Mazda’nın “butik” SUV’u CX-5 piyasada
Mazda’nın karakteristik yaşam enerjisi ve çevikliği ile birlikte SUV araçlara özgü dayanıklılık ve işlevselliği yansıtan Mazda’nın yeni “Kodo–Hareketin Ruhu” tasarım temasına dayalı çarpıcı tasarım anlaşıyla üretilen CX-5 gövdesi, yeni “kanat imzasının” ızgara üzerinde yoğunlaştığı yeni nesil Mazda’nın yüzü: bir güç ve derinlik ifadesi. Çok kaslı değilse de güçlü bir görünüme sahip aracın yüzünde de sert bir ifade hakim. Keskin kenarlı arka tasarımı ve keskin bir yakınlık mesafesine sahip arka camlarla tezat oluşturan arka çamurluklar, atletik yapıyı ön plana çıkarırken dayanıklılık ve zarafeti simgeliyor. Bu zarafete karşılık ön ve arka tamponlar, aynı sağlamlığa sahip olmalarına rağmen konvansiyonel tamponlardan yaklaşık %20 daha hafif ve özel olarak geliştirilmiş reçine materyalinden üretilmiş. Gökyüzü Mavisi, Tutku Kırmızısı, Alüminyum Grisi, Kutup Beyazı, Siyah Mika, Kristal Beyazı ve Metropol Grisi olmak üzere yedi gövde rengine sahip araç, donanım seviyesine göre 17 ve 19 inçlik jant seçeneklerine sahip.
Kabine girildiğinde tipik Japon tasarım unsurları fark ediliyor. Göz alıcı direksiyon ve güçlü kontrol hissi sunmak üzere tasarlanmış direksiyon-üstü kumanda düğmeleri kısa süreli heyecan yaratırken gösterge paneli ve kapı döşemesinde kullanılan yumuşak dokunuşlu malzeme, kalite hissini artırıyor. Yumuşaklığıyla dikkat çeken koltukları siyah deri veya kum rengi ya da siyah kumaş tercih etmek mümkün. Sınıfında lider aks mesafesi olan 2700 mm sayesinde dört yetişkinin konforlu bir biçimde seyahat edebileceği genişlikteki kabinde arka koltukta sınıfının en geniş oturum alanına sahip olmasının yanı sıra sınıfının en geniş diz mesafesi sunuluyor. Mazda’nın Karakuri koltuk katlama sanatı sayesinde bagaj bölmesindeki açma kolları ile birlikte sektörde ilk bağımsız üç parçalı 4:2:4 katlanabilir özellikli arka koltuklar fark yaratıyor. Minimal çıkıntıları bulunan ve arka koltuklar da katlandığında 503 litreden 1620 litreye ulaşan düz zeminli bagaj bölmesi, alçak zeminle kolay yükleme sağlıyor.
Mazda CX-5’e güç veren her biri iki farklı güçte biri benzinli diğeri dizel iki motor var. Mazda’nın tamamıyla yeni, yüksek verimli SKYACTIV güç aktarma organları serisinde bu motorlara iki şanzıman eşlik ediyor. Her iki motorda da gelişmiş i-stop rölanti durdurma sistemi standart olarak sunuluyor. Bu motorlardan 2.2 litre hacimli common-rail enjeksiyonlu, iki kademeli turboya sah,p SKYACTIV-D, bir dizel için 14:1 oranındaki dünyadaki en düşük sıkıştırma oranıyla 4500d/d’de 110kW/150 HP güç üretirken 1800-2600 d/d aralığında 380Nm’lik maksimum tork üretebiliyor. Aynı motorun sadece dört tekerlekten çekişli modellerde 175 HP’lik versiyonu yer alıyor. Bu versiyonun maksimum tork çıkışıysa 2000 d/d’de 420 Nm. Bu dizel motorlarla Mazda CX-5’in yakıt tüketimine gelince; 150 HP gücündeki 4×2 ve otomatik vitesli modellerde 100 km’de 5.3 l yakıt tüketirken karbon salımı da 139 g/km olarak gerçekleşiyor. 4×4 ve otomatik vitesli modellerde: 100 km ortalaması 5.5 l olarak açıklanırken karbon salımı da 144 g/km. 175 HP’lik 4×4 ve otomatik vitesli modellerde ise bu veriler 100 km’de 5.5 lve144 g/km.
