Hayaller Y-Job ile gerçek oldu
Bir nesnenin tıpkı üretildiği gibi tasarlandığını düşünmüyorsunuz değil mi? Ya da tasarlanan her şeyin üretildiğini? Her ürün, hayal edildikten sonra çeşitli aşamalardan geçilerek, üretime gelene kadar her aşamada ilk fikrin üzerine eklenerek gerçeğe dönüştürülür. Hiçbir tasarımın ilk haliyle üretilmesi beklenemez. Bundan 73 yıl öncesinin tasarım boyutunu hayal etmek bile pek kolay değil. Mühendislik gereği mutlaka ve mutlaka o yıllarda da otomobil üretmeden önce bir takım taslaklar, planlar, projeler hazırlanıyordu. Bunun aksi bile düşünülemez. Ama hiçbiri bugün olduğu gibi fuarlarda sergilenmiyor, fikirler ortaya saçılmıyordu! Parlak fikirler, gözlerden uzak, atölyelerde üretim öncesi taslaklar olarak mühendislere fikir veriyordu. Elbette bugünkü anlamda konsept otomobillerin de bir ilki olacaktı! Oldu da: Buick Y-Job.
2. Dünya Savaşı öncesinde bir düzene oturan otomotiv endüstrisinde dominant rolü Amerikan markaları üstlenmişti. Dolayısıyla parlak fikirlerde genelde Amerika’dan çıkıyordu. General Motors bünyasında faaliyet gösteren Buick’in mühendisleri, gelişmiş fikirleri işliyor, bunları gelecekte üretecekleri otomobillere uygulamayı düşünüyorlardı. Bu amaçla sadece bir tane üretilen Y-Job, geleceğin otomobil trendlerini kamuoyuyla paylaşmak için tanıtılan ilk konsept otomobil olarak tarihe geçti.
GM’nin Tasarım Başkanı olan Harley J. Earl’in tasarladığı bu otomobile koyulan isim bile döneminin ilerisinde bir konsepti temsil ediyordu. Alfabede X harfinden sonra gelen Y kullanılarak bilinmeyenden daha ilerisini simgeleyen “Y Projesi”, sıradışı heyecanlı tasarımıyla görenlerin ağzını açık bırakacak bir çok unsura sahipti. Earl’in deyişiyle “Bir convertible’nin tasarımını çekici yapan, uğrunda harcanan dolarlar değil, sahip olduğu heyecan”dı…
1938’de elektrikli camlar
Uzunluğu 5 metreden fazla olan iki koltuklu üstü açık otomobil, o yıllar için önemli yenilikler arasında olan gizlenmiş farlara sahipti. Bunda savaş yıllarının “karartma” etkisi de rol oynamış olabilir. Y-Job’da elektrik kumandalı camlar, elektrikli olarak bagajın önündeki gizli bölmeye yerleşen tavan dikkat çekiyordu. Ayrıca otomobilin kapıları da ancak 1970’li yıllarda görülmeye başlanan düğmeye basılarak açılan türdendi. Bunun yanısıra kapılara kadar uzanan şişkin çamurluklar ve ve gövdeyi sarmalayan tamponlar da ilk kez bu otomobilde görülüyordu.
Uzun olduğu kadar alçak tasarımıyla da dikkat çeken Buick Y-Job, ışık tuttuğu gelecekten kaçıp gelmiş bir zaman makinesi gibiydi. O yıllarda otomobiller 16 inçlik lastikler üzerinde ilerlerken Y-Job, konfor ve alçak tasarım amacıyla 13 inçte kalıyordu. Şu ana kadar saydıklarımız hiç de yabancı olduğunuz unsurlar değil ama dalgınlığa gelmesin. Şimdi son derece doğal olan tüm bu unsurların olmadığı zamanlar da vardı. Ve bütün bunlar Buick Y-Job ile 1938’de tanıtıldı. Bu otomobildeki tasarım özellikleri, zaman içinde bazı seri üretim otomobillerde yerini aldı. Örneğin 1948’de üretilen Cadillac Sixty Special’ın arka çamurlukları ve arka aydınlatma lenslerinin ilk ipuçları, on yıl öncesinde bu otomobilde yer alıyordu. Buick Y-Job’da kullanılan gövde aksamlarının birçoğuysa ancak 1960’lı yıllarda seri üretim otomobillerde yer almaya başladı. Gözünüzün önüne 1940 ve 50’ler boyunca üretilen otomobilleri getirirseniz manzara ortaya çıkacaktır.
Köşeleri dönen ön cam!
Y-Job’da kullanılan motor da döneminin hayli ilerisinde yüksek güce sahipti. 5243 cc hacimli motor, sıralı 8 silindirliydi ve 141 HP güç üretiyordu. Şüphesiz bu güç günümüz standartlarında neredeyse 1.6 litrelik motorların gücüne denk geliyor ama Y-Job’un motorunda sıkıştırma oranının düşük tutulması bu sonucu doğuruyordu. Günümüz motorlarında sıkıştırma oranı 10:1 civarındayken Y-Job’un 6.35:1 idi. Bu da motora o döneme göre eşsiz sessizlik sağlıyordu. Otomobil ülke çapında sergelindikten ve yaratıcısı tarafından “deneysel olarak” 25 bin mil kadar kullanıldıktan sonra emekliye ayrıldı ve Michigan Flint’teki müzeye nakledildi. Bu fikrin başarısı, Harvey Earl’ü sonraki yıllarda GM’nin başkanlığına kadar taşıdı.
Buick’in bundan sonraki deneysel otomobilleri 1951 yılında üretilen LeSabre ve XP-300 oldu. Özellikle LeSabre, köşeleri de dönen ön cam konseptiyle ilk panaromik camı otomotiv endüstrisine tanıtıyordu. Dönemin gözdesi Buick, 1938’de tanıtılan Y-Job’dan sonra 1956 yılına kadar 36 farklı konsept otomobil geliştirdi. Bunların arasında 1953’te tanıtılan ve sonraki yıllarda Chevrolet Corvette’te seri üretimde kullanılacak olan tarihin ilk fiberglas gövdesine sahip spor otomobili konsepti Motorama da vardı. Amerika’da otomobillerin altın çağı işte bu ön hazırlıklarla yaratılmıştı… Tabii bu yıllarda diğer otomobil üreticileri de gelecekte otomobilseverleri nelerin beklediğini ve sahip oldukları teknolojiyi göstermek için konsept otomobil geliştirmek gerektiğini fark etti.