Reklam

CAFE motor devrimi yapacak

 CAFE motor devrimi yapacak

Otomobil üreticilerini emisyon konusunda sıkıya alan katı Corporate Average Fuel Economy normları, motor üreticilerini devrime mecbur bırakacak.

Artık alışılmaya başladık, her otomobil fuarı bir öncekinden daha sönük geçiyor. Kural bozulmadı 2019 Frankfurt Motor Show’da da Renault, Peugeot, Citroen, KIA, Toyota, Nissan, Mazda, Volvo gibi birçok firma yoktu. Otomobil stantları önceki senelerle karşılaştırılınca çok sönüktü. Otomobilci tabiriyle low-cost (düşük bütçeli) stantlar düzenlenmişlerdi. Buna karşılık Çinliler WEY Byton, HongQi, Aiways firmaları fuarda yerlerini almışlardı.

Renault gibi bazı firmalar Frankfurt Otomobil Fuarını sadece yeni otomobilleri Captur’un tanıtımı için kullandılar. Nissan ise konuya ekono-komik yaklaşarak Fransa’daki Francfort köyünde bir stant oluşturarak hem basında kendine yer buldu hem de Frankfurt Auto Show’u trolledi.

Motor Show’un geneline bakıldığında ilk göze çarpan hemen tüm firmalar elektrifikasyon konusunda bir şeyler yapmaya başlamışlar. Çok az firma sadece yeni içten yanmalı motor sunumu yaptı. Firmaların genel kaygısı CO2 seviyesindeki uyum kaygılarıydı.

Daha önceki sayılarda yazmıştım, CAFE (Corporate Average Fuel Economy) normları çok sıkı şartlar getirdi. 2021’de firmalar sattıkları tüm araçların ortalama CO2 salımı 95 gr/km CO2 olmalı. Ortalamayı tutturamayan firmalar satılan araç başına 95 gramı aşan her bir gram için 95 Euro ceza ödeyecek. Bu karşılanması çok ama çok büyük bir mali yük. Yine yazmıştım, Fiat’ın Renault’a hadi gel evlenelim demesinin altında bu sebep yatıyor. FCA şu anda bu standarda hazır değil ve büyük cezalar ödeyecek.

Otomobil firmaları için kartlar yeniden dağıtılıyor. Zamanında Formula 1 araçlarında 1600 cm3 motorlara geçilince de aynı olaylara yaşanmıştı. Bütün firmalar yarışa aynı şartlarla yeniden başlamışlardı. Efsanevi V10, V8 yarış motorları bir anda yok olmuştu. Şimdi de aynı filmi yeniden seyredeceğiz. Otomotiv üreticilerin ellerinde efsanevi motorları var. Ama o motorlar yeni emisyon standartları karşılayamıyorlar. Özellikle dizellerin CAFE standartlarına uyabilmesi için ileri teknolojiye ihtiyaç var. O teknolojiyi de arabaya koyarsanız bir VW Polo’yu 167.000 fiyat etiketi koymanız gerekli. İşte tam da bu sebeple şu sıralarda sektördeki hemen herkes pürtelaş Hibrit ve elektrikli otomobil geliştirmeye çalışıyor.

Sektördekiler bilirler, en uzun ve zorlayıcı testler, mekanik aksam için yapılan testlerdir. Hem pahalıdır hem de çok uzun sürerler. Mekanik parçalar, sadece aracın garantisi süresince değil, garanti bittikten sonra da yıllarca kullanılan ve marka imajına çok büyük etkisi olan parçalardır. Düşünsenize 2012 model 7 yaşında bir arabanız var. Arabanın motoru da zamanın teknolojisiyle yapılmış. Araç daha 100.000 kilometrede. Ama motor yağ yakıyor. Ya da 50.000 kilometrede turbosu yatak sarıyor. Piyasa çok acımasız, hemen o arabaya “Yağ yakıyor bu araba alınmaz” deyiverir. Eğer o motor hala bazı araçlara takılıyorsa, üzgünüm ama o arabayı satamazsınız. Yok mu böyle motorlar? Olmaz mı, çıkın birkaç tane ikinci el alım satım yapan kişiye sorun, “şu arabalar nasıldır diye”. Anında sayarlar size bütün hikâyeyi.

