Peugeot RCZ R
Peugeot tarihinin en güçlü seri üretim modeli RCZ R, 70 HP güç, 55 Nm tork ve bir dolu aksesuar fazlasıyla o sportif ruhu daha yükseğe taşıyor. “Ama”ları olsa da…
Geçen yıl gerçekleştirilen Goodwood “Hız Festivali”nde ziyaretçileri ilginç bir sürpriz bekliyordu. Peugeot tarihinin en güçlü motoruna sahip özel bir RCZ versiyonuyla karşılarındaydı: RCZ R! O safkan coupé stiline, sürüş özelliklerine bayıldığımız RCZ, R takısıyla maksimize edilmişti. Adına eklenen R harfi, Peugeot Sport’un Cooper ailesinden tanıdığımız BMW motoruna dokunuşlarını ifade ediyordu. Tabii sadece motoruyla değerlendirmemek gerek, Peugeot tarihinin en güçlü motoruna ve ona hükmedecek fren/süspansiyon/direksiyon sistemlerine sahip seri üretim modeli bu versiyon. Çok iddialı. Komple bir performans otomobili gibi görünüyor. Peki acaba gerçekten öyle mi?
Peugeot, RCZ’yi tabii ki yeniden keşfetmemiş. Motor geliştirilirken gövdeyi hafifletmek için de her fırsat değerlendirilmiş. Bu çalışmaların sonucunda RCZ R, standart versiyona göre 17 kg hafifletilmiş. Bu da her 4.7 kg başına 1 HP güç anlamına geliyor. Yola kaçta kaçı yansıyor, bakacağız.
Gövdede yapılan değişiklikler görünüm kadar performansa da yönelik. 10 mm alçaltılmış şasi, mat tavan kuşakları ve karbon fiber tavanla sunulan RCZ R’ın Titanyum maskeli bi-xenon farları da standart versiyondan ayrılmasını sağlıyor. 19 inçlik jantların ardından göz kırpan kırmızı kaliperli fren diskleri, gerektiğinde gücün nasıl zapt edileceği hakkında fikir veriyor. Gövde modifikasyonu açılır kapanır değil de entegre spoylerle son buluyor.
Otomobilin ön ızgarasındaki R logosunun kapı eşiklerinde, arkada ve kabinde de bolca kullanıldığını görüyorum.
Acaba sürüşü de göründüğü kadar etkileyici mi? Ben 200 HP üzerindeki güç vadeden önden çekişli otomobillere hep şüpheyle bakarım. Fazlasının lastiklerde kaybolduğunu birçok modelde gördüm. Torsen sınırlı kaymalı kilitli diferansiyel, bir nebze durumu toparlar gibi görünse de verilen maksimum güç değerleri bana biraz “şanım yürüsün” mantalitesini düşündürür. Taaa 6000 d/d’da elde edilen 270 HP’dense daha kullanılabilir devirlerde 200 HP sanki daha mantıklı gelir aklıma. RCZ R’ın sahip olduğu sınırlı kaymalı kilitli diferansiyel, motorun ürettiği torku ön akslar arasında dengeli dağıtarak güçlü tutunma ve stabilite sağlamakla görevli. Ama henüz 9000 km’deki otomobilimizin lastikleri de Torsen’e direniyordu! Performans otomobili de olsa bir hayli hor kullanıldığı anlaşılıyor! Bir de bu durum var, geçmiş yıllarda 250 HP’lik bir Volvo C70 T5 modeli için “lastik düşmanı” diye başlık attığımı hatırlıyorum.
Otomobilin uzun yollu vites değişimleri, zamanında 307’de fark ettiğim hisleri veriyor. Mekanik olarak gürültülü ve geçişler de kemikli… Özel bir otomobil için bir hayli sıradan kalmış. Temel kontrol unsurlarında heybetli görünüm ve güce göre daha fazla hassasiyet aranıyor.
