DS 4 Pallas BlueHDi 130 Otomatik

 DS 4 Pallas BlueHDi 130 Otomatik
Reklam Advertisement

Hatırlarsanız DS, double chevron logolu Citroen’in 1955’ten 1975’e kadar 1.5 milyon adet ürettiği efsanevi bir modelin adıydı. Artık iyice ucuzlayan “efsane” kelimenin hakkını veren özel tasarımıyla “dünyaya uzaydan düşmüş gibi” bir otomobil olarak nitelenen DS modeli, bantlara veda ettikten sonra da kalplerdeki yerini hiç yitirmedi. Ve 2009’da Citroen’in premium alt markası olarak piyasa yoklamasına giren bu iki kutsal harf, 2014’te de PSA Grubu bünyesinde bağımsız bir marka durumuna getirilmişti. Şimdiyse otomotiv endüstrisindeki satın almalar, birleşmeler derken, yine gruptan hiç uzaklaşmadan Stellantis’in en ışıltılı temsilcisi olarak konumunu koruyor. Ve aslında Citroen tarafından üretilmiş bir efsane model olarak kutlanacakken, model adından markaya dönüştüğü için DS’in 70. yaşı geçtiğimiz günlerde DS Automobiles tarafından kutlandı. Grup içinde aynı havayı soluyan markaların bu konuda kıskançlık yaptıklarını zannetmiyorum.

DS4’e gelirsek, DS Automobiles kurulmadan önce ilk olarak Citroen C4 II’nin platformu üzerinde yükseltilmiş bir cross over modeliydi. Şimdiyse zarafet saçan Fransız usulü premium bir C-SUV pozisyonunda. Peugeot 308 ve Opel Astra gibi EMP2 platformu üzerinde geliştirilmiş olan model. DS3 ve DS7 Crossback arasında konumlandırılmış ve üst seviye donanımlarıyla segmentinin en lüks seçeneklerinden bir durumunda. Paris’te tasarlandıktan sonra grup markalarından Opel’in Rüsselsheim tesislerinde üretilen araç, grubun prestiji timsali. 37. Uluslararası Otomobil Festivali jürisi tarafından 2022 yılının en güzel otomobili seçilen DS4, LED farları, kuyumcu vitrini gibi ızgarası, havalı gündüz farları ve dinamik coupevari hatlarıyla geçtiği yerlerde adeta iz bırakan dikkat çekici tasarıma sahip. Önde ve arkada farların karakteristik ışık imzası da gözlerde yer ediniyor.

Otomobile yaklaşıldığında gömülü oldukları yerden çıkan kapı kollarıyla şova başlayan DS4, kabinine girildiğinde de donanım adını aldığı 1964’ün unutulmaz Pallas’ından esintiler taşıyan zarafetiyle kendini fark ettiriyor. O yıllarda en lüks otellerin aldığı Pallace (saray) ödülünden ilham alan donanım seviyesi, tamam, o kadar değilse de bir otomobil için gayet lüks ekipmanları sembolize edebiliyor. Aslına bakarsak bu “lüks” donanımların birçoğunu artık -başta Çinliler olmak üzere!- en beklenmedik markalarda bile görebiliyoruz. Ama genel toplamda her şeyi her otomobilde göremeyebiliyoruz. DS4 Pallas, burada fark yaratıyor. Isıtmalı koltukların yüksek yoğunluklu köpüklü suni deri ve Diamond Tungstene kumaş döşemesi, ambians aydınlatmaları ve ışıltılı konsol kaplamaları beğeni topluyor.