2.0-litrelik direk enjeksiyonlu SKYACTIV-G benzinli motor ise bir seri üretim modelinde dünyadaki en yüksek sıkıştırma oranı değeri olarak 14:1 sıkıştırma oranıyla dikkat çekiyor. 4×2 versiyonunda 6000 d/d’de 121kW/165 HP güç ve 4.000 d/d’de 210 Nm maksimum tork çıkışı sağlayabilen motor, 4×4 modellerde de 6000 d/d’de 118kW/160 HP güç ve 4000d/d’de 208 Nm tork çıkışı sunuyor. Bu motorlarla gerçekleşen yakıt tüketim ve karbon salımı değerleriyse 4×2 ve düz vitesli modellerde 100km’de 6.0 litre ve 139g/km. 4×4 ve otomatik modellerde de 100 km’de 6.0 litre ve 155g/km.
Sınıfının en hafiflerinden
Yepyeni SKYACTIV şasi ve gövde teknolojisi ile 1345 kg’dan başlayan gövde ağırlığıyla CX-5, sınıfının en düşük değerlerinden birine sahip. SKYACTIV-Gövdede ise yapı ve yerleşim optimize edilerek, yüksek dayanımlı çelik kullanılmış ve yeni üretim teknikleri ile daha hafif, ancak daha sağlam bir gövde elde edilmiş.. Çarpışma anında üstün bir güvenlik sunmak üzere, çoklu güç dağıtımı konsepti enerjiyi gövde yapısı boyunca etkin bir biçimde dağıtıyor. Ayrıca otomobilin gelişmiş ses yalıtımı sayesinde motor ve yoldan gelen gürültü seviyesi de oldukça düşük.
Çarpışma testlerinde en yüksek skorlara ulaşma hedefiyle tasarlanmış, SKYACTIV-Gövde, bir otomobilde ilk kez kullanılmış olan 1800 MP’a yüksek dayanımlı çelikle korumaya alınmış.
Gelişmiş aktif güvenlik donanımı sayesinde Mazda, CX-5’te Avrupa’da bu sınıfta bazı ilklere imza atmış: Şehiriçi Akıllı Fren Desteği Sistemi 30 km/s’in altındaki hızlarda ön tarafdan çarpmayı önlemek veya çarpma şiddetini azaltmak için otomatik olarak fren yapıyor. Son zamanların popüler güvenlik ekipmanlarından Şerit Değiştirme Uyarısı Sistemi- sürücüyü istem dışı şerit değiştirilmesi durumunda uyaryor. Yine Arka Araç İzleme sistemiyle yan şeritlerden arkadan yaklaşan otomobilleri tespit eden ve sürücüyü uyaran bir sistem de görev yapıyor.En dikkat çekici güvenlik donanımlarından biri de Uzun Far Kontrolü Sistemi. Avrupalı premium markaların ekstra donanım olarak sundukları bu sistem karşıdan gelen araç sürücülerinin rahatsız olmasını önlemek için uzun ve kısa farlar arasında otomatik olarak geçiş yapıyor.
İlk izlenimler
Mazda Türkiye’nin Bodrum’da yaptığı basın lansmanında deneme fırsatı bulduğumuz CX-5, marka imajı, fiyatı ve donanımlarıyla kompakt SUV sınıfında kendisine özel bir yer arıyor görüntüsü çizdi. Geleneksel Japon kusursuzluğuna getirilen modern yorumlarla atletik ve dinamik görünen otomobil, birçok sofistike teknolojiye sahip. Üstelik kabine girildiğinde de bir o kadar konforlu olduğunu gösteriyor. Özellikle geniş tutulmuş kabin içi ölçüler ferahlık sağlarken sanki daha büyük bir araçtaymış gibi hissettiriyor. Camların görüş açıları, koltukların yumuşaklığı, kumandaların kullanım kolaylığı ve tabii ki kullandığımız 2.0 litre 150 HP’lik manuel versiyonun sürüş dinamikleri etkileyici görüntü çizdi. Süspansiyon bileşenlerinin bozuk yüzeylerde bile sessizliğini koruyabilmesi CX-5 için olumlu puan nedenlerinden biri oldu. Ancak her versiyonda fiyatların az da olsa yüksek belirlenmiş olması, alıcı kitleyi biraz daha seçici yaparken sınırlı da kılabilir. Bunda elbette 2.2 litrelik dizel seçeneğin üst vergi dilimine ‘yakalanıyor’ olması dezavantaj yaratabilir. Konvansiyonel tork konvertörlü otomatik şanzımanlı versiyon ise pürüzsüz sürüş sağlayabilmesiyle kendisini gösterdi. Vites değişimlerinde adeta CVT gibi vites geçişi hissettirmemesi beğenimizi topladı.