Reklam

Cupra Formentor 2.0 TFSi VZ

 Cupra Formentor 2.0 TFSi VZ

Uzun yıllardır VW kanatları altındaki İspanyol Seat’ın sahnelere veda haberi ve ardından yalanlanması sürecinin üzerine epeydir sırasını bekleyen bu “deli” test otomobiliyle kendimiz matador gibi hissettiğimiz renkli dönemi hatırlayıp kaleme almaya karar verdik. Seat’ın üretim bantlarından çekilip logosunun yerine yoluna yeni tutkulu markası Cupra ile devam edeceği şeklindeki dedikodular, markanın CEO’su Thomas Schafer tarafından bizzat yalanlanmıştı. Hatta patron, markanın en iyi satış rakamlarına ulaştığı çıkan bu dedikodulara prim verilmemesini istemişti. Biz konvansiyonel “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” atasözümüzü panoya yapıştırıp beş günlüğüne altımıza çektiğimiz 310 HP’lik çılgın Formentor’la ilgili düşüncelerimizi yazmaya başlayalım.

VW Group’un en son dahil olan marka Cupra, Seat tasarımcıları tarafından şekillendirilen ve üretilen bir otomobil. İspanyol Alfa Romeo’su gibi sportif tasarımıyla heyecan uyandırmayı hedefleyen marka, VW Grubu’nun üstün Alman mühendisliğiyle yol almak niyetinde. Özellikle coupé formlu SUV Formentor’da tahrik edici sportif bir kimlik ve karakter sergileyen markanın gövde çizgileri de buna uygun. Ama tabii ki bütün sportif alt yapısı VW’nin eseri. VW Golf, Audi A3 ve Seat Leon’u da taşıyan ikinci nesil MQB platformun üzerinde yapılandırılan araç, Ateca’dan biraz daha uzun. Ama yüksekliği 10 cm kadar daha düşük. Keskin hatlara sürücüsünü daha dışarıdan heyecanlandıran kompakt SUV, yolunu LED farlarla aydınlatıyor. Arkadaysa sağ ve sol lambaları Honda-vari bir şekilde birleştiren bir hat var. Egzoz çıkışlarının arasındaki difüzör de tavan spoyleriyle birlikte etkileyici sportif tasarım öğelerinden biri. Dinamik görünümü tamamlayan keskin arka tasarımda bagaj kapağının üzerinde VZ monogramı görünüyor. Bunun anlamı, İspanyolca hızlı anlamına gelen veloz kelimesini sembolize ediyor olması. Kapağın ardındaysa 420 litrelik hacim bulunuyor.

 

Kabine -suni- deri kaplı koltuklardan başlamalıyız. Cupra Formentor’un cam tavan sayesinde ferah ve aydınlık kabinine girdiğinizde önde sportif, arkada aile tipi bir hava estiğini görüyorsunuz. Çünkü aracın bucket tipi ön koltukları marka-model imajını vurgulayan derecede sportif tasarımlı, zannedersiniz bir yarış otomobilinden ödünç alınmış. Yüksek yanal destekler, birleşik kafalıklar ve abartılı koltuk formu, markanın şeytani logosunu çağrıştırıyor. Yanal destekleri aşıp ön koltuklara yerleştiğinizde havaya girmemek imkansız. Buna karşılık arka koltuk sırası, parktaki banklar kadar sıradan duruyor. Neyse ki onların da diz mesafesi ve ayak boşlukları iyi. Tabii bu değerlendirmeyi yaparken kimsenin bu kadar sportif bir otomobilde arkada oturmak istemeyeceği fikrini de hesaba katmak lazım! Kokpit üzerindeki 12 inçlik dokunmatik ekranda infotainment menülerine kolayca ulaşılıyor. Ekran çözünürlüğü ve hızı dert edilmeyecek türden. Ana ekranı üçe bölmek de mümkün, on temel kumandayı sürekli ön planda tutmak da. Bu seçim tamamen sürücünün kişisel tercihine bırakılmış.

