Sanki gerçeğin de ilerisinde!
Otomobil üreticilerinin kazaları önlemek için yaptıkları birçok deneysel çalışma var. Çoğu marka ürettikleri otomobillerin olası kazalara hazırlıklı olmasını istiyor ve yatırım yapıyor. Güvenlik konusunda tartışmasız lider konumundaki Mercedes-Benz’in yeni tanıttığı sürüş simülatörü, markanın konuyu ne kadar ciddiye aldığının da bir kanıtı.
Taşıt tasarımlarını 1985 yılından bu yana sürüş simülatörleri desteğinde yapan Mercedes-Benz, bu konuda da öncü konumunda. 10 Mayıs 1985’te Berlin’deki Daimler-Benz Araştırma Merkezi’nde kullanıma alınan The Motion System (Hareket Sistemi), döneminin otomotiv endüstrisindeki tek örneğiydi.
Bu kez Mercedes-Benz’in merkezi Sindelfinden’deki ar-ge merkezindeyiz. Alman üreticinin düzenlediği tanıtım organizasyonunda i-motoring.com olarak ayrıntılarıyla inceleme fırsatı bulduğumuz yeni ve en gelişmiş virtüel simülatör, sürüş anında yaşanan ve yaşanabilecek olanları birebir hissettirebilen progressif bir aygıt olarak çok etkileyici bir görüntü çizdi.
Otomotiv endüstrisinin en gelişmiş sürüş simülatörü olarak lanse edilen sistem, şerit değişimlerinden slalomlara kadar koşullarda sürücü ve otomobilin yaşadığı tüm sürüş dinamiklerini yaşatabiliyor. Henüz ortada aktif olarak kullanılabilecek durumda bir prototip yokken bile kullanılabilme imkanı sunarak sürüş dinamiklerinin geliştirilebilmesine imkan sunan simülatör, zorlu koşulları da güvenle yaşatabiliyor. Şöyle ki, sistem test pilotlarının güvenlikle ilgili araştırmalarını yaparken risk yaşamalarının önüne geçebiliyor. Böylece Mercedes-Benz mühendisleri laboratuvar koşullarında sürücü, yol ve makine arasındaki karmaşık ilişkiyi sınayabiliyor.
Mercedes-Benz’in gerçekliğin ötesini zorlayan çaptaki sürüş simülatörü, test laboratuvarında 12.5 metrelik bir ray üzerinde farklı açılara sahip 6 adet elektro hidrolik piston aracılığıyla hızla enlemesine ve boylamasına hareket eden bir kapsül. Bu kadar hareket kabiliyeti sağlanmış olması, sabit simülatörlere göre doğal olarak önemli bir fark yaratıyor. Ama merkezde başka amaçlar için kullanılan sabitlenmiş simülatörler de yok değil. 90 derece döner tabla üzerindeki kapsül, bir otomobilin yaşayabileceği enlemesine ve boylamasına bütün hareketleri gerçekçi şekilde yaşatabiliyor. Gelelim kapsülün içine, tüm duvarlarını kapsayacak şekilde 360 derece projeksiyonla gerçekçi görüntüler yansıtılan kapsülün içinde bir S Class yer alıyor. Otomobilin içine yerleşen kişi, hareket eden yayaları, rol gölgeleri, otonom trafiği, farklı iklimleri ve gece sürüşünü tüm gerçekliğiyle simüle edebiliyor. Bütün bunlar olurken sürüş gürültüleri, şiddeti değişebilir şekilde yağışıyla rüzgarıyla hava hareketleri tüm gerçekliğiyle görüntüye getirilebiliyor. Bu kadar detayın içine Mercedes-Benz uzmanlarının farklı motor, lastik ve yol gürültülerini de eklediğini belirtmemize gerek var mı?
Mercedes-Benz’in bu “güvenlik atölye”sinde yer alan sabit zeminle kullanılan simülatörlerle de otomobillerin yol tepkileri, beklenmedik durumlarda yaşananlar ölçümlenebiliyor. Bunlardan Destek Sistemleri Simülatörü, bir S Class kullanılarak Brake Assist Plus, PRE-SAFE, DISTRONIC PLUS, aktif şerit koruma desteği, aktif kör nokta desteği, hız limitörü desteği gibi sistemleri simüle edebiliyor.
Bütün bu simülasyon çalışmaları, yönetim merkezindeki bilgisayarlardan takip ediliyor ve elde edilen verilen işleniyor. Konseptler bu simülatörlerde fiziksel tepkilerinden konfor özelliklerine kadar denenerek prototipe, ardından da coşkulu birer üretim versiyonuna dönüşüyor!