DS’in elektrifikasyon yolunda yeni modeli CES’teydi
DS Automobiles, otomotiv dünyasındaki elektrikli dönüşümün önemli oyuncularından olmayı sürdürüyor. Las Vegas’ta gerçekleştirilen Tüketici Elektroniği Fuarı’nda (CES) elektrik enerjisine geçiş stratejisinin en önemli parçalarından bir tanesini sergileyen marka, Stellantis standında Formula E Dünya Şampiyonası DS E-TENSE FE21 modelini görücüye çıkarttı. Elektrikli dönüşüm stratejisinin sırlarını ortaya koyan bu model ile DS, Formula E Dünya Şampiyonası’nı özellikle yazılım çalışmalrı açısından seri üretimde elektrikliye geçişin test laboratuvarı olarak kullanmayı ve pistlerde elde ettiği tecrübeyi yollara çıkartacağı %100 elektrikli yeni modellere entegre etmeyi hedefliyor. Elektrikli otomobillere geçiş stratejisine hız kazandıran DS Automobiles, 2024’ten itibaren yeni ürün gamının tamamını %100 elektrikli olarak sunabilecek.
Dönüşen mobilite dünyasının gereksinimlerini yakından takip eden, gelişen teknolojileri lüks ile bileştirerek modellerine en doğru şekilde entegre eden DS Automobiles, teknolojinin kalbinin attığı Tüketici Elektroniği Fuarı’nda (CES) elektrikli stratejisinin sırrını görücüye çıkarttı. Las Vegas’ta gerçekleşen ve tüm dünyanın ilgisini üzerine toplayan CES’te Formula E Dünya Şampiyonası için tasarlanan DS E-TENSE FE21 modelini görücüye çıkartan Fransız üretici, bu kusursuz tasarıma sahip model ile gelecek elektrikli yeniliklerinin temellerini gözler önüne serdi.
Formula E’nin yıldızı DS
CES’te sergilenen, %100 elektrikli bu yarış otomobili, Formula E Şampiyonası’nın şampiyonları Jean-Éric Vergne ve António Félix da Costa tarafından kullanılıyor. Formula E’ye katılan ilk premium otomobil üreticisi olan DS Automobiles, arka arkaya iki Takımlar ve Pilotlar şampiyonluğu kazanan tek marka olarak da elektrikli otomobil geliştirme konusundaki başarısını perçinliyor. DS Automobiles, daha rekabetçi ve daha verimli yeni nesil bir yarış aracını geliştirmeye başlarken, 2026 yılına kadar bu yarışın içerisinde olacağı taahhüdünü yeniledi. DS Automobiles, 63 E-Prix’de iki takımlar ve iki pilotlar şampiyonluğu unvanı, 14 galibiyet, 17 pole pozisyonu ve 37 podyum başarılarına imza atan yarış ekibinin araştırmalarından ve başarısından elektrikli modellerini geliştirirken yararlandı.
Pistlerdeki tecrübeyi yollara aktarıyor
DS Automobiles ekipleri,, yazılım uzmanlığında olduğu kadar malzeme seçimi ve parça tasarımında da Formula E’de kupaları kaldırırken edindikleri deneyimlerle kendilerini geliştirdiler. Bu uzmanlık, optimize edilmiş tüketim ve frenleme sırasında enerji geri kazanımı teknolojisini seri üretim elektrikli modellere de aktarmayı sağladı. Tamamen elektrikli motorsporları organizasyonu, inovasyonun önünü açarken, DS Automobiles’in teknolojideki hızlı gelişiminin ardındaki sır olarak da dikkat çekiyor.
2024’ten itibaren ürün gamındaki her modelin elektrikli seçeneği olacak
DS, teknoloji laboratuvarı olarak gördüğü bu yarış organizasyonu sayesinde seri üretim elektrikli otomobillere geçişi hızlandırmayı hedefliyor. Marka bu büyük tecrübeyi seri üretim otomobillerine aktarırken önemli bir taahhütte daha bulunuyor. Gelişen teknolojiler ışığında dönüşen mobilite ihtiyacına öncülük etmeyi hedefleyen DS, 2024’ten itibaren markanın tüm yeni tasarımlarının yalnızca %100 elektrikli olacağını da açıkladı. Gelecekteki modeller, DS Automobiles müşterilerinin isteklerine mükemmel şekilde uyarlanmış olağanüstü incelik ve teknik özelliklerle yarışlarda geliştirilen en son teknolojiyi sunmaya devam edecek.
DS ailesinin kalbi elektrikle atıyor
Stratejisinin merkezine elektrikli dönüşümü yerleştiren DS Automobiles, 2019 yılından bu yana ise bu stratejisinin somut adımlarını elektrikli otomobil yelpazesiyle gözler önüne seriyor. Elektrikli stratejisinin temellerini sağlamlaştırmak için marka, %100 elektrikli DS 3 CROSSBACK E-TENSE modeline ek olarak DS 4 E-TENSE, DS 7 CROSSBACK E-TENSE ve DS 9 E-TENSE şarj edilebilir hibrit modelleriyle tüm DS ailesinde elektriklenmiş seçenek sunuyor. 2020 ve 2021 yılının ilk yarısında DS Automobiles, elektrikli otomobil yelpazesi (tescillerin %34’ü) ile Avrupa’nın en düşük ortalama CO2 emisyonuna (2021 yılında 100.2 g/km WLTP) sahip lider çoklu enerji markası olmasıyla da ön plana çıkıyor.