Direksiyonun ardında yine bir TFT dijital ekran yer alıyor. Sürücünün karşısındaki 10.25 inçlik ekran için birkaç seçenek sunulmuş, ister geleneksel ibreli formu yansıtan bir tasarım var, ister devir saatinin ön planda olduğu dinamik bir tercih. Çok güçlü bir performans otomobili olduğu için gösterge tablosunda şanzıman yağı, motor yağı ve hararet sıcaklıkları sürekli görüntüde kalıyor. Virajlarda gövdenin maruz kaldığı G kuvveti ve turbo basıncı da takip edilebiliyor.

 

Ama bunlar detay, gerek sürüşe konsantre olup keyfini çıkarmak daha zevkli. Formentor’da kör nokta uyarı ışıkları, yan aynalardan kapı içi panellere taşınmış. Ayna içinden kapı içine taşınması bir avantaj sağlamıyor, ama estetik bir tasarım detayı. Gece sürüşlerinde ambians renkleri değiştirilerek farklı sürüş ruhları elde edilebiliyor.

Kaputun altındaki motor yabancı değil. Seat’ın kendi motor ya da yürüyen aksam geliştirecek durumu yok zaten. VW, Audi, Skoda ve Seat markalarının bir şemsiye altında toplanmasının da nedeni bu. Seat’ın performans ve prestij markası Cupra’nın da bundan faydalanmaması düşünülemez. VW raflarından alınan motor ve şanzıman, grubun diğer markalarından tanıdık. En son Audi S3’te karşımıza çıkan 2.0 litrelik turbo beslemeli ve direkt benzin enjeksiyonlu motor, 310 HP güç üretiyor. Epeydir üzeri bu kadar açık bir motor görmemiştim, bırakın korumayı, marka imajı için bile ateşli bir kapak koyulabilirmiş. Kapak olmayınca adeta VW’nin teknoloji gösterisi motoru, 1980’lerin makineleri gibi ortada duruyor! O da bir tercih. Neyse, yola çıkalım. Kaba tabirle “bu motorun ayarı yok” desek kesinlikle abartı olmaz. Sportif sürüş moduna geçmeye gerek bile duymadan tempolu kullanma kararlılığı gösterdiğinizde Formentor kanatlanmaya hazır görüntü çiziyor. Formentor kokpitinin ortasındaki 12 inçlik ekranda Drive Profile üzerinden Comfort, Sport, Cupra ve Offroad sürüş modlarını seçebiliyor ya da Individual’den kendi sürüş stilinize uygun özgün bir karakter ayarlayabiliyorsunuz. Şimdi doğruya doğru, bu otomobilin tadı tabii ki en çok Cupra modunda çıkıyor. Elbette tercih meselesidir ama kimse de ekonomi yapmak için 310 HP’lik bu canavarı satın almaz!

Yalnız normal sürüş modundan Cupra moduna geçebilmek için ekranda beş farklı dokunuş yapmanız gerekiyor! Acil durumlarda uzun iş! Cupra moduna geçtiğinizde otomobilin nefes alışı da değişiyor, homurtusu da! Gaz pedalından emri verdiğinizde arkadan sarkan dört kalın egzoz çıkışıyla asfaltı yırtıp yolu yutmaya başlıyor Formentor! Sürekli dört tekerlekten çekişli olduğu için patinaj sesi duymuyorsunuz ve otomobil, ürettiği büyük güçle dört lastiğini birden “ezerek” çılgınca ivmelenmeye başlıyor. Tıplı Golf R ya da Audi S3 gibi soluksuz hızlanmaya devam ediyor. Gözünüz alabildiğince, tamam yeter artık diyeceğiniz noktaya kadar. Formentor’un dijital gösterge tablosunda hız kadranı 300 km/s’de sonlanıyor. Gerçi elektronik olarak 250 km/s’de limitlenmiş ama bu tip araçların sürücüleri limitlere pek de takılmıyor!.. VW Grubu’nun uzun geçmişe sahip 7 ileri vitesli DSG şanzımanı, manevralardaki değişimlerde kabine mekanik gürültülerini yansıtsa da (zaten hareket halinde duymaya imkan yok!) motorun ürettiği güç ve torku tekerleklere kayıpsız aktarıyor. 310 HP’lik çıkışı kadar 2.000 – 5.450 d/d arası sürekli üretilen 400 Nm’lik torku da taşıyabilmek önemli.

