Volvo XC60 T8 Recharge AWD Black Edition
Müşterilerini uzun süre “İsveç çeliğine ne oldu” katastrofunda bırakan Çin sarmalı, 180 km/s’de son bulan maksimum hız kararı, sadece elektrikli otomobil üretimi kararı gibi radikal tavırların ardından neyse ki fırtınaların dinip keyif sürecinin başladığı Volvo cephesinde yıllardır kullandığım en keyifli otomobilin direksiyonundayım. Öyle ya, İskandinav cephesinde S60R’dan bu yana böylesini görmemiştim. Yazının özeti şu: Volvo Ferrari yapmış!
Köşelerin sahibi Alman premiumlara meydan okuyan, alternatif yaratan, seviyesiyle başka bir sosyete yaratan İsveçli marka, teknolojileriyle hiç de alçakgönüllü oynamıyor ve EX40’tan XC 90’a V90’dan XC60’a görkemli modellerle hayranlık yaratmaya devam ediyor. Volvo modellerinin kalite seviyesi, güçlü duruşları ve sıra dışı güvenlik özellikleri hiç form kaybetmeden sürüyor. Çin meselesi burada netleşiyor, üretim kalitesinde değişen bir şey yok, hatta belki daha da yükselmiş. Sadece paranın sahibi Çinli. Meraklılar artık çıkmalı bu sarmaldan! Volvo bildiğimiz Volvo.
2018’den bu yana yollarda olan ikinci nesil XC60, markanın en güncel teknolojilerine sahip plug-in hybrid destekli haliyle deneme sürüşümüze geldiğinde böylesi bir versiyonla karşılaşacağımızı bilmiyorduk. Dışardan Black Edition donanımıyla çok tahrik edici edici görünen kompakt SUV, görünmeyen yerlerinde bir Ferrari gizlediğini pek de hissettirmiyordu. Ta ki elektrik sessizliğiyle kalkıp otoyola çıkana kadar! Böyle bir şey olamaz. Bu kadar sürprizli bir otomobil kolay kolay karşınıza çıkamaz! Evet, plug-in-hybrid bu otomobil. Yanisi, bataryası kendi bünyesinde, kendi kendini şarj ediyor. Şarj istasyonlarında sol ön çamurluktaki kapağı siz de şarj edebilirsiniz ama ne tuhaf ki hızlı şarj edilmiyor! Araçtaki soket hızlı şarja uygun değil.
Hadi oradan başlayalım. Fosil yakıtlara alternatif güç kaynağı olarak elektrifikasyon sürecinde bir çok marka elektriğe yatırımlarını artırıyormuş haberleri duyurup perde arkasında ufaktan geri adımlar atarken neden bu kadar geciktiğini bir türlü anlayamadığım hibrid teknolojisi, en gerçekçi çözüm olarak karşımızda duruyor, geliştikçe gelişiyor. XC60 T8 Recharge’daki de en gelişmişlerinden biri. Koyulan hedefler bir yana, elektrikli araçlar için alt yapı günün birinde istenilen seviyeye gelebilirse seçenek arayışı gerçekten yerini bulmuş olabilecek. Ama altyapı yaygınlığı, şarj süresi ve menzil sorunları aşılmadan hibrid, karbon salımlarını düşürme yolunda günümüzdeki en gerçekçi çözüm olarak görünüyor.
Elektrik desteğiyle gücü katlamasını bir kenara koyarsak, bu otomobili elektrikli sanıp sadece EV menzilini görüp de hayal kırıklığına uğramak da var. Ama bu öyle bir şey değil. Vaktiniz ve sabrınız çoksa elbette sadece elektrikle de ilerleyebilirsiniz ama gerçekçi bakarsak 50-60 km/s’yi aşmadan o da maksimum 70 km civarı! Yanılmayın, buradaki hibrid teknolojisiyle en modern teknolojiyi kullanıp çevreyi de kirletmediğinizi düşünerek gönlünüzü ferah tutarken asıl kazanan CAFE (corporate average fuel economy) marka yakıt ekonomi ortalamasına takılmayan Volvo oluyor! Evet, en performanslı modellerinden biriyle bile! Ha, böylesi bir otomobilin hibride ihtiyacı var mı, o da Volvo’nun marka olarak emisyon ortalamasını düşürme çabasıyla ilgili bir iyi niyet gösterisi! Yani CAFE normlarında vize reddi yememek için en güçlü modelinde bile çabasını ortaya koyan bir tavır! Araçtaki rejeneratif frenleme özelliğiyle sürüş sırasında şarj menzili ve yakıt tasarrufu artırılabiliyor. Elektrikli motor ve yüksek enerjili batarya, fren yapıldığında sürtünmeyle oluşan ve depolanan enerjiden ek şarj elde edebilecek şekilde tasarlanmış.
