Yaşar usta bulunduğu sanayi sitesinde parmakla gösterilen, eski Amerikan’larda yetişmiş, iyi bir tamirciydi. Kimsenin yapamadığı işlere el atar ve en olmadık işlerin altından çabucak çıkıverirdi. Ama zaman içerisinde işleri bozulmuş, borçları çoğalmış ve dükkânın masraflarına bile yetişemez olmuştu. O yüzden de takımları toplayıp şehrin çıkışındaki bir dinlenme tesisi içerisine taşınmıştı. Tesiste bir benzin istasyonu ile […]Devamını oku
46 sene önce bugün Türk otomotiv sanayisi için bir dönüm noktasıydı. Türkiye’nin ilk yerli otomobili Anadol, Koç Holding kuruluşu Otosan tafafından satışa sunulmuştu. 20 Aralık 1966 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan reklam bu tarihi olayı şöyle duyuruyordu: “Milletçe yeni bir merhaleye daha vardık: Dünya otomobil sanayiinin son buluşlarını, Türkeiye’nin özel şartlarına göre geliştirip Türk zevkine en […]Devamını oku
Yılda Ar-Ge çalışmalarına 400 milyon doların üzerinde kaynak ayıran Goodyear, ABD ve Lüksemburg’daki İnovasyon Merkezleri’nde üstün teknolojilere sahip lastikler geliştiriyor. Bu lastikleri geliştirme aşamalarından biri de lastiklerin, farklı hava ve yol koşullarında, alanında uzman sürücüler tarafından test edilmesi… Goodyear bünyesinde bu, benzerine az rastlanır görevi üstlenen Test Sürücüsü Vincent Lopes, yıl boyunca dünyanın çeşitli yerlerinde […]Devamını oku
1970’lerin başındayız. Renault 12 üretimi başlayalı bir yıl olmuş. Ali Sipahi önderliğinde organize edilen Türkiye’nin ilk resmi ralli organizasyonu 1972 Günaydın Rallisi etaplarının tozunu bile attırmış. İstanbul, Şile, Adapazarı, Kandıra, Akçakoca, Zonguldak, Amasra, Devre, Bolu, Beypazarı, Ankara, Nallıhan, Taraklı, Bilecik, Bursa, Uludağ ve Karamürsel arasında toplam 2 bin kilometrelik bir parkurda gerçekleştirilen rallide zaferi Renault 12 […]Devamını oku
1973 yılında yola koyulduğunda Renault 12 SW’nin ardından ikinci yerli station wagon otomobil olarak literatüre işlenmişti Anadol SV-1600. Sedan Anadollar’a göre daha modern daha stil sahibi görünüyordu. Anadol’un özü sayılan İngiliz Reliant’ın Scimitar adlı sport-station coupé modelinden esintilerle şekillendirilmişti. Döneminin hayli ilerisinde özellikleri vardı. (Detaylı bilgiler için: http://i-motoring.com/anadollarin-en-guzeli ) Anadol SV-1600′de park freni, yenilik olarak […]Devamını oku
Biz Türkiye’de hepi topu 10 milyon araçla otopark düzenini halen yoluna koyamamışken, stadyumlardan camilere, alışveriş merkezlerinden popüler bulvarlara kadar kalabalık yerlerin otopark giriş çıkış adabını benimseyememişken dünya bu işin estetiğini 40 yıl öncesinde halletmiş! Görüntüler 1962 yılından. Amerika’nın Los Angeles kentinde Major Baseball Ligi’nde mücadele veren Los Angeles Dodgers beyzbol takımının 1962’den beri kullandığı stadyumu […]Devamını oku
1970’li yılların başı… OSD (Otomotiv Sanayii Derneği) henüz kurulmamış, aylık bültenlerle ülkede üretilen otomobiller, markaların yaptığı satışlar, model bazında satış rakamları gibi istatistiksel veriler gelmezken… Toplum bu bilgilerden mahrum mu kalsın, gazetelerin acar muhabirleri ne güne duruyor! Yolda gördüklerini sayıyor ve gazetelerin ekonomi sayfalarına taşıyor olmalı! “Türk otomobil sanayii beşinci yaşını dolduruken, artık yollarda rastladığımız […]Devamını oku
BMW, 12 silindirli motorlarda 25. yılı kutluyor. 1986 yılında tanıttığı 2. jenerasyon 7 Serisi’nin ilk motoru 6 silindirliydi. Ama ikinci seçenek, asıl güç paketi, 1987’de tanıtılan segmente yakışır hacimde 12 silindirli 300 HP’lik bir makineydi. Alman otomotiv endüstrisinin son 50 yılda ilk 12 silindirli olan bu motor, BMW’nin üst sınıftaki top modelinin de önünü açıyordu. […]Devamını oku
İşte gerçek bir efsanenin ifşası. Artık bu kadar tutkulu reklamları görmek zor! İç pazarda arkadan itiş/önden çekiş savaşlarının doruk yaptığı, dünyadaysa Amerika’da dahi arkadan itişin inişe geçtiği zamanlar. Hangisinin ne olduğu avantaj ve dezavantajlarıyla belli de gel bunu Türkiye’de kalabalıklara duyur. Bu mücadelede kahramanlar tabii ki Renault ve Fiat. Tamam, biraz da Anadol. Çocuklar bu […]Devamını oku
Haber Hürriyet gazetesinden… Eylül 1962’de otomobil savaşları ve kurulan “ön Avrupa Birliği”nin stratejileri hakkında fikir veriyor. Belçika ve Lüksemburg önem sahibi, Japonlar panikte, “Fransa, Batı Almanya, İtalya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda’nın kurdukları Müşterek Pazar, bu memleketlerin endüstri kollarındakiçalışmalara gittikçe daha büyük bir hız vermektedir. Kendi aralarında ham ve mamul madde, emek gücü ve sermaye mübadelesini […]Devamını oku