Nikki’nin oyuncakları
Herkes metroda oturacak yer kapma derdinde değildir. Ya da herkesi köpek kovalamaz. Sıradan değillerdir, keyif insanıdır onlar, rock’n roll yaşarlar. Başka bir frekanstalardır. Zevkleri de yaşadığı hayata göredir. Evet, bazılarının olayı başkadır. Orijinaldirler, benzerleri yoktur, olsa da kabul görmez. Bunu Nikki Wild’da da görüyoruz. 1990’lı yıllarda İstanbul’un ünlü rock kulübü Kemancı’da barmenlik yaparken barı boydan boya ateşe vermesinden özel bir duruşu olduğunu bilirdik. Başka kimse yapmazdı öyle alengirli işler. Ülkemizin rock’n roll ortamlarında Nikki Wild, yaygın olarak One Man Band olarak nitelenir. Şimdi de DJ’lik yaptığı konser veya partilerde alevlerle iç içe gördüğümüz Nikki Wild, rock’n roll’un vazgeçilmezlerinden muscle car tutkusunu da evdeki otomobil koleksiyonuyla devam ettiriyor. Ülkemizdeki rock aleminin kendine özgü figürlerinden Nikki Wild, Amerikan otomobillerini cok seviyor. Ve yıllarca biriktirdiği modelleri evinin dört bir yanında sergiliyor.
Zürih doğumlu Nikki Wild’ın rock’n roll sevgisi 6-7 yaşlarında evde Elvis Presley ve Johnny Cash gibi starların plaklarını dinleyerek başlamış. Tabii model otomobil merakı da bununla birleşince bir koleksiyon oluşması kaçınılmaz hale gelmiş. Yıllarla epey bir model birikmiş. Halen Cuma geceleri Radyo Eksen’de All Access radyo programına devam eden Nikki Wild’ın evinde topluca bir dolaba ya da rafa dizili değil modeller. Tümü yaşam alanlarına dağıtılmış durumda. Belli bir düzene göre de değiller üstelik, gündelik hayatının içine yerleştirmiş her birini.
Örneğin bir tane Kenworth TIR var, sırf üzerinde sos reklamı var diye mutfağa park etmiş Nikki. Tam da sosların önüne. Evindeki televizyon bile tüplü. LCD’lerin üzerine model koyulmuyor diye… Salonunda iki geniş tabanlı lastiğin üzerine koyulmuş bir cam sehpa görevi yapıyor. İçindeki ışık yandığında çok güzel olduğunu söylüyor Nikki.
Nikki Wild halen Smokey & The Bandit ve Convoy gibi klasikleri izlediğini söylüyor, özellikle Convoy yüzünden 18 tekerlekli TIR sevgisi başlamış çocukken. Ha bir de Al Capone stili bir araba var ki, onun yeri ayrı, Aslında bir parfümmüş, 1970’lerde Nikki’nin babasınınmış.