Problemler, problemler

 Problemler, problemler

Bir otomobilin doğuşuna tanıklık etmeye devam ediyoruz. Fabrikadayız. Seri şartlarda ön seri araçlar üretildiler. Bu üretimler sırasında tedarikçiler ilk parçalarını gönderdiler, lojistik ilk defa yurtiçi ve yurtdışı tedarikçilerin parçalarını lojistik akış şemasına uygun olarak fabrikaya getirdi. Metod servisi alet edevatları çizdi imal ettirdi ve imalatın hizmetine verdi. Mühendislik her türlü çalışmayı yaptı, parçaların nasıl takılacağıyla ilgili dokümanları hazırladı. Çalışanlara eğitimler verildi. Ve ön seri otomobiller pres hattından başlayarak, üretim sürecinde (proses) üretildiler. Bu sırada yeni robotlar yeni makinalar denendiler. Araçlara birçok yazılım yüklendi. Nihayetinde otomobiller müşteri gözüyle değerlendirildi. Ön seri olarak üretilen otomobiller çok çeşitli denemeler, testler yapılmak üzere birçok adrese gönderildi. Ve bütün bu sürecin sonunda problemler hatalar ortaya döküldü.

Kalite bölümü ön seri araçların üretimi bittikten sonra, seri toplantılar yaparak, ön seri otomobillerin neden kalite ve hata sayısı olarak istenilen seviyede olmadıklarını sorgular. Bir sonraki araçların üretilebilmesi bu toplantılardan sonra mümkün olacak.

Şimdi yaraları sarma zamanı. Bildiğiniz gibi otomobil fabrikasında çok çeşitli süreçler var. Pres atölyesinden başlayarak, kaporta, boya ve neticesinde montaj süreçleri var. Her bir meslek kendi içinde karşılaştığı hataları gidermeye çalışır. Ama arada anlaşmazlıklar da çıkabilir.

Hadi birkaç tane örnekle daha anlaşılır yapalım anlaşmazlıkları,

Diyelim ki arabanın kaputunun sağ ucu montaj bandından çıkarken 2 mm yukarıda duruyor. Ancak kaputun sol uç noktası gayet güzel tam seviyesinde. “Gövde birleştirmeye kaputu yamuk takmışsınız” diyorsunuz. Onlar da, “hayır biz tam olması gerektiği gibi takıyoruz” diyorlar Gidip gövde birleştirilirken bakıyorsunuz gerçekten hiç problem yok. Ama montajdaki arabaların hepsinin kaputlarının sağ uçları çamurluklara göre 2mm daha yukarıda yani seviye bozukluğu var.

Başka bir örnek verelim. Otomobilin stop lambaları yerine takılırken delikler tam karşı karşıya denk gelmiyor. Montaj çalışanı takarken vidayı yerine tam oturtamıyor. Stop lambasını yapan tedarikçiye sorarsanız parçasında problem yok. Stop lambasının takıldığı delikli parçayı yapan tedarikçi de deliklerinin tam olması gerektiği yerde olduğunu söylüyor. Gövde birleştirmeye sorarsanız onlarda hep aynı kalıpta birleştiriyorlar gövdeyi. Orada da problem yok. Peki, problemimizin sebebi nedir?

Araba bozuk yolda giderken torpidosundan zırıltı şeklinde ses geliyor. Problem nereden geliyor. Bantta üretim sırasında sıkılmamış bir vida mı var? Yoksa plastik parçaların kalıplarında boşluk oluşup yerinde titriyor mu? Kim sorumlu?

İşte bu noktadan sonra, bize bir arabulucu gerekli. Yani problemin analizinin yapılması gerekir. Ne demek analiz? Kim yapar, nasıl analiz yapılır?

İlk yapılması gereken “her şey doğru yapılmış mı, istenildiği gibi mi” diye bir bakmak gerekir. Bu analiz türüne “conformity control” yani uygunluk kontrolü analizi denilir. İlgili bütün parçalar ölçülür. Gerekirse üretimde kullanılan plastik malzeme kontrol edilir. Plastik parçalar enjeksiyon presinde üretiliyorsa, gerekli ayarlar tam yapılmış mı kontrol edilir. Netice olarak bütün olması gerekenler. Kontrol edilir, doğrulanır. Hata bulunması durumunda derhal düzeltilir.

Eğer her şey olması gerektiği şekildeyse ve yine de problem devam ediyorsa devreye bir üst derecedeki analiz grupları girer. Bu analiz grupları birçok analiz yöntemi kullanarak problemin kök sebebini bulmaya çalışırlar. Analizlerin sonucunda, ürün tanımı, ya da işçilik yöntemi değişmesi gerekebilir. Bu durumda analizi gerçekleştiren analist, Mühendislik, metod, imalat ya tedarikçiyi toplayarak yaptığı analizi anlatır ve gerekli değişiklikleri ister.

Problem analiz gruplarında çalışmak çok zevkli ama bir o kadar da zor bir görevdir. O kadar değişik konuda problemle karşılaşılır ki, bilgi birikiminiz artar. Her çalıştığınız konuda çok detaylı ve herkesin bilmediği meslek sırlarını öğrenirsiniz. Kişisel yaşamınızda da hep analitik düşünmeye başlarsınız. Zor bir görevdir, çünkü işiniz her gün başka bir problem çözmektir. Her gün başka bir dertle karşılaşmak bir yerden sonra zor gelmeye başlar. Sizinle ayni parayı alıp iş bitiminde hemen çıkabilenlere gıptayla bakarsınız çünkü sizin işiniz asla bitmez. Bu konunu yazarı iş yaşamının ilk yıllarında analist olarak çalışmış ve yaptığı analizlerden çok şey öğrenmiştir.

Analiz çalışmalar için çok değişik metotlar var. İlerideki yazılarda üstünden geçeriz.