Reklam

Hırsıza kilit olmaz (mı?)

 Hırsıza kilit olmaz (mı?)

Artık pinpon topunu kilite yerleştirip bir tane patlatma dönemleri geride kaldı. Makbul parça hayalet ekranlar oldu! Teknolojinin modern zaman hırsızlarına hazırlıklı olması gerekiyor.

Amerikan filmlerinde görürüz, adam kapısı acık bir arabanın içine girer, sonra sağa doğru eğilerek aşağıdan bir kablo demeti çıkartır, o kabloların içinden iki tanesini seçer ve birbirlerine kıvılcımlar çıkartarak sürter ve araba çalışır.

Bugün tüm otomobil sahiplerinin korkulu rüyası olan otomobil hırsızlığından bahsedelim. Hırsıza kilit olmaz ancak yine de otomobil firmaları hırsızlığa karşı ellerinde gelen önlemleri alıyorlar, almaya da devam edecekler.

Otomobil üreticisi olarak firmaların üç önceliği var. İlk sırada olan önceliğimiz araç sahibini, otomobili ve aracının içindeki değerli eşyalarını korumak. Ardından firmamızın marka imajını korumak, en son olarak da firmamızın rekabet gücünü korumak diyebiliriz.

Hırsızların araca birkaç şekilde girebilirler. İlk aklımıza geleni otomobilin anahtarını ele geçirerek yapılan hırsızlık çeşidi. Örneğin otoparklarda, kimliği belirsiz kişilere bırakılan anahtarların kopyasını yaparak aracı kapınızın önünden kopya anahtarı kullanarak çalınması. Bir diğer araç çalma yöntemi, ekip halinde yapılan hırsızlıklar. Sizin arabanıza bir başka araç çarpıyor araç sahibi ne olduğuna bakmak için otomobilden inince, koltuğa bir başka kişinin binerek aracı ele geçiriyor olması yöntemi. Bu tip hırsızlıklar için otomobil imalatçısının yapacağı hiçbir şey yok maalesef. Burada araç sahibinin aldatılmalara karşı uyanık olması en büyük önlem.

Otomobil üreticilerin üzerinde çalıştıkları en önemli konular ise arabanın kapı kilitlerinin açılarak ya da camlarının kırılarak yerinden götürülmesi ya da içindeki değerli eşyanın çalınması. Burada esas olan hırsızın işini zorlaştırmak, vakit kaybettirerek arabanın yanından uzaklaşmasını sağlamak. Örneğin kapının ya da bagaj kapağının açılmasını zorlaştırmak için kapı kilitlerinin içine ilave takviye parçaları koyarız. Aracın dışında duran yedek lastiğin sökülme mekanizması arabanın içindedir. Dışarıdan lastiği sökmek için kesilmesi gerekir. Yani hırsızın işlen süresi uzar.

Bazı durumlarda da sökülen parçaları kullanılmaz hale getirtiriz. Örneğin aracın logosunu dışarıdan sökmeye çalışırsanız parça kırılır, bir işe yaramaz hale gelir. Çalınmasının anlamı kalmaz.

Yazının başındaki sağa eğilerek kabloları çıkartıp birbirine sürten adamın bugünkü arabalarda o kablolara ulaşması o kadar kolay değil. Eski Amerikan arabalarında gerçekten öyleydi. Kontak anahtarı o iki kabloyu birbirine değdirerek marşa basardı. Günümüzdeki otomobillerde kontak anahtarı bile kalmadı. Artık butona basarak arabayı çalıştırıyoruz. Hatta araba kendini çalıştırıyor!

Modern otomobillerinde hırsızlığa karşı birçok elektronik önlem (immobiliser) var. Anahtarlar kopyalanamayacak şekilde şifreleniyor. Aracın üstündeki birçok elektronik beyin birbirinin üstüne aracın tanıtım numarasını yazarak birbirlerini şifreliyorlar. Yani hırsızlar tek başına bir elektronik parçayı değiştirerek arabayı çalıştıramıyorlar. Ayrıca o elektronik beyinler de aracın çok farklı yerine sökülmeleri zorlaştırılarak koyuluyor. Bu şekilde hem elektronik hem de mekanik olarak işlerini ve harcayacakları zamanı uzatmayı hedefliyoruz.

Ancak işimiz o kadar da kolay değil. Biliyorsunuz geçtiğimiz senelerde Amerika’yı etkileyen Irma, kasırgası sırasında Tesla, o bölgede bulunan araçlarının batarya kapasitesinin normalde kullanıma kapalı olan 15 kWh’lik “yedek” kapasitesini geçici olarak kullanılabilir hale getirmişti. Bu değişiklikle araçlar fazladan 50 ile 65 km yol yapabilmişlerdi. Görülüyor ki, artık otomobillere bir merkezden ulaşarak bir şeyler yapmak mümkün. Batarya kapasitesi arttırılabilen otomobilin kapı kilitleri açılamaz mı? Açılır. Araba çalıştırılamaz mı? Çalıştırılır.

Yani otomobile uzaktan erişim kodu kötü amaçlı kişilerin eline geçerse, arabanın batarya kapasitesi de artırılabilir, kapı kilitleri de açılabilir, motoru çalıştırılabilir hatta yolda giden arabayı durdurabilir de…

O yüzden özellikle bir merkeze bağlantılı (connected)  araçların yaygınlaşmasıyla birlikte, arabalarda yeni ve değişik hırsızlık problemleri de görülebilecek. Tabii ki logoların çalınması hala bir problem olmaya devam edecek, biz de o logolar yerinden çıkarsa kullanılamaz hale getirmeye devam edeceğiz. Kapıların zorlanarak açılmaması için ilave önlemler almaya devam edeceğiz.

Bugün bile üst seviyede elektronik bilgisiyle araçların açıklarını bulmaya çalışan ve bazen de bulan hırsızlar, yarın karşımıza daha organize olarak geleceklerdir. Yazının başındaki başını sağa yatıran “esas oğlan” artık, cep telefonundaki bir uygulamayla istediği arabanın kapısını açarak içine girecek ve başka bir uygulamayla da arabayı çalıştıracak ve en son olarak da aracın yerini tespit eden uygulamayı devreden çıkartarak “görünmez” olabilecektir.

Biliyorsunuz EURO-NCAP araçları birçok testten geçirerek yıldızlarla sınıflandırıyor ve bazı kullanıcılar satın alacağı araca, EURO-NCAP yıldızlarına bakarak karar veriyor.

Peki yukarıda saydığımız aldatılmalara karşı uyanık olmak dışında biz ne yapabiliriz. İngiltere’de bir kuruluş aynı NCAP testleri gibi araçları hırsızlığa karsı tasarım kalitelerini ve hırsızlığa karsı dayanaklıklarını değerlendiriyor. Hatta sigorta firmaları, bu kurulusun derecelendirmelerine göre hırsızlığa karsı “dayanıksız” araçları daha pahalıya sigorta yapıyorlar. Meraklısı için: https://www.thatcham.org/what-we-do/insurance-group-rating/