Reklam

Yapma bunu KITT!

 Yapma bunu KITT!

Çocuktuk anlamamıştık. Anlasak da sevmekten başka çaremiz yoktu, eşini benzerini hayal bile edemezdik. Ama sevmedik, çıldırdık KITT (Knight Industries Two Thousand) için, 1980’li yıllarda çocuk olan herkes gibi… Ne var ki şimdi tekrar yayınlanan bölümlere bakıyoruz da, KITT bir nesli fena ‘yemiş’:)! LCD teknolojisini eskittiğimiz şu yıllarda, gençliğimizde taptığımız o otomobilin içinde tüplü monitörleri görmek, onlarca manasız lambanın yanıp söndügü kokpite biraz yaklaşıldığında aslında -yarım direksiyon simidinden başka!- hiç bir numara olmadığını anlamak, bünyemizde geçmişe doğru sanki aldatılmış gibi bir kırgınlık yaratıyor. Lafa gelince birçok etkileyici unsur vardı; 300 HP maksimum güç ile 0-100 km/s hızlanma 2 saniye, 0-400 m hızlanma 4.2 saniye, 112 km/s-0 frenaj 4.2 metre, 322 km/s maksimum hız, 400 derecenin üzerindeki ısılara dayanabilen termal koruyucu, sessiz çalışma modu, 40 feet (12.2 m) uçuş sağlayabilen elektronik kontrollü turbo iticiler (geçen yaz Pontiac Firebird ile bunu deneyen birileri hayatını kaybetmişti!), ses analiz ünitesi, farklı dilleri aksanlarıyla konuşabilmesi, Michael ile saati aracılığıyla bağlantı kurabilmesi, çevreyi kolaçan eden dinleme radarları, havayı koklayan, çevreyi dinleyen, herkesi etkileyen sensörleri ve tabii ki KITT fanatiklerinin favorisi olan Pontiac’ın burnundaki tarayıcı! Anamorphic Equalizer olarak isimlendirilen o kırmızı ‘yürüyen ışıklar’ KITT’in elektronik gözüydü! Baştan sona fantazi! Geride kalan 25 yılda yüzlerce icat yapıldı ama maksimum hız haricinde bunlardan bir tanesi dahi otomotiv endüstrisinde kendisine yer bulamadı! Otomobiller akıllandı ama hiç biri KITT’in izinden gitmedi…

K.I.T.T. ise ilk dönemini 1982-1986 arasında tamamladıktan sonra emekliye ayrılırken 2008’de yerini ikinci kuşağa bıraktı. İkincisi, orijinali kadar ilgi toplayamazken ilk bölümün efsane otomobili, geçmişin anısına müthiş bir ticari obje oldu çıktı. Ama şimdiki bakışımızla görüyoruz ki, ne Bonnie o ilk gördüğümüz yıllardaki kadar fıstıkmış, ne dizinin senaryosu Behzat Ç. kadar zeka pırıltısı doluymuş… 1982 model Pontiac Trans Am’in gösterdiği performans hareketleriyse turbo boost ile uçması dışında bugün yolda görünce ‘zibidi’ diye nitelediğimiz kitleye ait figürler! Zaten bu kadar Amerikan bir dizide Alman kırması bir oyuncunun başrol oynaması da başka bir tezat yaratıyor! Her bölümde karşısına çıkan kızlara ‘sarkması’, KITT ile karşılıklı soğuk esprilerini tokuşturması, yine her bölümde TIR’lı adamlarla takışması, şimdi izlenebilirliğini zorluyor! Tamam elbette ki bugünün koşullarıyla 25 yıl öncesini değerlendirmek saçma ama biraz gerçekçi bakınca da fena hissediyor insan. Her şeyi zamanında bırakıp güzel hatıralarıyla anımsamak en iyisi olsa gerek…

1 Comment

  • Kötü eleştiri yapmak çok kolay değil mi?

Comments are closed.