Direksiyonun hissiz kalması, üzerinde seyredilen yüzey hakkında pek de bilgilendirici olamamasına yol açıyor. Keza, güçlü duruşlar sağlayabilse de (o disklerle aksini düşünemiyorum zaten!) frenlerin hissi de standart otomobillerden pek farklı değil. Kullanırken fark etmemek imkansız, gaz pedalının artikülasyonu da sanki fazla uzun. Safkan bir performans makinesinden çok “biraz daha sportifleştirilmiş” versiyon gibi hissettim.
Performansla ilgili veriler tabii ki etkileyici. 0-100 km/s’yi 5.9 saniyede aştığı belirtiliyor. Vites kaçırmamak, hızlı değişim yapmak kaydıyla siz de 6 saniyede ulaşabilirsiniz. Kısa yollu, kısa kollu bir şanzıman sanki daha iyi olurmuş. Ama o ilk hızlanma performansındansa turbosu büyütülmüş MINI motoruyla ara hızlanmalar çok daha zevkli! Ama şu var ki, her şeye karşın gaz emirlerinde ön tekerleklerin “çırpınışı”, torque steering durumunu fazlasıyla yaratıyor. Tamam, en güçlü model, şanı yürümeye yürümüş de ıslak yüzeyde kendisini hayal edemedim. Bu otomobilin de sonu yakın gelecekte dört tekerlekten çekişe doğru olur gibi… Her ne kadar yoldaki her pürüz zarifçe hissedilse de agresif bir coupé’den beklenmedik derecede konforlu. Ama sakın konfordan sessizlik gibi bir anlam çıkartmayın! Hakkı verilerek kullanıldığında RCZ R egzozlarından olağanüstü bir ses yayılıyor!
Motor sesinin yayılması ve gramsa gram, ağırlığının yük olmaması için kaput içinde izolasyon malzemesi kullanılmamış. Ama şu var ki, motor kaputunu açmak gerektiğinde kaput dokunulmaz oluyor! Turboyu saran amyant da biraz küçük mü ne! Hesabı yapılmıştır mutlaka ama kaputa dokunulmuyor. Net.
Bu görünüm ve performans donanımlarıyla bir otomobilin konforlu olmasını beklemek anlamsız gelebilir ama Peugeot, tipik Fransız nosyonunu RCZ R’a entegre etmiş. Şaşırtıcı derecede rahat. 2+2 oturma modlu bu otomobilde tabii ki arka koltuklar usulen sunulmuş. Ancak çocuklar sığabiliyor ama onlar da hiçbir şey göremediklerinde yakınıp duruyor. RCZ R’a özel bir durum değil, bütün coupélerin derdi bu. Ön koltuklara yoğunlaşalım. Birincisi olağanüstü görünüyorlar! Konforla kast ettiğim öncelikle onlar değildi ama görkemli görünüşleriyle spor otomobil için fazlasıyla rahat!
Yakıt tüketimiyle ilgili merakı olanları “aslan besleyen yemini düşünmez” diyerek geçiştirmek istiyorum! Belirtildiği kadar düşük değil, bunu bilin yeter. Avusturya’daki Magna Steyr tesislerinde üretilen otomobil, ülkemizde 49.500 Euro fiyatla satılıyor.
+ Coupé ruhu
+ Konfor
+ Tutunma özellikleri
+ Koltuklar ve oturma pozisyonu
+ Motor sesi
– Zayıf direksiyon ve fren hisleri
– Ezilen ön tekerlekler (!)
– Kemikli vites geçişleri
Peugeot RCZ R
Yakıt tipi: Benzinli
Motor hacmi (cc): 1598
Motor gücü (HP): 270@6000 d/d
Maksimum tork (Nm): 330@1900 d/d
Vites kutusu: 6-ileri manuel
Maksimum hız (km/s): 250
0-100 km/s hızlanma (sn): 5.9
Tüketim (şehiriçi/şehir dışı/karma) (lt/100 km): 8.4/5.1/6.3
Ağırlık (kg): 1394
U/G/Y (mm): 4290/1845/1359
Aks mesafesi (mm): 2612