Ama performans kısmına geçince işin rengi farklı. Evet, oraya gelelim. İşin doğrusu XC60 T8 Recharge’ın önceliği çevrecilik değil! Öyle bir seçenek de sunuyor ama bu otomobil, hibrid kartını asıl performans için oynayan bir roket, 310+145 HP gücünde bir Ferrari aslında! 2.0 litre 310 HP’lik turbo beslemeli motoruna bir de gücünü 18.7 kWh’lık bataryadan alan arka akslara bağlı elektrik motoru, 145 HP’lik ek destek veriyor. Bu iki kaynağın güçleri birleşince 455 HP’lik bir patlama yaşanıyor ve 8 ileri Geartronic şanzımanla yönetilen Volvo XC60 T8 Recharge AWD, belki de son hızına en çabuk ulaşan otomobil haline geliyor. Ama bu tabii ki son hızın 180 km/s’de sınırlanmış olmasıyla ilgili! Hatırlarsanız Volvo, güvenlik nedeniyle Vision 2020 kapsamında tüm modellerinin maksimum hızını 180 km/s’de sınırlamıştı. Göstergede araç 185 km/s’yi görüyor ama 180 sonrasında beygirler uykuya geçiyor, gaz pedalında ölü balık hissi öne çıkıyor… Ama hüsranla biten aşk hikayelerindeki gibi varılan yere değil, uçuşa bakmak gerek! Böyle soluksuz bir hızlanma olamaz. Volvo XC60 T8 Recharge sürekli dört tekerlekten çekişli. Zaten aksi olsa bu kadar güçle böyle stabil gidemez.
Elektrik desteğiyle olağanüstü ivmelenmeler sergileyen otomobil, bunlar yaşanırken konforda da üst düzey sunumlar yapıyor. Vücudu sarmalayan sportif koltukların elektrik kumandalı açılan baldır desteklerinin tasarımı Alman rakiplerden oldukça farklı. Kabin rahatlığının yanı sıra süspansiyonun sunduğu yol konforu da çok başarılı. Dijital multimedya sistemleriyle dolu kokpitte kullanışlılık üst düzeyde. Dikey yerleştirilen dokunmatik ekranın belki de en yakıştığı model XC60 T8.
Her otomobilde olduğu gibi dokunmatik ekranları sevmiyoruz ve analog kumandaları tercih ediyoruz ama müşterilere teknoloji olarak sunulsa da üretim maliyetleri gösteriyor ki ne yazık o dönem geride kaldı. Bu ekrandan otomobilin sürüş modlarını da yönetmek mümkün. elektrik gücüyle kalkıp benzinle devam eden, gerektiğinde elektrik desteği de alan Hybrid, güçlerin maksimum performans için birleştiği Power, sadece elektrikli Pure, sadece 40 km/s hızın altında kullanılabilen diferansiyel kilitli sürekli dört tekerlekten çekişli düşük devir kullanım imkanı tanıyan Off-Road ve sürekli dört tekerlekten çekişli yüksek devir Constant AWD modları ile XC60 T8’in sürüş karakteri seçilebiliyor. Aracı zorlu engebelerde hırpalamaya kıyamadık ama girdiğimiz toprak yollarda gövde rijitliği, tereddütsüz ilerlemesi ve konfordan ödün vermemesiyle beğenimizi kazandı İsveçli yarışçı!
Son dönemde otomobil markaları arasında da yükseliş gösteren milliyetçilik akımı, Volvo’da da kendisini gösteriyor. Fakat İsveçli marka, bazı firmalar gibi renkli bayrak kullanmak yerine kokpitin sağında, torpido gözünün hemen üzerine İsveç bayrağını presle işlenmiş. Aşırılığa varmayan zarif milliyetçilik!.. Dikkat etmeyen görmeyebilir bile. İçeride Bowers & Wilkins müzik sisteminden koltukları saran deriye, İsveçli kristal üreticisi Orrefors markasını taşıyan ve mücevher gibi görünen vites kolundan açılabilir cam tavana her şey üst seviyede hissettiriyor. Donanım listesi de eksiksiz görünen otomobilin Alman rakiplerinde pek bir eksiği yok. Kabinin önde ve arkada gemişliği, rahatlığı çok etkileyici.
Volvo’nun ismiyle özdeşleşmiş güvenlik teknolojileri XC60 T8 Recharge AWD’de de kendini geliştirerek sürdürülüyor. Sıfır çarpışma hedefiyle en yenilikçi asistan sistemlerle donatılmış otomobil, kendisine ve misafirlerine güvenli alan yaratmayı hedefliyor. Otomobildeki güvenlik seviyesi bir Volvo geleneği olarak son derece yüksek. Sürücü, yolcular ve tabii yoldaki yayalar için! Volvo tercih ettiğinizde premium müşterileri sahiplenmiş Alman markalarından daha farklı bir otomobil satın alıyorsunuz. Markanın kendi “sosyete”si içinde başka da bir yaşam tarzına geçmiş oluyorsunuz. Güvenlik ve en yeni elektrik teknolojileriyle donatılmış. Güncel rakamla 5.800.000 TL fiyatla satılan Volvo XC60 T8 Recharge AWD Black Edition, premium müşterilerini Almanya’dan İskandinavya’ya yönlendirebilir.