanıcılar arasında sıcak bir iletişim amaçlanmış. Suni deri koltukların rengiyle sağladığı “kullanıcı dostluğu”, kolay temizlenme özelliğiyle sürüyor. Beyaz iç mekan cömert bir izlenim yaratıyor. Otomobilde çanta ve kişisel aksesuarlar, mavi lastik sıkıştırma kayışlarının altında sabitlenebiliyor.
Fuar öncesi Mercedes-Benz’in Sindelfingen’deki “karargahında” yakından tanıma imkanı bulduğumuz smart, Daimler Group’un teknolojiyle içiçe modern şehirlerde medeni koşullarda yaşayan ülkelerde yakın geleceğe bakışını net olarak ortaya koyuyor. İçimiz burularak 2025’e kalmadan birçok şeyin radikal değişimini göreceğimize şahit olduk. Bütün bu devrimsel tasarımlar, bizler içinse ne yazık ki giderek uzaklaşan modern dünyayı ifade ediyor.