Reklam

VW’nin başına gelen

 VW’nin başına gelen

Malum bu günlerde herkes Volkswagen’in Amerika’da sattığı araçlarda karşılaşılan olaydan bahsediyor. Ne olmuş, nasıl olmuş, kim ne yapmış, birçok yayın organında uzun uzun yazıldı çizildi. Bir kez daha anlatmaya gerek yok. Yazı dizimize başlarken Jetta’nın yerine geçecek bir araç tasarlamaya başlamıştık. Ama emin olun biz tasarladığımız araç çevre normlarına uygun olacak:)

Önce nedir bu kanunlar, mevzuatlar onlardan bahsedelim, sonrasında VW konusuna da bir miktar girelim.

Her ülkenin hükümetlerince yetkilendirilmiş kuruluşlar, o ülkede pazarlanacak ürünler için minimum sağlanması gereken kuralları belirlerler. Örneğin klimalar da kullanılacak gazlar ozon tabakasına zarar vermeyen gazlar olmalıdır gibi. Bu kurallar kanunlar ve yönetmeliklerle genel olarak “mevzuat” olarak isimlendirilirler. Kamuya açık olan http://www.mevzuat.gov.tr/ adresinden istenilen konudaki mevzuata ulaşılabilir.

Herhangi bir motorlu aracın, römorkun, motosikletin trafiğe tescili aşamasında gerekli olan Uygunluk Belgesi’nin düzenlenebilmesi için söz konusu araç tipinin “Araç Tip Onayı Belgesine” sahip olması gerekmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun 29. maddesi uyarınca, yapım safhasında, araçların tip onayı yönetmeliği ile buna bağlı diğer yönetmeliklerin yayımlanmasında ülkemizde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yetkilidir. Bakanlıkta, kendisi adına deney ve kontrolleri yapmak üzere TSE’yi Teknik Servis olarak atamıştır. Yani ülkemizde Tip Onayını TSE verir. https://www.tse.org.tr/tr/icerikdetay/476/512/arac-tip-onayi-ve-muayene.aspx adresinden gerekli bilgilere ulaşılabilir.

Avrupa da üretilen araçlar araç tip onayını Fransa’da UTAC, Almanya’da TUV, İngilterede VCA gibi onay kuruluşlarından alırlar ve bu onaylar tün Avrupa birliği ülkelerinde ve mevzuat gereği Türkiye’de de geçerlidir. Ancak henüz TSE’nin verdiği onay maalesef Avrupa topluluğunda geçerli değil. Yani biz Türkiye’de bir otomobil üretip Avrupa’ya satmak istiyorsak UTAC ya da TUV gibi bir firmadan aracımızın mevzuata uygun olduğunu onaylatarak “AT tip onay

belgesi” almamız gerekir.

Yapılan araştırmalara göre;

Karbon monoksit (CO) salımlarının yaklaşık %80’inden

– Azot oksit (NOx) salımlarının %60’ından

– Hidrokarbon (HC) salımlarının yaklaşık %50’sinden

– Şehirlerdeki kurşun salımlarının %100’ünden motorlu taşıtlar sorumludur.

Hal böyle olunca Avrupa birliği, 1993te EU1, 1997de EU2, 2001 deEU3 2006da EU4 2011de EU5 ve 2015 te EU6 çevre kirliliği normlarını uygulamaya koymuştur.

Türkiye Avrupa birliği standartlarını biraz geriden takip

etmektedir. Şöyle ki;

2016 başından itibaren satılacak “Yeni” araçlar EU6 standartlarına uygun olmalıdır. Biz Jetta’nın yerine geçecek bir otomobil yapıyorduk. 2016 da piyasa çıkartacaksak aracımız EU6 olmak zorundadır. Ancak, var olan bir aracı yapmaya devam etseydik ya da ithal etseydik o zaman EU6 normunu 1 Ocak 2018’den itibaren uygulamamız

gerekir. Yani, şu anki Golf’ü 2018 kadar EU5 olarak satılmaya devam edilebilir.

