Reklam

Tamam da neden?

 Tamam da neden?

Geçen ayki yazımızda WLTP yani Türkçe açılımıyla “Dünya çapında uyumlaştırılmış hafif araçlar test prosedürü”nden bahsetmiş ve üreticilerin işlerinin zorlaşacağını, küçük dizel motorların yavaşça

sahneden çekileceklerini belirtmiştik. Peki, bu gibi testlerin amaçları nelerdir, neden bu testlere gerek duyuluyor, onu irdeleyelim bu ay.

Bu testlerin ana amacı, aracı satın alan tüketicinin, CO2 salımları ve yakıt ekonomisi bakımından

otomobiller arasında güvenilir karşılaştırmalar yapmasını sağlamaktır. Avrupa birliği mevzuatlarıyla, testlerle ilgili tüm koşullar standartlaştırılmıştır. Bu şekilde standartlaştırılmış ve tekrarlanabilir bir prosedür izleyen bir laboratuvar testi, tüketicilerin farklı otomobil modellerini karşılaştırmasına olanak tanır.

Çoğu AB üyesi devlet şu anda otomobillerin tescili sırasında aracın ürettiği CO2 seviyesine göre vergi almaktadır. Hatta bazı ülkelerde aracın saldığı CO2 miktarı istenen altındaysa araçta vergi indirimine bile gidilmektedir.

Yürürlükte olan NEDC, teorik sürüş profilini temel alarak “şehir içi, şehir dışı ve ortalama” gibi tüketim değerleri verirken, WLTP sürüş döngüsü, farklı

ortalama hızları olan 4 bölüme ayrılır: düşük, orta,

yüksek, çok yüksek. Her bölüm günlük sürüş koşullarını daha iyi yansıtmak adına bir dizi sürüş aşaması, duraksama, hızlanma ve frenleme gibi aşamalardan oluşur. Her motor ve şanzıman birleşimine bakılarak, en ekonomik model ve en çok yakıt tüketen model de test edilir.

Yani diyelim ki elimizdeki Jetta’nın 1.2 TSI 105 beygirlik düz vitesli modeli en az yakacak model olarak gözüküyor. Elimizde bir de 1,4 TSI 150 beygirlik otomatik vitesli en çok yakacağını düşündüğümüz modelimiz var. Bu en çok tüketim yapacağını düşündüğümüz aracın üstüne klima, açılır tavan,

elektrikli koltuklar gibi en üst seviyede donanımlar da ilave edilerek en boş ve en dolu modeller tespit edilir. Bu araçlar “yüksek araç” ve düşük araç” olarak testlere sokulur.

Yeni test prosedürü ile öncelikle araçlar güç ve ağırlıklarına göre sınıflandırılacaklar.

• 1 sınıf  – Güç/Ağırlık oranı 22’den az olan araçlar

• 2 sınıf  – Güç/Ağırlık oranı 22’den çok 34’den az olan araçlar

• 3 sınıf  – Güç/Ağırlık oranı 34’den fazla olan araçlar

Bakıldığında 1 ve 2 sınıf genellikle otobüs, kamyon gibi ağır taşıtların girdiği bir sınıfken, 3 sınıf otomobil ve hafif ticari araçları kapsıyor.

Bu yeni prosedür ile neler değişecek bir bakalım,

• Daha uzun test çevrim zamanı (20 dakikadan 30 dakikaya)

• Daha kısa duruş zamanı (%25’ten %13’e)

• Daha uzun mesafeler (11 km’den 23 km’ye)

• Daha yüksek hızlar (maksimum 120 km/Saat’ten 130 km/saat)

• Neredeyse %50 daha yüksek ortalama hız (34 Km’den 46,5 Km ye)

• Daha yüksek maksimum hızlanma ve daha fazla hızlanma miktarı)

• Daha dinamik sürüş koşullarını temel alarak yaklaşık %20-%30 daha fazla sürüş gücü

• Araçtaki opsiyonel donanımın hesaba katılması

Ayrıca NEDC değerleri sadece Avrupa için

geçerliyken, WLTP ile belirlenen değerler dünya çapında karşılaştırılabilir hale geliyor.

WLTP, gerçek dünyadaki trafikte olup bitene daha yakın olup mevcut NEDC testinden daha hassas bir test metodu, bu bir gerçek. Test için belirgin sınırlar daha iyi belirlenmiş olduğundan doğruluğu daha yüksek, tutarlı ve tekrarlanabilir sonuçlar veriyor.

Ancak bütün bunlara rağmen WLTP testleri bile küresel çaptaki gerçek tüketimleri ve emisyonları tamamen kapsayamıyor.

Örneğin:

• Asya’daki tropikal bölgelerde ve Rusya’daki uzun kışlar arasındaki iklim şartları. Ayrıca mevsimler, çeşitlilikler

• Az kulanılan otoyol ve köy yollarına kıyasla büyük şehirlerdeki trafik şartları ve trafik yoğunluğu

• İsviçre’nin dağlık bölgelerinden Kuzey Almanya’nın ovalarına kadar olan yol profilleri

• Sürüş alışkanlıkları ve sürücünün sürüş tarzı

• Klima ve aydınlatma gibi diğer ek tüketicilerden kaynaklanacak farklılıklar WLTP ile ölçülemeyecekler.

O zaman ne yapalım? 

Aracın arkasına bir cihaz bağlayalım ve egzozdan çıkan gazları bir yerde toplayalım. Sonra analiz edelim. Bu şekilde gerçekten arabanın saldığı gazlar ölçülmüş olur.

Real Driving Emissions RDE (Gerçek sürüş emisyonu testleri) tam da bu işi yapacak.

RDE, WLTP gibi laboratuvarda yapılan testlerinin yerini almayacak, ancak bunları tamamlayıcı nitelikte olacaktır. Bugün itibarıyla RDE bilinmeyenleri çok olan bir denklem. Bakalım birlikte göreceğiz…