Honda City 1.5L VTEC
Honda’nın küçük sedanı City, 2016 yılında yerli üretim ikinci jenerasyonuyla veda ettiği ülkemize, 5 yıl sonra üçüncü nesliyle ithal olarak geri döndü. Tıpkı Civic ve Accord gibi Japon üreticinin Tayland’daki tesislerinde üretilen City, iddialı donanımı ve sürüş özellikleriyle dikkat çekici. Son jenerayonda büyüyen ve fiyatı da epey yükselen Civic’in tasarım çizgisine özenmiş bir çizgide, adeta öykünmüş bir kopyası gibi görünen City, ülkemizin malum koşullarında markanın yeni aile otomobili olmaya aday. İlk nesli Hindistan’da, ikincisi ülkemizde üretilirken vasatın üzerine pek çıkamayan City, Tayland’da sanki kendi sınıfında sıçrama yapmış gibi. Ama yine de gövde formu, sanki orijinal Japon Honda tasarım çizgisinde değil de, biraz Uzakdoğu işi kokuyor. Oralar öyle seviyor biliyoruz, burada da o ekolün müşterisi yok değil. Zaten ilk iki City de farklı değildi. Bu biraz daha süslü ve büyük.
LED farlarıyla yola keskin bakışlar fırlatan minik sedan, özellikle önden dinamik görüntüsüyle müşteri çekmeye aday. Test otomobilimizde Spor Paketi dahilindeki aerodinamik parçalarla süslü tampon ekleri, marşbiyeleri ve camlardaki rüzgarlıklarıyla albenisi artırılan otomobilin kabinine girildiğinde “Honda kokpitinde oyuncak yok” klişesi yerle bir oluyor. Civic’teki gibi ışıl ışıl LCD ekran, müşteri beklentisi “oyuncaklara” dokunarak ulaşabilmeyi sağlıyor. Bu “oyuncakların” menüsünde bağlanabilirlik imkanlarını, araç ayarlarını, yol bilgisayarını vs. kolayca bulmak mümkün. Geri görüş de bu ekranda görüntüye geliyor. Sert dokunuşlu plastik kalitesi belki Civic gibi değil ama segmentindeki rakipleriyle baş edebilecek seviyede. 8 inçlik dokunmatik ekranın altında manuel havalandırma kumandaları, Executive donanım seviyeli test otomobilimizde küçük dijital göstergesiyle birleştirilmiş. Onların altındaysa çok kullanışlı bir telefon şarj “ünitesi” (!) yer alıyor. Şaka değil, telefonu koyabileceğiniz bir mini raf ve yanında da USB soketi, birçok araçta bulamayacağınız pratikliği sağlıyor. Kapağı sert açılan torpido gözünün içinde, kalın bir ansiklopedi cildi gibi duran kullanma kılavuzu dikkat çekmeyecek gibi değil. Minik bir şehir otomobili ne kadar komplike olabilir ki diye düşünmeden yapamıyoruz. Anlatacak ne çok şeyi varmış meğer! Araçta taşımasanız yakıt tüketimi azalabilir, o derece!
Üç jenerasyon içinde en büyüğü olan yeni City, arka koltuk yolcularına da rahat seyahat olanağı sunuyor. Arka koltuktaki kol dayanağında ikili bardaklık bile var. Ama hem kokpit hem koltuklar ve haliyle zemin simsiyah olduğu için kabin biraz karanlık hissettiriyor. Neyse ki açık renkli tavan döşemesi durumu biraz toparlıyor. Kapak içinde tutamağın bulunmadığı 519 litrelik bagajın hacmi, bir üst sınıf sedanlarının seviyesinde. Ama bu hacmi doldurunca yaratabileceği ağırlık fazlasıyla otomobilin dengesini çok hayal edemedim. Mühendisler hesap etmiştir herhalde!..
Küçük City’nin 1.5 litrelik benzinli, değişken supap zamanlama sistemi VTEC’e sahip motoru, diğer Honda modellerinden tanıdık. Sürekli değişken oranlı CVT vites kutusuyla eşleştirilen motor, şanzımanın kademesizliğiyle o alışılagelmiş sürüş ruhunu veremiyor belki ama otomobili koparıp götürüyor. 6600 d/d gibi özellikle bu otomobille pek de ulaşılamayan devirde elde edilen 119 HP’lik (121 PS)’den ziyade, orta devirlerde gelen 145 Nm’lik torkla yürüyen otomobil, gayet tatmin edici çekiş sunabiliyor. City bir performans otomobili değil, CVT şanzımanın telaşsızlığının payıyla 10.5 saniyelik 0-100 km/s hızlanma verisi ve arka akslardaki kampana frenler bu iddiasızlığın kanıtları. Ama City’nin kullanım amacına uygun nitelikler. Vites kutusu, acemi sürücüleri rahatlatacak müjdeye de sahip, yokuşta kalkış desteği sayesinde otomobili geri kaydırmıyor.
Direksiyon tepkileri yeterince keskin ve hızlı. Direksiyonun göbeği üzerinde hız sabitleme ve müzik sisteminin kumandaları ergonomik olarak yer alıyor. Direksiyonun arkasındaysa Honda Jazz’dan da tanıdığımız paddle shift kumandalar yer alıyor. Ateşli sürücülerin vitesi bunlarla manuel değiştirme tatminine ulaşması mümkün! Ama vites kolunu kullanarak manuel değişim yapma olanağı yok.
Otomobilin önde MacPherson salıncaklı ve viraj çubuklu, arkadaysa yarı sabit akslı süspansiyon sistemi, direksiyonun da katkısıyla kararlı tutunma özellikleri kazandırıyor. Bu mekanik aksamların yardımcısı olarak Honda’nın ESP’si VSA riskli anlarda devreye girmek için pusuda bekliyor. Bu arada City’de parmak freni değil, özlediğimiz donanımlardan geleneksel mekanik el freni olduğunu belirtmeliyiz. Risk deyince, zengin güvenlik ekipmanı içerisinde ön, yan ve perde havayastıkları, lastik basınç göstergesi yer alıyor.
Gelelim fiyata, sürekli değişken döviz kurları, arkası kesilmeyen devalüasyon ve oynak ekonomik göstergeler ışığında neyin, hangi otomobilin ucuz ya da pahalı sayılması gerektiğini canlandıramadığımız şu ortamda Honda City, şimdilik Elegance donanımıyla 385.000, Executive donanımıyla 399.000 TL fiyatla satılıyor. Ne diyeceğimizi bilemiyoruz!