Satın alma stratejileri ve sonrası

 Satın alma stratejileri ve sonrası

20 yıl önce otoriteler bugünler için “Dünyada 3-5 otomotiv devi kalacak” dediğinde onlara çok anlam veremiyorduk. Ama geldiğimiz nokta, artık çok şey anlatıyor.

Geçtiğimiz aylarda Peugeot’nun Opel’i satın almasıyla ilgili bir analiz yapmıştık. Birkaç ay önce de yine bir Fransız firması olan Renault-Nissan Grubu Mitsubishi‘nin bir kısmını satın aldı. Burada Mitsubishi otomotiv diye özellikle belirtiyorum, çünkü Mitsubishi çok büyük bir firma. Satılan kısım ise sadece otomotiv aktiviteleri. Bu alışverişin içinde Mitsubishi FUSO firması, yani kamyon, kamyonet, otobüs aktiviteleri de yok.

Mitsubishi’nin satın alınması daha iyi anlayabilmek için ilkin “Renault-Nissan Alliance” iyi anlamak gerekli.

Renault grubunun içinde Renault, ekonomik araba markası Dacia, Rusların en büyük otomobil firması Lada, Korelilerin Samsung Motors’u ve son olarak da sportif marka olarak kullanılan Alpine markaları bulunmakta. Renault aynı zamanda Mercedes ile de ortak arabalar yapıp satıyor. Bilindiği gibi yeni smart, Renault tarafından üretiliyor. Kangoo da Citan adı altında Renault fabrikalarında üretilip Mercedes olarak satılıyor.

Renault 1990’ların son çeyreğinde Scenic MK1 saye-sinde o kadar cok para kazandı ki, o sıralarda ekonomik darboğazda olan Japonların Nissan firmasının %43,5 hissesini satın alabildi. Bu alışveriş sırasında Nissan da sembolik olarak Renault’tan %15 hisse sahibi oldu. Renault yıldızı parlamaya başlayan yöneticisi Carlos Ghosn’u Nissan’ı düzlüğe çıkartmak üzere Japonya’ya gönderdi. Gerçekten de Carlos Ghosn Nissan’ı kârlı bir şirket haline getirdi. Yani Carlos Ghosn Nissan’ı çok iyi tanıyor.

Nissan’a gelecek olursak. Nissan’ı Türkiye’de sadece birkaç modeliyle tanıyoruz. Çünkü yakın bir geçmişe kadar Nissan Türkiye pazarında Ortadoğulu bir distribütörün kontrolündeydi. Çok fazla model satılmıyordu. Birkaç zaman bir değişiklikle Türkiye pazarı Nissan tarafından doğrudan yönetilmeye başladı ve başına da Renault kökenli Sinan Özkök atandı.

Nissan Türkiye’de tanıyıp bildiğimizin aksine Japonya’da ve özellikle de Amerika pazarında çok aktif bir firma. Elinde Nissan markası dışında lüks ve sportif marka olarak Infiniti ve ekonomik model olarak da Datsun markası var. Nissan ayrıca kamyonet ve midibüsler de üretiyor.

Renault ve Nissan bugüne kadar otomotiv dünyasında benzeri pek olmayan bir birliktelik ve uyum içinde bugünlere kadar geldiler. En büyük sinerjiyi yarattıkları satın almalarını birlikte yaptılar. Ortak araçlar geliştirdiler. Fa-kat bunu yaparken iki firmanın da kimliklerini koruması sağladılar. Birbirine benzeyen otomobilleri neredeyse yok.

Peki, bu ittifakta problemler yok mu? Olmaz mı var tabii. En önemli problem Fransız hükümetinin Renault’ta hissedar olması. 2015 yılında Fransız hükümeti Renault’taki hisse-lerini % 20 oranına yükselterek 1999 senesinde kurulan hisse dağılım oranını bozdu. Japonlar Nissan firmasının kararlarının alınırken Fransız devletinin söz sahibi olmasını istemiyorlar. Ayrıca ortak geliştirilen platformlardan yeteri kadar faydalanamadıklarını söylüyorlar. Evet, 1999 sene-sinde Renault çok büyük bir risk alarak Nissan’ı kurtardı. Ancak Nissan da 2005 senesinde başlayan ve neredeyse 2010 kadar süren Avrupa krizinde kazancından ödediği temettülerle Renault’u kurtardığını düşünüyor.

Mitsubishi’ye gelecek olursak. Yıllık 1.000.000 biraz üstünde araba üreten ve satışlara bakıldığında Japonya için ikinci sınıfta yer alan bir üreticiydi. 2000’li yıllarda Daimler ile ittifak arayan, sonrasında da 2009-2010 arasında PSA ile flört yaşamıştı. Volkswagen’in dizel skandalından hemen sonra, başkanları Tetsuro Aikawa ilk önce dört modeldeki tüketim rakamlarının manipüle edildiğini kabul etti. Birkaç gün sonra, Mitsubishi başkanı, sahtekârlığın bambaşka bir boyutta olduğunu itiraf etti. Mitsubishi 25 yıldır hile yapıyormuş! Bu açıklamaların ardından Mitsubishi Motors’un hisseleri Tokyo Menkul Kıymetler Borsasında birkaç gün içinde değerinin% 40’ından fazlasını kaybetti.

Zor durumdaki Mitsubishi’nin çoğunluk hisseleri yine bir Japon firması olan Nissan tarafından satın alındı. Yapılan anlaşmaya göre,  Mitsubishi’nin başkanı da Carlos Ghosn oldu.

Olay, biraz karışık. %43,5 hissesi Renault’un elinde bulunan Nissan, Mitsubishi’nin % 34 hissesini satın alarak en büyük hissedarı oldu ve yönetimi eline geçirdi. Ama Nissan’ın da en büyük hissedarı Renault ve onun da içinde önemli oranda Fransız hükümetinin hissesi var.

Renault Nissan Mitsubishi ittifakı, son satış rakamlarına göre 2017 ilk yarısında dünyanın en çok araç satan grubu haline geldi. Aynı zamanda ittifak dünyanın en çok elektrikli otomobil yapıp satan firması da oldu.

Geçtiğimiz günlerde Renault-Nissan-Mitsubishi ittifakının “2022 Planı’nı açıklandı. Yıllık 10 milyar Euro sinerji hedeflenen bu yeni planda, 14 milyon adet satış ve 240 milyar dolar ortak gelir öngörülüyor. Bu sinerjinin en büyük kısmını ortak satın alma stratejileri, ortak araç platformlarının kullanılması yani Ar-Ge masraflarının düşmesi sağlayacak.

Bugün için Renault-Nissan Mitsubishi ittifakının birlikte tutan en önemli unsur Carlos Ghosn kendisi, yarın görevi bırakması durumunda “ittifak” ne olur, gelişmeler nasıl olur bugünden pek belli değil.