Toyota Proace City 1.5d
Yazı: Sarper SABUNCU
Logolar hariç her şeylerini paylaşan ortak üretimlerin son katılımcısı bir Japon delegesi. Ama gözleri bile çekik değil!
Toyota’nın ticari modelleri ülkemizde çoğu zaman diğer Japon ve Avrupalı rakipleri kadar başarılı olamadılar. Tabi ki Hilux’ı bu genellemenin dışında tutuyorum. Fakat gerek Hiace, gerekse Proace olsun hep hayal meyal hatırladığımız modeller oldular. Bunun nedeni kardeşleri olan Fransız ve İtalyan modellerdi. Son iki nesildir Proace, Peugeot Expert ve Citroen Jumpy’nin Toyota logolusuydu.
Fakat geçmişte durum farklıydı. Toyota Hiace, LiteAce, MasterAce TownAce, Previa gibi pek çok model ile dünyanın dört bir yanında ticari araçlar satmayı başarıyordu. Hatta Hiace’in 80’lerin sonundan beri Çin’de Jinbei tarafından üretilen bir modeli bile var. Fakat yakın geçmişte Toyota bu yoldan uzaklaştı. Araştırma ve geliştirme maliyetleriyle uğraşmamak adına bazı bölgelerde ortaklık yapma yoluna gitti.
Bu ortaklıkların sonuncusu da Proace City. Tıpkı ağabeyi Proace’in yaptığı gibi Fransız modellerine yapıştırılmış bir etiketten ibaret. Peki bu durum Japon devin aleyhine mi olmuş yoksa lehine mi?
Sanıyorum bu konuda verilecek en iyi cevaplara sahip olabilirim. Çünkü daha önce ne Peugeot Rifter’ı, ne Citroen Berlingo’yu, ne de Opel Combo’yu kullanma veya dokunma fırsatım olmadı. Yani aynı logolu dört kardeşin açılışını Toyota Proace ile yapıyorum.
“Dışarıdan bakıldığında bakışları diğer üçlüye benzemiyor” demek isterdim ama ne yazık ki Berlingo’nun panelvan versiyonuyla farları birebir aynı. İki model tamponlar ve ızgaralardaki farklılıklarla ayrışıyor. Özellikle kokpite geçildiğinde bu birebir durumunu daha net görüyorsunuz. Opel kendi direksiyonunu ve gösterge panelini, Peugeot da aynı şekilde ufak direksiyonunu ve i-cockpit sistemini kullanabiliyorken, Toyota direkt olarak Citroen göstergelerini kullanmış ve Berlingo direksiyonuna logosunu eklemiş.
İçerisi çok kullanışlı. Tavanda, ortada, sağda solda bolca saklama alanı mevcut. Hatta torpido gözünün üstündeki kapaklı göz o kadar büyük ki, 13 inçlik bir laptop çantasını bile alabiliyor. Bunun yanında bardaklıkların küçük olmasıysa dikkatimden kaçmadı. 500 ml’den büyük su şişelerini ve termosları kapı içinde taşımanız gerekecek. Arka koltuklar da arkalarındaki standart donanım dahilindeki seperatör sebebiyle çok dik. Tabii ki bu seperatör sökülebilir olduğu için problem de çok dert edilecek türden değil.
Sürüş konusuna gelecek olursak Proace City gerçekten binek otomobil konforunda. Tabii bunu yapmak için lastik basınçlarını kontrol etmenizde fayda var, çünkü kendisi gerçekten lastik basınçlarına kadar tam bir PSA ürünü. PSA’nın istisnasız kullandığım bütün sıfır kilometre otomobillerinin lastikleri aşırı şişirilmiş oluyor ve Proace City’de de istisna olmadı. Kontrol ettiğimde lastik basınçlarının 44 psi olduğunu gördüm. Eğer bu kontrolü yapmamış olsaydım, size muhtemelen diğer meslektaşlarımın yapacağı gibi süspansiyonun gürültülü, özellikle de arka kısmın çok sert olduğunu söylerdim. Fakat lastik basınçlarını düzelttikten sonra Proace City başarılı karakterini ortaya koymayı başardı. Lastikten bu kadar bahsetmişken, hafif ticari bir araçta Michelin Primacy lastik gördüğüme şaşırdım.
PSA imzalı 1.5 litrelik turbodizel motora sahip Proace City’nin 130 HP gücü ve 300 Nm torku gayet yeterli. 8 ileri otomatik şanzıman motorla uyumlu, fakat tuhaf şekilde kulakçıklarla viteslere hakim olma ihtiyacı duydum. Bu arada vites kulakçıkları dört model içinde sadece Toyota’da yok. Fabrika karma yakıt tüketim değeri 100 km/4.4 litre olan Proace City’yi kullandığım süre boyunca 6.0 litrenin altına düşüremedim. Dikkatsiz ve talepkar bir biçimde kullandığınızda bu rakam 7.0’ye yaklaşabilir.
Bütün saydığım özellikler Proace City’yi diğer üçlüden ayırt etmek için yeterli değil biliyorum. Bu yüzden en kritik meseleyi en sona sakladım: Fiyat ve donanım.
Her ne kadar Proace City diğer modellerle %98 aynı olsa da donanım ve fiyatlarla öne çıkmayı başarıyor. Lansmana özel fiyata dahil olan en üst seviyedeki donanımlarıyla rakiplerine kıyasla önemli bir avantaj sağlıyor. Öyle ki; Combo, Rifter ve Berlingo’da panaromik cam tavan opsiyonken Proace City’nin 254.900 TL etiketli en üst donanım seviyesinde standart olarak sunuluyor.
Bu fiyatın içinde anahtarsız giriş ve çalıştırma, head-up display, ısıtmalı ön koltuklar, çift bölgeli klima, 220V güç çıkışı, kablosuz şarj, adaptif hız sabitleyici gibi donanımlar yer alıyor. Fiyat-fayda konusunda Proace City bu koşullarda gerçekten alınabilecek en mantıklı araçlardan biri.
Toyota logosu bulunan bir araçtan sağlamlık bekliyorsanız, fakat Proace City’nin gerçek bir Toyota olmaması konusunda şüpheniz varsa hemen aktarayım; Toyota bu araç için 5 yıl/150.000 kilometre garanti sunuyor.
+ Yolculuk keyfi
+ Zengin donanım
+ Hacim ve ferahlık
+ Sürüş kalitesi
+ Konfor
+ Açılabilen arka kapı camları
+ Büyük bagaj
– Tavandaki raf
– Dik arka koltuk sırtlıkları
– Ön yolcu koltuğunun ileri geri ayarı yükseklikle paralel
Yakıt tipi: Dizel
Motor hacmi (cc): 1499
Motor gücü (HP/d/d): 130@3750
Maksimum tork (Nm/d/d): 300@1750
Vites kutusu: EAT8 otomatik
Maksimum hız (km/s): 183
0-100 km/s hızlanma (sn): 11.1
Tüketim (şehiriçi/şehir dışı/karma) (lt/100 km): 4.7/4.1/4.3
Ağırlık (kg): 1544
U/G/Y (mm): 4403/1848/1880
Aks mesafesi (mm): 2785
Bagaj hacmi (lt): 775/3000/3500