DS 7 Crossback

 DS 7 Crossback


Hepsi Carlos Tavares’in başının altından çıktı. PSA’nın Portekizli başkanı, grubun premium markası DS kurulurken “Her şeyin en lüksü Fransız. Giyim öyle, kozmetik öyle. Otomobilde de öyle olacak” gibi iddialı bir açıklamayla adeta DS’in kuruluş manifestosunu açıklamıştı. 2013 yılında kurulup Peugeot ve Citroen’in daha yukarısında konumlandırılan marka, adını da Citroen’in efsanevi modelinden almıştı. Gerçi çok agresif girmediler ortamlara. Belki de en önemli adım, devletin de desteğiyle Fransız Cumhurbaşkanı’nın makam otomobili “atanması” oldu. Citroen ve Peugeot modellerinden apartma DS3, DS4 ve DS5 modellerini çıkardılar. Hiç etkili modeller olamadı bu üçlü. Teveres hemen bir açıklama yapıp “PSA modelleriyle aynı platformları kullanmaya devam edeceğiz. Ama farklı bir mühendislik, farklı kalite seviyesi göreceksiniz” dedi. Zamanla markanın yerini bulacağı inancındaydılar. Tabii köşeler 100 yıldan uzun sürede kapıldıktan sonra premium markaların aralarında yer bulmak pek de kolay değil. Araya girebilmek için eşdeğer veya daha üstün kaliteye sahip olurken başka cazibe unsurları da sunmak gerekiyor. Bu newcomer’a bir göz atalım ne kadar premium ne kadar değil…


DS7 Crossback, yeni Fransız premium markası için yeni bir dönemin başlangıcı. Peugeot 3008 üzerinde geliştirilen otomobil, daha üst seviyede kaliteye sahipmiş gibi bir görüntü içinde. Dış görünümünde LED farları, kromaj bolluğu ve heybetli görüntüsüyle fark yaratan SUV, halen logosunun da tanınmamasından dolayı çok dikkat çekiyor. Ama “Abi bu arabanın markası nedir?” diyenler, “Citroen ile ilgisi var mı?” diye de sormaktan geri durmuyor, sokaktaki en sıradan kişi bile DS’yi farklı bir marka gibi algılamıyor.


Kabine geçince PSA markalarına göre nispeten daha kaliteli malzemelerin kullanıldığı görülüyor. Kokpitin ortasına yerleştirilmiş analog saat, ziyadesiyle emanet duruyor, “Bütün premium araçlarda var, bizde neden olmasın?” dercesine koyulmuş sanki… Altındaki ekran keza öyle. Son dönem Volvo stili mücevher gibi ışıltılı düğmelerin Aston Martin’i hatırlatan yerleşimlerinin göze hoş göründüğü de gerçek ama ergonomileri tartışmaya açık. Stop/Start başta olmak üzere düğmelerin gecikmeli tepkileri de gözden kaçmayan bir sıkıntı. Böyle premium markalarla aynı cümlede anılmak, onların detaylarına benzetilmek DS’i tatmin eder mi, ondan premium bir tercih unsuru yaratır mı, şüpheliyim. Sinyal/silecek kolları bile grubun alt markalarından alınmışken! Ucuza üst kalite otomobil yaratma çabası seziliyor ne yazık ki… Nereye baksak perdenin altından ayaklar görünüyor! Vites kolu da bir Peugeot klasiği. Benzer durumlar aşağıdan yukarı Seat, Skoda, VW, Audi sıralamasında görülmüyor mu, evet görülüyor ama en tepedeki Audi’de özgün tasarımlar hep ön planda, aşağıdan alınanlar hemen görülmeyen yerlerde.


Otomobilin koltukları Bentley benzeri dikiş desenleriyle süslenmiş, Peugeot 3008’i de anımsatıyor. Formlar dinamik, kalite yüksek görünüyor. Kabin ferahlığı Peugeot 3008’den alıştığımız boyutlarda. Cömert mesafelerle DS7 Crossback yolcularını rahat ettirmekte hiç zorlanmıyor. Süspansiyon konforu, yoldaki engel ya da bozukluklardan kaynaklanan rahatsızlıkları absorbe edebiliyor. Ne var ki pütürlü asfalt üzerinde büyük jantların da etkisiyle duyulan yol sesi, yalıtımla ilgili soru işaretlerini gündeme getiriyor.


Test sürüşünü yaptığımız önden çekişli otomobil, 1.6 litrelik benzinli motora sahipti. PSA-BMW ortak projesi 11 yıllık motor, Peugeot ve Citroen’in yanı sıra MINI versiyonlarından da bildik güzel bir makine. Direkt enjeksiyonlu turbo beslemeli ve intercoolerlı motorun gücü 225 HP. DS7 Crossback’i aynı motorun 180 HP’lik versiyonuyla da almak mümkün. Vites konsolundaki bir düğmeyle seçilebilir sürüş moduyla dinamik ya da ekonomik kullanılabilen araç, performans beklentilerini karşılayabiliyor. Sürüş modları değiştirilerek gaz tepkileri, vites değişimleri hızlandırılabiliyor, direksiyon tepkileri keskinleştirilebiliyor. Viraj beklentileri içinse opsiyonel Active Scan Suspension donanımına ihtiyaç var.

Sürüşe dair en önemli sorunlardan biri süngersi fren pedalı. Özellikle düşük hızlarda dozlaması sıkıntılı, frenaj tepkileri disklere adeta gecikmeli yansıyor. Otomobilin yakıt tüketimi belki de PSA’nın en büyük uzmanlık alanına denk geldiğinden cüzdanları iyi hissettiriyor. Eh, grubun en önemli avantajından da yararlansın DS…


Camları uzaktan kumandayla açmak/kapatmak mümkün değil. Peugeot ve PSA modellerinde var olan bu fonksiyon, belki de test aracımızda programlanmadığından kullanımda olmayabilir. Hadi onu geçtim, premium iddiası taşıyan bir markanın modelinde bagaj kapağının otomatik açılıp kapatılamaması önemli bir eksiklik olarak gözüme çarptı. Benim için mesele değil, açar kapatırım ama rakiplerin tamamında var. Gerçi donanım listesinde görünüyor ama test aracımızda bu özellik yer almıyordu. Programlanmamış olabilir.

Bu otomobilin sahip olduğu özelliklere dayanarak rakip belirlenen araçlar Audi Q5, BMW X3, Mercedes-Benz GLC ve belki Volvo XC60. Fransa’da belki milliyetçi duygularla hareket edecek müşterilerle hedefleri zorlayabilir ama Avrupa’nın geri kalanında ve hele hele Türkiye’de alternatif olarak akıllara gelmesi zor görünüyor. Fiyatının da 325.000 TL olduğunu ekleyerek bu yazıyı noktalayalım…

DS7 Crossback

+ Süspansiyon konforu
+ Makul yakıt tüketimi
+ Geniş arka koltuk
– Yüksek fiyat
– Donanım eksikleri
– Fren tepkileri
– Zorlama premium donanımlar
– İşçilik hataları

Yakıt tipi: Benzinli
Motor hacmi (cc): 1598
Motor gücü (HP/d/d): 225@5500
Maksimum tork (Nm/d/d): 300@1900
Vites kutusu: 8 ileri otomatik
Maksimum hız (km/s): 227
0-100 km/s hızlanma (sn): 8.3
Tüketim (şehiriçi/şehir dışı/karma) (lt/100 km): 7.5/5.0/5.9
Ağırlık (kg): 1425
U/G/Y (mm): 4573/1906/1625
Aks mesafesi (mm): 2738
Bagaj hacmi (lt): 555/1752