Cupra Formentor, 0-100 km/s hızlanmasını, cüssesine rağmen 4.9 saniyede kükreyerek gerçekleştirebiliyor. Markaya 4 Drive adıyla geçirilmiş, bildiğiniz VW’nin 4 Motion ya da Audi’nin S tronic bilgisayar kontrollü elektro hidrolik dört tekerlekten çekiş sistemi sayesinde kaybı olmuyor, stabiliteyi sağlamak için milisaniyeler içerisinde torku çekiş kaybı olan akslara aktarıyor. Böylelikle otomobil nefeslenmeden 250 km/s’ye kadar tırmanıyor. Ama tabii ki fren performansından da söz etmek şart. Çünkü Formentor’un delikli fren disklerini Brembo kaliperlerin ardındaki balatalar kucaklıyor! Dolayısıyla otomobilin fren gücü, 310 HP’yi dizginleyecek kadar görkemli.

Formentor’da da vites yönetimi, geleneksel kolla vedalaşılıp minik bir manevra kolcuğuna indirgenmiş. Hatta bu kolcuk Audi S3’tekinin adeta bir kopyası. Rengi farklı o kadar! Bu kolcuk sadece manevra yönünü seçmek için kullanılıyor. Vites değişimlerini manuel yapmanın tadı tabii ki altı düzleştirilmiş direksiyondaki elciklerden. Dört tekerlekten çekiş sistemine gelince, Formentor virajlarda sanki oyun parkındaymış gibi rahat yol alıyor. Cupra sürüş modunda sertleşen amortisörlerle daha da profesyonelleşen süspansiyon sistemi bir kenara, Comfort modunda bile virajlardaki akış bir oyun haline getirilmiş. Aracın keskin direksiyon ve gaz tepkileri, onu eğlenceli bir Mercedes-BMW bükücü haline getiriyor. VW Group’un yeni markası, haşarı karakteriyle bu top modelinde dosta düşmana meydan okuyor.

Otomobilin sürüş modları arasında off-road da yer alıyor. Ama sadece bu moda güvenip arazide denemeler yapmak, aracı ve tabii lastikleri hırpalamaktan ileriye götürmez. Cupra Formentor ile arazi koşullarında oyun oynamak gibi bir niyetiniz varsa 245/40 R19 ebatlı hız lastiklerini perişan etmek yerine arazi lastiklerine geçmekte yarar var.

Günümüzün olmazsa olmaz sayılan ama aslında her sürücünün zaten takip etmekle yükümlü olduğu temel trafik önlemleri için birçok asistan eksiksiz olarak yerleştirilmiş Formentor’un bünyesine. Şerit takip asistanı, trafik işaretlerini, virajları gözlemleyen seyahat asistanı, ACC adaptif hız sabitleyici, otomatik fren sistemi, arka çapraz görüş asistanı, çevresel görüş kamerası, otomatik park asistanı  ve diğerleri… Bu arada Formentor VZ’nin Beats Audio subwooferlı surround müzik sistemine de saygılarımızı sunmamız gerekir. Sürüş kalite ve zevkini artıran unsurlardan biri. Modernizmin tüm gerekleri bu performans otomobilinde buluşturulmuş. Alman devi Volkswagen’in bütün sportif deneyimini kullanıp bir performans otomobili olarak çıkan Cupra Formentor gayet güzel, tartışılması gereksiz. Ama tabii bu güzelliğe ulaşmak için 2.800.000 TL ödemek gerekiyor. Burada en çok takıldığım konu şu; bütün bunları bir araya getirmek için yeni bir otomobil markasına gerek var mıydı? Bütün bunlar Seat markasıyla yapılamaz mıydı? Bilemiyorum. Belki de Seat markasından İspanyollar bile sıkılmıştı ve bir tazelenmeye ihtiyaç duymuşlardı. Kimbilir?