Tabii ki tam tersi elinizde o kadar güzel bir motorunuz var ki. Kendini kanıtlamış, az yakan uzun ömürlü, yolda bırakmayan. Tam da bu mekanikten “ekmek yemeye” başlamışsınız. Marka imajınıza çok güzel katkıda bulunuyor. Ama tüm bu donanımı çöpe atacaksınız. Çünkü yeni çevre kirliliği normları sizi buna zorluyor.

Buraya kadar okuyan birçok kişi (ben dahil) “Ne yani çevre mi önemli, firmaların karları mı? Dünya elimizden gidiyor. Küresel ısınmada taşıtların etkisi çok fazla, çocuklarımıza daha yaşanılabilir bir dünya bırakmalıyız” diyerek tepki gösterebilir. Bu yazıda ben sadece bugünkü otomobil dünyasında yaşananların anlık bir fotoğrafını çekip paylaşıyorum diyerek buraya bir nokta koyalım ve devam edelim.

Sonuç olarak otomotiv dünyasında yarış yeniden başlıyor. Ancak yarışın nasıl gelişeceğini emin olun birçok firma bilmiyor. Bilmiyorlar çünkü ellerinde yeterli bilgi yok. Elektrik motorunun ömrü ne olacak, batarya ne kadar dayanacak. Çok soğukta, çok sıcakta, yüksekte, muson yağmurlarında, tozlu ülkelerde, çok kuru ortamda, çok nemli ortamda nasıl davranacak bilinmiyor. Firmalar, kervan yolda düzülür misali, ellerindeki test yöntemlerini şartnamelerini bu yeni mekanik parçalara adapte ediyorlar. Ancak bu adaptasyonun ne kadar doğru olacağını zaman gösterecek. Doğru yaptılarsa ne mutlu. Ancak yanlış hesaplar varsa, (ki olacaktır) bunların ceremesini önce kullanıcılar sonra da bozulan marka imajıyla firmalar ödeyecekler.

Tabii ki yarışta önde olan bazı firmalar da yok değil. Bugüne kadar milyonlarca hibrid otomobil satan Toyota ve Honda, ile %100 elektrikli otomobiller yapıp satan Renault Nissan-bu yarışa önde başlıyorlar. Şu anda ellerindeki bilgi birikimi (Know-how) çok değerli ve onlar da bunun farkındalar. Hele hele 100% elektrikli otomobili olan firmalar çok avantajlılar. Sıfır gram CO2 salan bir elektrikli arabayla, 190 gram CO2 salan bir arabayı toplayıp ikiye bölerek 95 grama, yani ceza alamaz hale getirebiliyorsunuz.

Bu firmaların dışındakiler de yarışta geç kaldıklarının farkındalar. Premium (her ne demekse!) markalarda sorun olmaz. Onların müşterileri 2021’den sonra alacakları arabalarda faturalarına ilave edilecek 1000 EU‘lük ek parayı (firmanın cezasını) sineye çekebilirler. Ancak, büyük sayıda ve hesaplı araba satmaya çalışanların durumu çok ciddi anlamda kritik. 2021’de kim ne kadar başarılı olmuş, ödedikleri cezalara bakarak karar vereceğiz.

Frankfurt’la başladık Frankfurt’la bitirelim. Fuara giden Türk otomotiv basının yazdıklarına göre, birçok kişinin sokakta bile göremeyeceği Porsche Taycan, çok güzel olmuşmuş. BMW Concept 4’ün böbreği çok büyümüşmüş. Honda E’nin fiyatı 33.850 EU olacakmışmış. Land Rover Defender’in arkası çirkinmişmiş…