Gelelim Volkswagen’in ABD de başına gelenlere.

Beyler Amerika’da geçerli olan kurallara uygun araç yapmak yerine testleri aldatacak bir yazılım yapıp motor enjeksiyon yazılımının içine koymuşlar. Yazılım sayesinde araç test edildiğini anlayıp Amerikan normlarına göre egzoz salımı yapıyor, normal kullanımda ise Amerikan normlarına uygun salım yapmıyor. Sistem de gayet basit ön tekerlekler dönüyor arkalar dönmüyorsa test edildiğini var sayıyor. Olayın nasıl ortaya çıkarıldığına girmeyelim, NEDEN yapıldığına yoğunlaşalım. Öyle ya, zor olan kısım egzozdan temiz salım yapılması. Beyler bunu becermişler, NEDEN zor işi yapabilmelerine rağmen bunu devreden çıkarıyorlar. Ulusal ve uluslararası basın işin bu kısmına ilgi göstermedi, bazıları, kolayına kaçtılar ve “performans elde etmek için yapmıştırlar” dediler.

Bence, olay EGR vanasının dayanaklılığıyla ilgi. İşin teknik kısmına çok fazla girmeden açıklamaya çalışayım.

EGR sistemi araçlarda yanmış egzoz gazlarını tekrar yanma odasına gönderen bir sistemdir. Silindirin içindeki karışımın içerisine bir miktar egzoz gazı karıştırılarak yanma ısısı aşağıya indirilir. Yüksek yanma ısısının aşağılara çekilmesi, oluşan nitrik oksit NOX miktarını düşürür. EGR vanası ne kadar egzoz gazının içeriye alınacağını ayarlayan bir parçadır. Motor enjeksiyon yazılımından komutlara göre hareket eder ve genellikle motor devri 3500 d/d civarında ve kısmi yük yani gaz pedalı yarım basarken devreye girer, çıkar.

EGR Vanası yapısı gereği nazik bir parçadır ve zaman zaman sıkışır. Bu durumda ya fazla egzoz gazının silindirlere girmesine ya da hiç girmemesine sebep olur ve kullanıcıya etkisi motorun düzensiz çalışmasıdır.

Bence VW mühendisleri EGR vanasını korumak için, çok fazla çalışmayacak şekilde bir yazılım yapmışlar. Amaç performans falan değil, mekanik bir parçayı korumak.

Şimdi ne yapacaklar? Yine benim düşündüğüm, öncelikle sahtekâr yazılımı devreden çıkartacaklar. Araçlar normlara uygun salım yapacak. Ancak, EGR vanası çok uzun süre dayanamayacağı için ikinci bir operasyonla EGR vanası ve çevre elemanlarını değiştirecekler. Bu ikinci operasyon öyle kolay bir işlem olmayacak. Çünkü ellerinde sökülen EGR vanasının yerine takacakları bir sistem olduğunu sanmıyorum. Eski vananın yenisi takmaları da çözüm değil. Tek çareleri, yeni bir vana geliştirmek. Bu kadar kısa sürede geliştirecekleri vanayı dayanıklılık testlerine tabi tutacak zamanları da yok. O zaman emniyet katsayısı 10 ile çarpılmış çok dayanıklı bir vana yapacaklar. Çok pahalı olacak.

Ve bütün bunları çok ciddi organizasyonlar yaparak, gerekli parçalar toplanarak bir gruplanacak, satış sonrası kiti oluşturulacak ve lojistik ekipleri doğru yerlere sevk edecek. Satış sonrasındaki mekanikleri eğitilecek ellerine ne yapacaklarını içeren eğitim dokümanları verilecek ve ope-rasyon başlayacak. Yapılan onarımın kalitesinden sorumlu kişiler olacak ve denetleyecek. Gerçekten zor, çok pahalı bir operasyon.

Son söz: Şu anda Volkswagen motor departmanında ya da satış sonrasında çalışmak istemezdim.