Stellantis markaları içinde Alfa Romeo’dan Peugeot’ya, Opel’den Citroen’e tümünde karşılaştığımız e-toggle vites sürgüsü tabii ki DS 4 Pallas’ta da yerini almış. Bu elcik, vites belirlemekten çok manevra yönünü seçiyor. Vitesleri manuel olarak seçmek isteyenler içinse direksiyon üzerinde paddle shift elcikleri yer alıyor. Geleneksel vites konsolundaki minik dokunmatik ekranımsı ise DS Smart Touch adını taşıyor. Burada parmak hareketleriyle gözünüzü yoldan ayırmadan önceden belirleyeceğiniz 6 kısa yoldan birini (radyo, havalandırma, varış noktası vb) yönetebiliyorsunuz. Aslında kokpitin ortasındaki ekranın yenilenen ara yüzü artık eskisinden daha kullanışlı ama marka yine de bu dokunmatik kısa yol padinden vazgeçmemiş. Kapı içlerine konumlandırılmış kuyumcu işi cam ve kilit düğmeleri, tamam, tasarım bütünlüğünü sürdürüyor ama yeterince kullanışlı mı tartışmaya açık. Kokpitin üzerindeki dijital ekran sürücünün birçok ihtiyacını karşılayabiliyor. Çok az sayıda tutulabilmiş -onlar da hep klima/havalandırma butonları!- fiziksel düğmelerin elmas kesimleriyle farklı bir tasarım anlayışı yaratmış. Yalnız, deneme sürüşümüz sırasında ekranın bir kez kararması ve durup araçtan çıkıp otomobili kilitleyip yeniden girip açana kadar geri gelmemesi notlarımıza eksi puan olarak işlendi. Sürüş sırasında durma imkanımız olmayan bir yoldaydık ve hava da çok sıcaktı, klima ikonlarına da ulaşamadık. Ne olursa olsun, ekranların kararması kimseyi mutlu etmiyor.

Koltuklarda beklenen rahatlık hakim. Sürücü koltuğu elektrikli olarak ayarlanıyor. Ön koltukların ve arka koltukların oturma alanları, baş ve omuz mesafeleri, cam tavanın da getirdiği ferahlıkla gayet tatmin edici. Arka koltukların virgül modeli kafalıkları, sürücünün geri görüşünü kısıtlamazken yolcuların sırt konforunu da etkilemiyor. Bu arada otomobilin süspansiyon konforundan söz etmek gerek. Büyük ebatlı düşük yanaklı lastiklere rağmen yaylandırma konforu şaşırtıcı derecede yumuşak. Aile eşrafından oonfor sembolü Peugeot 504’ün tadını aldım desem abartı olmaz. Ve bagaj; DS4’ün  430 litrelik bagaj kapasitesi, sınıfı standartları içersinde. Bagaj kapağı elektrikli açılıp kapatılabiliyor.

Artık her kullandığım dizele “bu sonuncusu olabilir mi?” diye yaklaşsam da arkası pek de kesilmiyor! Bir çok otomobil üreticisi dizel motorlarla vedalaştığını açıklamışken bazılarının hala ürün gamlarında bu makinelerle karşılaşılabiliyor. Herhalde stoklarını bitirene kadar da devam edecek. DS de bunlardan biri diyeceğim ama Stellantis içinde tek değil. Ve şöyle özel bir durum var, DS4 Pallas sadece dizel motorla ithal ediliyor. Arayıp da dizel motorlu araç bulamayanlara tam ilaç! 1.5 litrelik kendini kanıtlamış PSA’nın ödüllü BlueHDi motoru, bu yoklukta dizellerle vedalaşmak istemeyen kullanıcıların derdine çare olabilir. Üç silindirli turbo destekli 130 HP’lik dizel makine hem güçlü çekişi hem de düşük yakıt tüketimiyle kimi kullanıcıları çok mutlu edecektir. 8 vitesli otomatik şanzımana sahip otomobil, 52 litrelik deposunun bu birlikteliklerle sağladığı menzille ortalama 800 km’lik yolculuklara imkan tanıyor. Elektrifikasyon döneminde aranıp da bulunamayan imkanlar!… Bakalım bundan sonra dizel görecek miyim:)

Stellantis’in en asortik modeli DS, grup markalarından referanslı parçalarla doğmuş garanti bir butik premium. Şerif takibinden trafik işareti tanımaya bir çok elektronik sürüş destek sistemleri, kişiselleştirilebilir sezgisel info-tainment ekranı, özel yalıtımlı yan camlar, 19 inçlik jantlar, kokpit üzerindeki kontrol paneline entegre edilmiş görünmez DS AIR havalandırma sistemi ve çift bölgeli klima gibi donanımlar fark yaratıyor. Farklı olmanın ötesinde konfor ve lükste başka bir seviye arayanlara bir de üstüne üstlük dizel otomatik kombinasyonu sunan marka, zengin donanım özelliklerinin yanında kullanıcısına yol yardımı DS Assistance, aracın servis hizmetlerini yapan özel sürücüler DS Valet ve My DS uygulaması üzerinden Only You Privilege gibi premium hizmetlerini de sunuyor. Şu acımasız geçiş (ya da dönüşüm!) döneminde 2.440.000 TL fiyatıyla gerçekten üzerinde düşünmeye değer bir otomobil.

Yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir