Hyundai i10 1.2 AMT Elite
Şu pandemi döneminde pek de deneme sürüşü yaptığımızı söyleyemeyiz. Tedirginlikle geçen aylarda değil test sürüşleri yapmak, kimsenin evinden dışarı adım atacak durumu yoktu. Ama normalleşemesek de harekete geçmek gerekiyordu. Hyundai Türkiye’den gelen test aracı önerisi bunun için bir fırsat oldu. Markanın İzmit Ali Kahya tesislerinde üretilen yeni i10, bizim de test sürüşlerine dönüş modelimiz oldu. Maskelerimizi kuşansak da tedirgin başladığımız sürüşümüz, test otomobilimizin verdiği zevkle bir keyif turuna dönüşüverdi. Minik görüntüsünün ardında gayet tatmin edici özelliklere sahip bir minik yeni i10. Sınıf bayrağını Atos’tan devraldığından bu yana her jenerasyonda daha iyiye yükseliyor. Çin üretimi 2019 Ağustos’unda Grand i10 Nios adıyla tanıtılan otomobil, üçüncü kuşak olarak ülkemizde üretiliyor. Yerini aldığı i10’a göre boyu 25 mm uzayan aracın aks mesafesinde 40 mm artış var. Bunlar normal kullanıcıyı ilgilendirecek çapta değişiklikler sayılmaz. Ama asıl değişiklik aracın genel duruşunda ve donanım özelliklerinde. Daha olgunlaşmış yapısıyla bir üst sınıfa aitmiş gibi görünen otomobil, bunun hakkını verecek kullanım özelliklerine sahip.
Akıcı tasarım çizgileri ve güçlü görünen hatlara sahip çift renkli gövdesiyle hemen dikkat çekmeyi başaran otomobil, kabine girdiğimizde ferah bir ortamda ağırlıyor bizi. Yumuşak dokunuşlu gibi görünse de sert plastikten üretilmiş kokpite adeta kendisi kadar bir TV yerleştirilmiş gibi görünen otomobilde -kullandığımız donanım seviyesinde- eksik bulmak zor. Infotainment ekranındaki ekran menüsü tam “büyüklerden nesi eksik?” kıvamında. Gerçekten de geri görüş kamerasıyla, telefon bağlantısıyla eksiği yok. Ekran menülerine ulaşım kolay, karmaşık değil ve tepki hızı yerinde. Belli ki sınıfının en iyilerinden olmakla kalmıyor, eminim bir çok üst sınıf modelle de yarışabilir. Ama belirtmem gerekir ki, bu kadar abartılı bir görüntüye hiç gerek yoktu, önceki kasanın kokpitinde ekran yerleşimi çok başarılıydı.
Kokpit üzerindeki ve kapı panellerindeki göz alıcı 3D bal peteği deseni, kabine heyecan kazandırırken, yuvarlak havalandırma kanalları, dinamik bir görüntü yaratıyor. Gerek ön kısımda gerekse arkada küçük sınıfta olduğunuzu hissettiren bir darlık hissi yok, kimseyi sıkıntı basmıyor. Koltuklar rahat, minder sertlikleri uzun süreli sürüşlerde bile yorgunluk hissi yaratmıyor. Gerek kapı içlerindeki kullanım alanları gerekse torpidonun genişliği araç içinde pratikliği artırıyor. Bagaj hacmi sınıf standartları içinde kullanım alanı sunuyor. Koltuk sırtlıklarının 60/40 asimetrik katlanabilemesi uzun eşyaları da taşımaya olanak tanıyor.Yükleme eşiği biraz yüksek sayılabilir. Ya da taban derinde kalmış…
Otomobille yola çıktığımızda gerek süspansiyon tepkileri gerekse çekiş olarak gayet yeterli bir sürüş karakteriyle karşılaşıyoruz. Yola kararlılıkla tutunan otomobil, sürücüyü hakim, yolcularını güvende hissettiriyor. Gürültü yalıtımıyla ilgili bir problem de dikkatimizi çekmiyor. Ama her şeyin kusursuz olduğunu düşünmemek gerek. Otomatikleştirilmiş robotize şanzımana sahip Hyundai i10 vites değişimlerinde bu tip şanzımanların ortak karakter sorunu, elektrohidrolik mekanizmayla yapılan vites değişimlerinin istenmeyen kasılmaları otomobilin bütün keyfini kaçırıyor. Ama bu “vazgeçilmez” sistem sayesinde emisyon değerleri makul seviyede kalabiliyor. Üreticiler için sürücü ve yolcu konforundan daha öncelikli bir konu bu ne yazık ki.
Otomobilde kullanılan motor, markanın Kappa ailesinden dört silindirli atmosferik geleneksel pürüzsüz çalışan bir makina. Kendi çapında ateşli bir sesi olsa da fazla heyecanlanmayın, hızlanmak için zaman istiyor, Sürücüsünün sabrını sınıyor ideal şehir içi makinesi. Ağırkanlı vites kutusunun da katkısıyla 0-100 km/s hızlanması 15.8 saniye sürüyor. Ama sabır gösterirseniz vites değişimlerindeki kasılmalar hariç, titreşimsiz bir sürüşle 171 km/s hıza kadar ulaşabiliyor ideal şehir içi makinesi. Kullandığımız sürece i10’un yakıt tüketim ortalaması şehir trafiğinde 5.5-6.3 litre arasında seyretti. Boyutlara bakınca insan daha düşük tüketim beklemiyor değil…
Süspansiyon özelliklerine gelirsek mekanik elemanların sessizce işini yaptığından söz edebiliriz. Kararlı yol tutuş, kıvamında bir direksiyon, otomobili 16 inçlik jantlar üzerinde tam “fun to drive” modeli haline getiriyor. Kıvrak ama öyle cıva gibi performans beklemeden! Çünkü vites kutusu işi ağırlaştırıyor. Eğimlerin açısı arttığı zaman vazifeyi şanzımana bırakmadan üstlenip sık sık vites düşürmek gerekiyor.
Otomobilin donanım listesi çok zengin. Deyim yerindeyse yok yok. Tamam, donanım seviyemiz en yüksek versiyondu ama düşük paketlerde de durum hiç de fena değil. Özellikle Style’dan itibaren ekipmanda eksik bulmak zorlaşıyor. Yalnız, geri görüş kamerası olduğundan park sensörlerine gerek duyulmaması eksiklik sayılabilir. Manevralarda daha hassas park fırsatı tanınmıyor.
Bu otomobilin en önemli sıkıntısı, üretimden çok fiyatlandırmayla ilgili. Her ne kadar her şeyi sunuyorsa da bu boyutlarda, bu güç seviyesinde bir otomobile kimse içine sinerek 130 bin TL vermek istemez. Ama bu i10’a özgü bir durum değil, ne yazık ki memleket koşulları!
+ Şehir ikonu
+ Tok sürüş
+ Zengin donanım
+ Süslü tasarım
– Yüksek fiyat
– Vites geçişleri
– Park sensörüne gerek duyulmamış
Yakıt tipi: Benzin
Motor hacmi (cc): 1197
Motor gücü (HP/d/d): 83@6000
Maksimum tork (Nm/d/d): 118@4200
Vites kutusu: 5 ileri AMT robotize otomatik
Maksimum hız (km/s): 171
0-100 km/s hızlanma (sn): 15.8
Tüketim (şehiriçi/şehir dışı/karma) (lt/100 km): 5.9/4.4/4.9
Ağırlık (kg): 1081
U/G/Y (mm): 3670/1480/1480
Aks mesafesi (mm): 2425
Bagaj hacmi (lt): 252/1050